23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 23.04.2021 06:00 | Son Güncelleme: 25.04.2022 15:39

Post-Covid Sendromu ile nasıl başa çıkarız?

Dünyaca ünlü ABD’li doktor Mark Hyman, Covid-19, kendimizi nasıl koruyacağımız, hastalanırsak ne yapacağımız ve Post-Covid sendromu hakkında önemli bilgiler veriyor. Konuğu tıp doktoru, diyetisyen ve egzersiz fizyoloğu Elizabeth Boham, Post-Covid sendromu için, ‘Önemli olan vücuttaki iltihaplı tepkiyi yatıştırmak’ diyor, prebiyotiklere dikkat çekiyor
Mark Hyman
Mark Hyman
Post-Covid Sendromu ile nasıl başa çıkarız?
Dr. Mark Hyman: Bu hafta yine konumuz Covid. Enfekte olanların sayısı tüm dünyada 140 milyona ulaştı. Diyorlar ki Covid bir tür grip, insanlar hasta oluyor, sonra da yüzde 99’u iyileşiyor. Ama yüzde 20’ye yakını da hastaneye yatmak zorunda kalıyor. Böyle grip gördünüz mü? Üstelik yüzde 5’i yoğun bakıma kaldırılıyor, yüzde 1’i de hayatını kaybediyor. 60 yaş üzerinde ölüm oranı daha yüksek. Dr. Elizabeth Boham: Bugün artık Covid kaynaklı komplikasyonları nasıl azaltırız, ona bakıyoruz. Kesinlikle görüyoruz ki, çok daha yüksek risk altında olan gruplar var. Diyabeti, obezitesi, kardiyovasküler hastalığı, KOAH’ı, amfizemi, astımı olan kişiler yüksek risk altında. Dr.  Hyman: Kronik hastalıklar, kalp, şeker, hipertansiyon, bunlar iltihaplı hastalıklardır. Fazla kilolu olmak da aslında iltihaplı bir hastalıktır. Bazen fazla kilolu olmanıza bile gerek yok. Zayıf görünebilirsiniz ancak vücut kütleniz kas değil çoğunlukla yağsa, sağlıksızsınız demektir. Bu da Covid riskinizi artırır. Oysa kilo, beslenme, metabolik sağlık, tüm bunlar, üzerinde kontrol sahibi olduğunuz, değiştirilebilir faktörlerdir. Yani, Covid kapmayacağınızı veya hasta olmayacağınızı umarak oturup öylece beklemek zorunda değilsiniz.

Elimizde Covid’i tedavi eden bir ilaç yok

Dr. Boham: O halde yapmamız gereken şey çok açık; vücudumuzda aktif gözetim yapabilen, virüsleri bulup yok edebilen ama bunu yaparken ‘sitokin fırtınası’ dediğimiz aşırı tepkiye neden olmayacak bir bağışıklık sistemi inşa etmek. Daha fazla sitokin üretimine neden olan NLRP3 inflamazomu örneğin… Sitokin fırtınası Covid ölümlerinin baş nedeni… Dr. Hyman: NLRP3, bağışıklık sisteminin iltihaplanmasına neden olan haberciler, öyle değil mi? Dr.  Boham: Evet. Bazı insanlarda kontrolden çıkıyorlar. Soru, hangi insanlarda kontrolden çıkıyorlar? Dr. Hyman: Zaten iltihaplı bir hastalığı olanlarda…  Dr. Boham: Çok doğru. İltihaplanma, obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıkla yukarı regüle ediliyor. (Yukarı regüle etme bir tıp deyimi -up regulation- hedef hücrelerdeki reseptör sayısının artışı anlamına geliyor.) Bu nedenle, eğer insanlar altta yatan iltihabı zaten yukarı regüle ederlerse ve sonra bu enfeksiyon onun üstüne gelirse, sonu ölümle bitebiliyor.   Dr. Hyman: Kesinlikle. Geçen hafta Tufts’tan meslektaşım Dr. Dariush Mozaffarian ile konuşuyorduk, genel bağışıklık işlevini iyileştirmeye yardımcı olan, aslında Covid’e karşı da çeşitli yollardan etkili olabilecek temel besinleri belirlediklerini anlattı. Siz virüs için ‘konakçı’sınız, ev sahibi sizsiniz. Evinizi işgalci virüse kapatabilirsiniz. Bir şekilde içeri girerse, vücudunuzun onunla daha etkili şekilde savaşacak şekilde düzenleyebilirsiniz. Böylece hastaneye yatmaz ya da ölmezsiniz. Dr. Boham: Doğru. Besinler konusu çok ilginç. Örneğin çinko, bağışıklık sisteminin işleyişi için çok kritik elementlerden biri. Hem doğuştan gelen hem de sonradan edinilen (adaptif) bağışıklık sistemi için hayati önemde. (Çinko vücudun üretemediği ve depolayamadığı bir element, hücre üretiminde de kullanılıyor. Genellikle C vitamini ya da diğer minarallerle kompleks mineral olarak sunuluyor.) Bakın, Covid 19 hastaları arasında bir araştırma yaptılar. Hastanede iki gruba iki farklı ilaç kokteyli verdiler. Gruplardan birine fazladan çinko eklediler. Fazladan çinko alan grubun hastanede kalış süresi daha kısa oldu. Dr. Hyman: Dozu da sadece birkaç kuruş ama kimsenin umurunda değil. Bu inanılmaz. Dr. Boham: Çinko almak zor da değil. Pek çok besin kaynağımızda, hem hayvansal gıdalarda hem de kabuklu yemişler ve tohumların birçoğunda bol bol var. Dr. Hyman: Kabak çekirdeği, istiridye… Dr. Boham: Evet. Ancak insanlar iyi beslenmediklerinde, sindirim sistemlerinde çinkonun emilimini engelleyen bir iltihaplanma varsa veya yaşları ileri ise sorun yaşayabiliyorlar. Yaşlandıkça çok daha fazla çinko eksikliği görüyoruz çünkü yaşlı insanlar daha az kalori tüketiyorlar. Belki kahvaltıda sadece çay ve tost yiyorlar ya da öğün atlıyorlar. Ben her zaman hastalarımın, ama özellikle yaşlı hastalarımın, bağışıklık sistemleri için fazladan çinko almalarını sağlarım. Dr. Hyman: Bence de çinko temel besin maddelerinden biri. Covid’in hücreye girmek için kullandığı bazı mekanik yolları kesintiye uğratıyor. 

İnsanların çoğunda D vitamini eksik

Dr. Hyman: Sonra D vitamini geliyor. Düşük D vitamini seviyelerine sahip insanlarda ciddi komplikasyon ve ölüm riski görülüyor. Dr. Boham: Kesinlikle. Testler yapıyoruz, çoğu insanda D vitamini düşük çıkıyor. Dr. Hyman: Hastalarımızın en az yüzde 80’inde D vitamini eksikliği var. Kalan yüzde 20 de zaten D vitamini takviyesi alanlar. Dr. Boham: Doğru. Dr. Hyman: Düşük diyoruz da düşük ne? Laboratuvar referans değerine bakarsanız, 20 veya 30’dan az ise düşük. Peki bağışıklık sisteminizi optimize etmek için ihtiyacınız olan seviye ne? Covid için muhtemelen 50 veya üstü olmalı.

Kuersetin Covid’e karşı çok etkili

Dr. Boham: Her fırsatta açık havaya çıkmalıyız. Bahar geldi, açık havada, kısa kollu tişörtlerle güneşe çıkmak, Covid döneminde önemli. Doğada yürüyüş, arkadaşlarla piknik, fırsat yaratmalı.  Dr. Hyman: Sosyal mesafe ne olacak? Dr. Boham: Sosyal mesafe terimi bence yanlış. Doğrusu fiziksel mesafe olmalı. Dr. Hyman: Kendinizi sosyal olarak uzaklaştırmanız gerekmiyor, fiziksel olarak uzaklaştırmalısınız. Öyle değil mi? Dr. Hyman: Riski düşük faydası büyük olan, alınması da kolay bir başka şey de kuersetin. Bize biraz kuersetini anlatabilir misiniz? Özellikle Covid’e karşı etkisi hakkında ilginç veriler var. Dr. Boham: Kuersetin bir polifenoldür (Bitkilerdeki doğal kimyasallar). Bunlar bitkisel besinlerimizdeki besleyicilerdir. Polifenoller aslında bitkilerin doğada hayatta kalmasını sağlarlar. Bitkisel gıdalar, sağlık açısından bize çok faydalı doğal kimyasallarla dolu. Antiinflamatuar’lar (iltihabi reaksiyonu önleyici) ve yüksek antioksidan kapasiteleri var. Kanser ve kalp hastalıklarının önlenmesi açısından farklı bitkisel besinler hakkında çok sayıda araştırma yürütülüyor. Kuersetini alerjisi, astımı olan hastalarımız için her zaman bir bitkisel besin maddesi olarak kullanıyoruz. Şimdi Covid’e karşı etkisini de görüyoruz. Takviye olarak günde birkaç kez 500 miligram veya daha fazla alınabilir. Ya da bol sebze yersiniz. Dereotu ve brokolide bolca var. Dr. Hyman: Soğan, kapari… Dr. Boham: Elma ve ‘berry’lerde de var. Yiyeceklerimizin çoğunda, sebzelerde, meyvelerde, baharatlarda, bitkisel çaylarda var. Bu bitkisel besleyicilerin çoğu genel sağlığınız için olağanüstü. Aşırı sitokin salınımını ve bir enfeksiyondan gelebilecek iltihabı azaltır. Dr. Hyman: Kuersetin, virüsün hücreye girmek için kullandığı başak proteinine bağlanır. Bahsettiğiniz gibi her türlü iltihaplanma yolunu kapatır. Aslında doğrudan bir antiviraldir. Dr. Boham: Evet, güçlü bir antiviral kapasitesi olduğunu söyleyebiliriz. Dr. Hyman: Antiviral kapasitesi var ve enfekte olmuş hücrelerin çoğalmasını engelliyor. Üstelik tamamen güvenli. Gıdalarla, ama takviye olarak da alabilirsiniz. Dr. Boham: Evet, kesinlikle.

Günde 4 fincan yeşil çay için

Dr. Hyman: Liz, yeşil çaydaki EGCG için ne dersin? Dr. Boham: EGCG, yani ‘Epigallocatechin gallate’, yeşil çayın bir bileşeni. Ve özellikle kanser önleme dünyasında, üzerinde çalıştığımız bir şey EGCG. Pek çok antioksidan, anti-anjiyojenik (tümör büyümesini yavaşlatan, hatta tümörü küçülten  tedavi-ilaçlar…) özelliği var. Ama aynı zamanda glutatyon (doğal ve güçlü bir antioksidan) üretimine de yardımcı oluyor. Bu nedenle günde 4 fincan yeşil çayı tavsiye ediyorum. Ya da bir takviyeden alıyorsanız günde 225 miligram öneriyoruz. Dr. Hyman: Öyleyse bakalım, çinko için kırmızı et, kümes hayvanları, yengeç ıstakoz gibi deniz mahsulleri, istiridye, kabak çekirdeği, kuersetin için soğan ve dereotu ve biraz da yeşil çay içmelisiniz. Dr. Boham: Mantarları da unutmayın. Ve biraz da brokoli, çünkü brokolide de var… Brokoli aynı zamanda sülforafan kaynağı. Sülforafan ‘glutatyon’ üretimi için gerçekten önemli.

Glutatyon neden bu kadar önemli?

Dr. Hyman: Bize biraz glutatyonu anlatabilir misin Liz? Dr. Boham: Vücuttaki ana antioksidan ve detokslayıcıdır. Ayrıca bağışıklık sistemi üzerinde muazzam bir etkisi var, doğal öldürücü hücreleri artırır. Dr. Hyman: Bir anti-enflamatuar yani… Dr. Boham: Doğuştan gelen bağışıklık sisteminizdeki doğal öldürücü hücreler, damarlarımızda dolaşır, virüsler gibi vücutta olmaması gereken şeyleri bulup yok ederler. Glutatyon işte bu doğal öldürücü hücre aktivitesini artıran şeydir. Bağışıklık sisteminin işlevini güçlendirdiği gibi, aşırı tepki vermesini (sitokin fırtınası) de önler.

Kronik yorgunluk, nefes darlığı kalıcı olabilir

Dr. Hyman: Bağışıklık sistemindeki bir tür fren gibi diyebilir miyiz? Dr. Boham: Evet. Bağışıklık sisteminin görevi enfeksiyonu bulmak ve ortadan kaldırmaktır. Ama enfeksiyona aşırı tepki vermesini de istemeyiz. İşte glutatyon aslında bunu yapıyor. İnsanlar glutatyon tüketen toksisiteye sahip olduğunda, enfeksiyon kapma riski yükseliyor. Bu yüzden gerçekten glutatyonu tükenmiş olanlar Covid’in zararlı etkilerine daha açık hale geliyor. O zaman soru, glutatyonumu nasıl artırabilirim? Sebzelerimizin çoğunda doğal olarak glutatyon var. Turpgillerden sebzeler, brokoli, karnabahar, lahana, glutatyon üretiminde vücuda yardımcı oluyor. Ve yeşil çay, sarımsak, soğan glutatyon üretimini artırıyor. Bu yüzden diyetimizin glutatyon durumumuzla doğrudan ilişkisi var. Glutatyon açısından biraz daha fazlasına ihtiyacı olanlara ise NAC (N-Asetil Sistein) gibi ekstra şeyler öneriyoruz.

NAC olağanüstü bir bileşik

Dr. Hyman: NAC, glutatyonu güçlendirmeye, bağışıklık sistemini iyileştirmeye ve enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olan bileşik. Anti oksidin sistemin en temel bileşeni. Beyin, bağırsak, böbrek, karaciğer ve akciğerleri korur. Dr. Boham: Evet. Ve bu olağanüstü bir bileşik. Günde birkaç kez 600 miligram alabiliriz. Bazen insanlara gerçek glutatyon da verebiliriz. Glutatyon bir tripeptiddir. Üç farklı proteinden oluşur. Dr. Hyman: Amino asitler. Dr. Boham: Amino asitler, evet. Teşekkür ederim. Böylece sindirim sisteminde sindirilir. Lpozomal glutatyon, mukozadan, ağızdan veya sindirim sisteminden parçalanmadan emilir. Veya damardan IV (intervenöz) glutatyon veririz. Bir yol da inhale glatatyondur, solunarak alınır. Dr. Hyman: Covid’e karşı intravenöz glutatyonla ilgili vaka raporları var. Ayrıca, astım veya kistik fibroz hastaları için her zaman kullandığımız inhale glutatyon veya inhale N-Asetil Sistein (NAC) Covid’e karşı inanılmaz etki gösteriyor. Bunlar geleneksel tıpta bulunan tedaviler, ancak sıklıkla kullanılmıyorlar. Bu noktada şunu bir kez daha açıklığa kavuşturalım, bu saydıklarımızdan hiçbiri Covid’e ilaç ya da enfekte olmanızı engelleyen şeyler değil. Ancak hepsi dayanıklılığınızı, bağışıklık sisteminizi ve enfeksiyonla savaşma yeteneğinizi güçlendiren şeyler. Yani bunları alırsanız haftalarca, aylarca hasta olmaz, Covid’i daha kısa sürede atlatırsınız. Dr. Hyman: Melatoninin de bazı faydaları var, değil mi? Dr. Boham: Evet, melatonin üzerine bazı ilginç araştırmalar var. Antioksidan kapasitesi olduğu açık, bağışıklık sistemimiz üzerinde de etkili. Dolayısıyla, Covid için melatonine de bakıyorlar, günde üç-beş miligram alabilirsiniz…

Post Covid’e glutatyon tedavisi çare olabilir 

Dr. Hyman: Covid’te üç ana konu var. Birincisi, kendinizi nasıl koruyacaksınız ki enfekte olmayın? Diyet, egzersiz, uyku, stres yönetimi, bahsettiğimiz temel takviyeler bunun için. İkincisi, enfekte olursanız ne yapacaksınız? Belki inhale glutatyon veya NAC… Ama sonra gördüğümüz üçüncü bir fenomen var, Post Covid sendromu. Buna Uzun Covid de deniyor. Ki bu benim için ürkütücü çünkü bir önceki virüs SARS’ta, üç yıl sonra bile enfekte olanların yüzde 40’ında kronik yorgunluk vardı. Journal of the American Medical Association’da yayınlanan ve taburcu olan Covid hastalarıyla yapılan bir çalışma okudum. Çalışma 143 hasta üzerinde yapılmış. Yüzde 72’sinde zatürre görülmüş. Ortalama 13 gün hastanede yatmışlar. Yüzde 5’i solunum desteğine ihtiyaç duymuş. Hastaneden çıktıktan 60 gün sonra sadece yüzde 12’si semptomsuzdu. Geri kalanında yorgunluk, nefes darlığı, eklem ağrısı, göğüs ağrısı vardı. Ba nasıl oluyor?  Enfeksiyon devam mı ediyor? Bağışıklık sistemleri mi çöküyor? Bundan nasıl kurtulabiliriz? Dr. Boham: Glutatyon seviyesine bakmak gerek. Bakabileceğimiz bazı biyobelirteçlerimiz var. Glutatyonu, öncelikle diyetle güçlendirmeliyiz. Sonra o kişinin sağlığının tüm yönlerine bakarız, adrenal bezini, mitokondrilerini nasıl güçlendiririz onu düşünürüz. Bazen tamamen iyileşmek için fazladan TLC’ye (solunum fonksiyon tedavisi) ihtiyaç  olabilir. Dr. Hyman: Ayrıca bağırsaklarımız da büyük bir oyuncu. Ve Covid bağırsakları da etkilediği için daha fazla bağırsak disfonksiyonu olan kişilerde sorun daha büyük gibi görünüyor. Dr. Boham: Sindirim sistemimizi çevreleyen ve burun mukozasında bulunan iyi bakterilerimiz var, bunları bizim ilk savunma hatlarımız gibi düşünün. Bağışıklık sistemimiz için gerçekten önemliler. İyi bakterilerimizi besleyen bir diyet veya fazladan probiyotik almak gerçekten fark yaratabilir. Virüse yakalanmanın önlenmesinde etkili olabilecek, ayrıca sindirim sisteminin iyileşmesine yardımcı olabilecek şeylerden bahsediyorum. Dr. Hyman: Evet, o çok konuştuğumuz probiyotik yiyecekler, değil mi?  Astragalus (geven otu) gibi şifalı bitkiler, Reishi gibi mantarlar… Dr. Boham: Ben şifalı mantarları seviyorum. Özellikle Asya mantarlarını… Doğal öldürücü hücre aktivitemizi geliştirerek bağışıklık sistemimizi gerçekten güçlendiriyorlar. Polifenollerden daha önce bahsettik, birçoğunun vücut için gerçekten güzel bir anti-enflamatuar.  Önemli olan vücuttaki iltihaplı tepkiyi yatıştırmak. Uzun Covid’e neden olan şey bu. 

Covid için deneysel tedaviler çok başarılı

Dr. Hyman: Çin’de damardan C vitamini, damardan glutatyon, NAD ve ozon tedavisi kullanılıyor. Hepsi anti-enflamatuar, bağışıklık tepkisi oluşturmaya ve vücudunuzdaki iltihaplı maddeleri azaltmaya yarayan şeyler. Şu anda bu tedaviler Avrupa’da 26’dan fazla hastanede 800 kişi üzerinde deneniyor. Sonuçlar oldukça sıra dışı.  Üç hastadan oluşan bir vaka serisini yeni gözden geçirdim... Covid üçünün de ciğerlerine inmiş. Kanlarında pıhtılaşma olduğunu gösteren  d-dimer’leri çok yüksek, çok fazla iltihapları olduğunu gösteren CRP’leri (C-reaktif protein) çıldırmış. Sonra yukarıda bahsettiğim tedaviyle birkaç gün içinde bu insanların iyileştiğini,  oksijen seviyelerinin yükseldiğini görebiliyorsunuz. Enflamatuar belirteçleri düşmüş. Röntgenleri birkaç gün içinde temizlenmiş. Ve bu hastalar üç gün sonra evlerine dönmüşler, ki bu Covid’li hastalar için ortalama 10-12 gündür. Bu kadar başka bir başka tedavi yok. Dr. Boham: Bu çok doğru. Başka virüslerden kaynaklanan kronik yorgunluğa karşı bu intravenöz (IV) tedavilerinin çoğu IV C vitamini, IV ozon kullanıyoruz. Ve işe yaradıklarını da görüyoruz. Dr. Hyman: 20’li ve 30’lu yaşlardaki hastalar bile iyileştikten sonra kronik yorgunlukla mücadele ediyorlar. Nefes darlığı, göğüs sıkışması var. Üstelik Covid testleri de negatife döndüğü halde böyleler… Dr. Hyman: Bence beslenme bilincini yükseltmek gerek. Ve kısa sürede sonuç almak mümkün. Mide baypas ameliyatı geçiren, 200 kiloluk diyabetli birini alıyorsun. Diyetini değiştiriyorsun. Diyabeti iki hafta içinde yok oluyor. Metabolik sağlığınızı hızla değiştirebilirsiniz. Enflamasyonu hızla yok edebilirsiniz. Kendinize 10 gün verin, 10 gün sağlıklı beslenin, farkı göreceksiniz. Çoğu kişi için günde bir multivitamin ve D vitamini genellikle yeter. İçinde çinko var. Belki biraz kuersetin ekleyebilirsiniz. Bunlar çok güvenli, etkili şeyler. Ne yazık ki yeterince kullanılmıyorlar. Liz, çok teşekkür ederim. Haftaya: Gluten sağlık için gerçekten bir tehdit mi?