ABD eski Başkanı Donald Trump’ın 2020 seçim mağlubiyetini tersine çevirmek için komplo kurmak suçlamasıyla bugün resmen mahkeme karşısında suçlanacak. BBC'nin haberine göre; Donald Trump, duruşma öncesi davayı Joe Biden’ın başkanlığındaki ABD’de ‘’yolsuzluğun, skandalın ve başarısızlığın’’ kanıtı olarak yerden yere vurdu.
En önemli dava
Bugün TSİ 22.00’da başlayacak duruşma öncesi başkent Washington DC’de güvenlik tedbirleri artırıldı. Trump, Beyaz Saray’da ikinci dönemi için kampanya yürütürken, halihazırda iki ceza davası ile daha karşı karşıya. Fakat seçim sonuçlarına müdahale davası bunların en önemlisi olarak görülüyor.
New Jersey Bedminster’daki golf kulübünde bulunan Trump, kendi sosyal medya platformu Truth’ta tüm harfleri büyük yazarak takipçilerine teşekkür etti: ‘’Daha önce herhangi bir konuda böylesine büyük bir destek almamıştım.’’
Bir diğer paylaşımında ise aralarında eski Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Florida Valisi Ron DeSantis’in bulunduğu rakipleri Cumhuriyetçi başkan adaylarını eleştirdi. Trump, argümanını tekrarlayarak, Pence’in, Biden’ın 6 Ocak 2021’deki seçim zaferine yönelik Kongre onayını durduracak hukuki yetkisi olduğunu ifade etti. Süreç, Trump destekçilerinin ABD Kongresi’nin bulunduğu Capitol binasını basmasıyla kesintiye uğramıştı.
Bizzat katılması bekleniyor
77 yaşındaki ABD eski Başkanı, TSİ 22’de Washington DC’deki federal mahkemede olacak. Trump’ın suçlamayı reddetmesi bekleniyor. Video bağlantısıyla uzaktan katılma seçeneği bulunmasına karşın Trump’ın bizzat mahkemeye geleceği düşünülüyor.
Donald Trump, Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra şehri sadece bir kez. Ziyaret etti. Mahkeme binasının dışında ABD saatine göre. dün akşamdan itibaren kuyruk oluşmaya başladı.
Salı günü açıklanan iddianamede Trump; ABD’yi dolandırmak, tanık ayarlamak ve yurttaşların haklarına karşı komplo kurmanın da arlarında bulunduğu dört suçlamayla karşı karşıya kaldı.
İç savaştan sonra çıkan yasayı ihlâl
Yurttaşları haklarından mahrum bırakmayla ilgili yasa, ABD İç Savaşı’nın ardından serbest bırakılan kölelere, topluma entegre olurken, yasal koruma sağlamak için yürürlüğe sokulmuştu. Bu suçlama, 1988 yapımı ‘Mississippi Yanıyor’ filmine ilham olan Ku Klux Klan üyelerinin yargılandığı 1967 tarihli davada kilit rol oynamıştı.
Hukuk uzmanları, Trump’a karşı açılan davaya bu suçlamanın dahil edilmesinin nedenini şöyle açıklıyor: Çünkü Trump, oyları değiştirmeye yönelik çabaları için Afrika kökenli Amerikalı seçmen nüfusunun yoğun bulunduğu kentsel alanları hedefledi.
Savunma hattını şekillendirdi
Donald Trump’ın avukatları, savunma stratejilerinin ipuçlarını verdi. Avukat John Lauro, dün NBC Today programına katıldı ve Trump’ın ABD Anayasası Birinci Değişikliği’yle güvence altına alınan ifade özgürlüğünün koruması altında olduğunu iddia etmeyi planladığını söyledi. Lauro’ya göre; iddianame ifadeyi kriminalize ediyor. Trump’ın hukuk ekibi, savcıların hızlı yargılama isteğine karşı da direniyor, müvekkillerinin savunmasını düzenlemek için zaman ihtiyaçları olduğunu söylüyor.
Parmak izi alınacak
ABD Adalet Bakanlığı’nın yetki alanında hizmet veren ve mahkemeleri koruyan US Marshals Service sözcüsü, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, Trump’ın parmak izinin alınacağına ve doğum tarihi, sosyal güvenlik ID numarası gibi basit bilgileri vermesinin isteneceğini söyledi.
Ceza alırsa ne olur?
77 yaşındaki eski başkan, suçlu bulunması halinde hapis cezası alabilir. ABD yasalarına göre, bir kişi hakkında cezai sürecin işlemesi hatta cezaevinde olması, başkan adaylığı için engel teşkil etmiyor.
New York Times'ın bir analizine göre; Trump bir ya da daha fazla davada mahkûm olursa, muhakkak temyize gidecek, herhangi bir hükmü erteleyecek ve Yemin Töreni Günü’ne kadar hapse girmemesini hemen hemen garanti edecektir. O zaman ikinci dönem için seçilirse ne olacağı sorusu ortaya çıkıyor. Trump federal bir suçtan mahkûm olursa, muhtemelen kendisini affedecektir, 2018’de ‘mutlak hakkı’ olduğunu bu gücü kullanmıştı.
Anayasa’da başkanın bu yetkiyi kullanmasını engelleyen bir metin bulunmuyor. Fakat 1974’te Adalat Bakanlığı, Başkan Richard Nixon’ın ‘’kimsenin kendi davasında yargıç olamayacağı temel kuralı’’ gereği, kendisini affetme yetkisine sahip görünmediğini belirten veciz bir hukuki mütalaa vermişti. Fakat bu fikir, söz konusu prensibi Anayasa’nın başkanlara verdiği gücü kısıtlamaya yönelik yazısız bir sınırlamaya nasıl dönüştüğünü açıklamıyordu.
Hukuk uzmanları, bu sorunsala dair hemfikir değiller, fakat hiçbir başkan şimdiye kadar kendisini affettiğini ilan etmedi, bu nedenle de bu konu mahkemede tecrübe edilmedi. Böylesi bir senaryoda Trump’ın kendi kendi affetmenin meşru olup olmadığı konusunda kendisinin yanında yer almasını sağlamak için Adalet Bakanlığı üzerindeki kontrolünü kullanması neredeyse kesin. Savcılar kendi kendini affa karşı durmazsa, konuyu hukuki olarak kimin takip edeceği açık değil.
Dikkat çeken bir ihtimal
Bir diğer ihtimal de şu: Hapse atılırsa, 25’inci Düzenleme gereği yetki ve görevlerini yerine getiremeyeceğinden dolayı, ikinci döneme başlamasıyla birlikte görevden alınabilir. Fakat bu sonucun doğması için Başkan Yardımcısı’yla birlikte Başkan’ın Kabinesi’nin çoğunluğunu gerektiriyor. Bu olasılıkta doğan sorular arasında şu da var: Senato Trump’ın yeni politik atamalarını onaylamadığı takdirde kim Kabine üyesi vasfı kazanacak?