21 yaşındaki Amerikan Üniversitesi öğrencisi Clair Sapilewski, film kameraları kullanarak dijital fotoğrafların yakalayamadığı estetiği elde etmek için sürekli film stoğu bulunduruyor. Sapilewski, film fotoğrafçılığının yavaşlamayı, sahnelere daha dikkatli bakmayı ve çekimleri daha bilinçli seçmeyi öğrettiğini belirtiyor.
CNBC'ye göre bu durum, Z kuşağı üyelerinin filmli fotoğraf makinelerine ilgi göstermesiyle devam eden bir trendin parçası. Sapilewski, hocalarının kendisine temel bilgileri öğrettiğini, ancak kendisinin ve arkadaşlarının, iPhone’ların tam olarak yakalayamadığı kareleri elde etmek için filmli makinelerini kullandıklarını söyledi.
Onun üniversite çevresinde, fotoğraf filmi konusunda en popüler marka ise Eastman Kodak; Sapilewski bu şirketi “herkesin bildiği bir marka” olarak tanımlıyor.
Sapilewski, “Hemen herkes Kodak filmler kullanıyor, ortalama bir film kullanıcısı, film almak için uzandığında Kodak’ı tercih ediyor” diyor.
Ancak objektifin diğer tarafında, Kodak’ın farklı bir şeyler söylemesi mümkün.
Kodak'ın mali durumu endişeleri artıyor
133 yıllık şirket, ikinci çeyrek finansal raporunda faaliyetlerini sürdürme kapasitesinde “önemli şüpheler” olduğunu açıkladı.
Net zarar 26 milyon dolar olarak kaydedildi ve bu, 2024’ün aynı dönemindeki 26 milyon dolarlık net gelirle kıyaslandığında yüzde 200 düşüş anlamına geliyor. Şirketin brüt kârı yüzde 12 azaldı ve milyonlarca dolar borç yükümlülüğü bulunuyor.
Şirket bir yasal bildirimde, “Kodak’ın, önümüzdeki 12 ay içinde vadesi dolacak borçları bulunuyor ve bu borç yükümlülüklerini mevcut şartlara göre vadesinde ödemek için taahhüt edilmiş bir finansmanı ya da kullanılabilir likiditesi yok” ifadelerini kullandı.
Şirketin hisseleri de yıl başından bu yana yüzde 15’ten fazla değer kaybetti.
2012'de iflas başvurusu yapmıştı
1800’lerin sonlarında New York eyaletinin Rochester kentinde kurulan Kodak, fotoğrafçılık alanındaki yükselişten yararlanarak tüketiciler için süreci basitleştirme hedefiyle büyüdü. Ancak dijital teknolojinin çağı başladığında, fotoğraf makineleri film ve tek kullanımlık modellerin ötesine geçtikçe, şirketin güncelliğini koruma mücadelesi giderek zorlaştı.
2000’li yıllarda, dijital fotoğraf makinelerinin yükselen trendine ayak uydurmaya çalışan şirket, Melius Research analisti Ben Reitzes’e göre zorlandı. Reitzes, o dönemde Kodak’ın değişen makroekonomik ortamla ilgili endişeleri görmezden geldiğini söyledi.
Reitzes martta yayımladığı bir notta, “Dijital teknoloji, film satışlarını hemen bitirecek olgunluğa gelmemişti ama mantık bize aksini söylüyordu” diye yazdı. “O dönemde Kodak yönetimi, filmin dijital fotoğraf makineleriyle birlikte varlığını sürdüreceğini ve daha fazla fotoğraf çekileceğini, dolayısıyla Kodak tarafından basılacak fotoğraf sayısının artacağını söylüyordu.”
Bunun yerine Kodak, 2012’de iflas başvurusu yaptı. Şirket, 2013’te yeniden yapılanarak dört ana iş koluyla faaliyetlerine devam etti: baskı, ileri malzemeler ve kimyasallar, sinema filmi ve kamera ile aksesuarların da yer aldığı tüketici ürünleri.
Retro fotoğraf makinesi trendi yükselişte
Ancak son yıllarda, retro fotoğraf makinesi trendi yeniden yükselişe geçti.
2020’de, dönemin Genel Müdürü Ed Hurley, NBC News’e yaptığı açıklamada, Kodak’ın 2019’da ürettiği film rulosu sayısının 2015’e kıyasla iki kattan fazla olduğunu söyledi.
Geçen yılın üçüncü çeyrek kazanç toplantısında ise Kodak CEO’su Jim Continenza, şirketin film talebinin o kadar yüksek olduğunu, Rochester’daki fabrikasını yenilemesi gerektiğini belirtti.
“Film satışlarımız arttı,” diyen Continenza, “Hem bizim hem de müşterilerimizin durağan ve sinema filmi alanındaki bağlılığı devam ettikçe, bu alana yatırım yapmayı ve büyümeyi sürdüreceğiz,” ifadelerini kullandı.
Fortune Business Insights’a göre, küresel sinema kamerası pazarının büyüklüğü hızla artıyor ve 2032’de 535 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Global Wellness Institute ise “analog wellness”i 2025’in en önemli trendi olarak açıkladı.
Fstoppers adlı fotoğraf haber sitesinin genel yayın yönetmeni Alex Cooke’a göre, bu büyümenin arkasında, büyük ölçüde dijital fotoğrafçılığın hiper gerçekçiliğinden “kopuş” anlamına gelen eski tarz estetiğe yönelen Z kuşağı var.
Cooke konuyla ilgili, “Bence bu, dijital mükemmeliyete karşı bir isyan. Film, filtrelenmiş, Facetune’la düzeltilmiş ve algoritmalarla test edilmiş görsellerin hakim olduğu bu aşırı küratörlü Instagram ve TikTok dünyasında daha gerçek hissettiriyor” diye konuştu.
Kaynak: Gazete Oksijen

