05 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 24.10.2022 11:13 | Son Güncelleme: 24.10.2022 11:42

Çalışanlar artık ofislere bağlı değil ama saate hala bağlı

Corona virüs pandemisi uzaktan çalışmayı yaygınlaştırmasıyla çalışanların ofise bağlılığını ortadan kaldırdı. Ancak çalışanları baskı altında tutan başka bir durum daha var: Hala 9-5'e bağlı olmak. Yeni bir ankete göre mesai saati esnekliği olan çalışanlar yüzde 30 daha üretken
Çalışanlar artık ofislere bağlı değil ama saate hala bağlı

Pandemi işin nerede yapıldığının önemini ortadan kaldırmış olmasa da ne zaman yapılması gerektiğini hala Henry Ford*’un tavsiyeleri belirliyor. Daha fazla şirket uzaktan çalışma düzenlemelerini kabul etse bile, sabah 9’dan akşam 5’e kuralını hala mevcut. 

10 binden fazla çalışana soruldu

Slack Technologies Inc.’in Future Forms’u tarafından yapılan yeni bir ankete göre masa başında çalışanların yüzde 94'ü mesai saatleri için esneklik istiyor, konum esnekliği istediğini söyleyen yüzde 80’den daha fazla. Slack, ABD, Avustralya, Fransa, Almanya, Japonya ve Birleşik Krallık'ta 10 binden fazla masa çalışanıyla anket yaptı. 

Çalışanların işlerini kendi programlarına göre ayarlamaları ve iş arkadaşlarıyla aynı anda çevrimiçi olmalarının gerekmemesini ifade eden asenkron düzenlemeler bazı yeni kurulan şirketler ve teknoloji şirketleri dışında nadir görülüyor. 

Çevirimiçi baskısı

Uzaktan çalışma, çamaşır yıkamak, köpeği yürüyüşe çıkarmak gibi işler için daha fazla esneklik sağlarken birçok kişi, mesai saatleri için de çevirimiçi gözükmesi gereken uygulamalar olduğu için baskı altında hissediyor. 

"Yöneticilerden kaynaklanıyor"

Future Forms’un kurucusu Sheela Subramanian, bu baskının çoğunun modası geçmiş profesyonellik normlarına tutunan liderlerden ve yöneticilerden kaynaklı olduğunu söyledi. Subramanian, “Profesyonel normlar ve iyi bir çalışan olmanın ne anlama geldiği hakkında daha geniş bir konuşma yapmamız gerekiyor. İşimizin hayatımızdaki rolünü yeniden değerlendirdiğimiz bir deneyin başındayız. Gidecek çok yolumuz var” dedi. 

Çalışanlar daha net sınırlar istiyor

Subramanian, yöneticilerle program esnekliği hakkında konuştuğunda, genellikle alarma geçtiklerini söyledi. Aksine, birçok insan, mesajlara yanıt vermeleri beklendiğinde daha net sınırlar istiyor. Subramanian, “Kuruluşlar bir çerçeve içinde esneklik yaratabilir. Beklentileri belirleyebilir ve kasıtlı olabilirler” diyerek şirketlere öneride bulundu. 

Future Forum, iş arkadaşlarının hepsinin belirli, sınırlı bir süre için çevrimiçi olduğu, herkesin işin nasıl yapılacağı konusunda iş takibine yardımcı olan dijital araçlar kullanarak, temel çalışma saatlerinin benimsenmesini öneriyor. Özel şirket verilerinde uzmanlaşmış bir yazılım firması olan Crunchbase Inc., geçen yıl uzaktan çalışmaya geçtiğinde temel bir çalışma saatleri politikası oluşturdu. Şirket, çalışanlara farklı zaman aralıkları verdi ancak toplantılar ve senkronize çalışma için 1-6 arasını tercih etti. 

Yüzde 30 daha üretkenler

Crunchbase'in insan kaynakları sorumlusu Kelly Scheib, geleneksel programlara alışmış kişilerin temel çalışma saatleri dışında anında yanıt alamayabilecekleri gerçeğine uyum sağlamalarının biraz zaman alabileceğini söyledi. Future Forum'a göre tam program esnekliğine sahip çalışanlar, programlarını değiştirme imkanına sahip olmayanlara göre neredeyse yüzde 30 daha üretken.

Konum esnekliği de üretkenliği yüzde 4 artırıyor. Program esnekliğine sahip çalışanlar, daha iyi odaklanabileceklerini ve iş-yaşam dengesini iyileştirebileceklerini söylüyor. Program esnekliği olmayan çalışanların, orta düzeyde program esnekliğine sahip olanlara kıyasla gelecek yıl yeni bir iş arama olasılıkları da iki kat daha fazla. 

Tamamen terk etmek mantıklı olmayabilir

9'dan 5'e geçiş, 1926'da Henry Ford tarafından fabrikada resmileştirildi. Kökenleri günümüzün dijital işyerleriyle çok az ortak noktaya sahip olsa da, 9-5 kültürü ekonomiye ve sosyal yaşama tamamen yerleşti. Bu neden tamamen terk etmek mantıklı olmayabilir. Gartner Inc.'de insan kaynakları araştırma direktörü Alexia Cambon, bunun yerine arka arkaya toplantıların normlarından uzaklaşmayı savunuyor. 

Her şey, çalışanların özerklik ihtiyacına ve işi yapabileceklerine güvenmelerine bağlı. Cambon, “Nasıl çalışması gerektiğine karar vermek için en iyi konumda olan kişi, bireylerin kendileridir, çünkü onları neyin üretken kıldığını bilirler” dedi. 


*Henry Ford, 1926'da otomobil fabrikasında, rakiplerinden daha iyi çalışanları çekmek için 9-5, hafta 40 saat çalışma düzenine geçti. ABD'de o dönem çalışma saatleri günlük 12 saate kadar uzayabiliyordu. Bunlar yasalarla düzgün bir şekilde kontrol edilemiyordu. 1914'te, çoğu işçinin hala sekiz saatlik iş günü garantisinin olmadığı bir zamanda, Ford Motor Co.,  sekiz saatlik vardiyalar başlatması ve ücretleri artırmasıyla dikkat çekti.