Filistinli grupların Gazze'den 7 Ekim'de başlattığı saldırılarda güvenlik zafiyet olduğu yönündeki eleştirileri değerlendiren İsrail Ordu Sözcüsü Hagari, "Bu olayla ilgili somut bir istihbarat uyarısı yoktu. Böyle bir olayı kavrayamadık. Bir önceki gece bazı istihbarat işaretleri vardı ama böylesi bir hamlenin değil. Her şeyi derinlemesine araştıracağız" diye konuştu.
"Elit komando birliklerini hedef alıyoruz"
Hagari, Gazze Şeridi'nden çevredeki İsrail yerleşim yerlerine saldırılara katılan İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın elit komando birliklerinin evlerini ve üslerini vurduklarını belirtti. Ellerindeki yaralı Filistinli silahlı unsurlardan Gazze içindeki "tünel, fırlatma rampaları, toplanma noktaları, askeri konumlara" ilişkin bilgi aldıklarını dile getiren Hagari, saldırıya katılan herkesle hesaplarını göreceklerini ifade etti.
İsrail ordusunun kuzeyden gelecek muhtemel bir saldırıya karşı hazırlık yaptığını aktaran Sözcü, askerlerin bölgedeki yerleşim alanlarının çevresinde devriye gezdiğini, kontrol noktaları kurduğunu, arazide tuzaklar hazırladığını ve bölgenin daha fazla birlikle takviye edileceğini söyledi.
Bu arada İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, gece saatlerinde Gazze Şeridi'nin Rafah beldesine düzenlenen saldırılarda Kassam'ın denizci birliklerinin üst düzey lideri Muhammed Ebu Şamla'nın öldürüldüğü aktarıldı. Açıklamada, Şamla'nın evinde deniz saldırılarında kullanılacak mühimmatın saklandığı öne sürüldü.
İstihbarat servisleri mercek altında
ABD’li Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olan Michael McCaul, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Böyle bir olayın yaşanabileceğine yönelik olarak Mısır’ın İsraillileri (saldırıdan) üç gün önce uyardığını biliyoruz” demişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu iddiayı” tamamıyla yanlış” diyerek reddetti. İsrail’in istihbarat servisleri, ülke tarihindeki en ölümcül saldırıları önleme konusundaki başarısızlıkları nedeniyle mercek altındalar.
"İsrail, uzun sürecek bir şok yaşıyor"
İsrail gazeteleri, saldırının başlamasıyla birlikte yaşanan şok halini, istihbaratın çöküşünü ve saldırının 6 Ekim Savaşı ile benzer yönlerini ortaya çıkaran haber ve makalelere yer verdi. İsrail Maariv gazetesi, 7 Ekim'de yayımladığı haberde, Hamas'ın İsrail'e sürpriz bir saldırı düzenlediğini ve bunun büyük bir istihbarat zaafı olduğunu yazdı. Yediot Ahronot gazetesi ise Hamas'ın saldırısının, hükümetin başarısızlığı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Gazete, "hayali terör örgütlerine dönük uzun süredir devam eden aşağılamanın, kaçmanın zor olduğu bir kabusa ve uzun süre İsraillilerin peşini bırakmayacak bir şoka dönüştüğünü" vurguladı. İsrailli askeri analist Avi Benayahu, Maariv gazetesindeki makalesinde, İsrail'in hiç bilmediği özelliklere sahip, çok sayıda ölü, yaralı ve kaçırılanların olduğu sürpriz bir savaşın içinde olduğunu ifade etti. "Hamas'ın ekonomiye ağırlık verdiği yönündeki düşüncenin hatalı olduğu ve İsrail'in milyarlarca şekel harcayarak inşa ettiği duvarın da çöktüğü ortaya çıkmıştır. Saatlerdir televizyonun karşısındayım ve şaşkınlıktan dişlerimi gıcırdatıp gözlerimi ovalıyorum. Çünkü İsrail tarihinde daha önce böyle bir şey yaşanmadı" ifadelerini kullanan Benayahu, sinirleri yıpratacak uzun ve zor bir dönemin kendilerini beklediğini kaydetti.
"İsrail bir kez daha gafil avlandı"
Yaşananları "büyük bir başarısızlık" olarak nitelendiren David Horovitz ise The Times of Israel'deki yazısında, "Yom Kippur Savaşı'nın üzerinden 50 yıl geçtikten sonra bugün İsrail, Arap orduları değil de Hamas tarafından sürpriz bir saldırıya uğradı. İsrail'deki siyasetçiler acil toplantıya giderken basında da 'İsrail'in iç meselelerle meşgulken bir kez daha gafil avlandığı" yönünde eleştiriler yer almaya başladı." ifadelerini kullandı.
Siyasi yansımaları olacak istihbarat zafiyeti
İsrailli uzmanlar, Hamas'ın, yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen sızma operasyonunu hiç kimseye duyurmadan gerçekleştirmiş olmasını da sorguladı. Haaretz gazetesi analistlerinden Amos Harel, yaşanan saldırının siyasi şoklara neden olacak büyük bir başarısızlık olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti:"İçinde bulunduğumuz durum, acı verici tarihi bir karşılaştırma yapmayı gerektiriyor. İsrail'in Gazze'ye dair düşüncesi çökmüştür. Siyasette, savunma kuvvetlerinin konuşlandırılmasında ve sürprizlere hazırlıklı olmada başarısız olunmuştur. Cumartesi gecesi İsrailli siyasetçiler ve komutanlar, evlerinde güven içinde uyumuş ve erken uyarı olmadığı için kuvvetler takviye edilmemiştir."
Askeri istihbarat ve Genelkurmay Başkanlığı'nın, "Hamas'ın önceki savaşlardan ders çıkardığını ve yeni bir savaşa girme niyetinde olmadığını" iddia ettiğini belirten Harel, "Yüzlerce Hamas mensubu kimseye duyurmadan bu sürpriz saldırı için aylardır hazırlık yaparken İsrail'de, Gazze'den ülkeye girişine izin verilen işçilerin sayısının artırılıp artırılmayacağı tartışılıyordu" değerlendirmesinde bulundu.
Bu büyük başarısızlıkta hem askeriyenin hem siyasetin payı olduğunu vurgulayan Harel, "Bu mesele, ancak savaş bittiğinde derinlemesine değerlendirilebilir. Sorun şu ki İsrail bu savaşa, benzeri görülmemiş bir kriz ortamında giriyor. Bu durum, önümüzdeki zor günlerde hükümetin performansını etkileyecektir." ifadelerini kullandı.
Hamas'ın, 2014'teki Koruyucu Hat Operasyonu'ndan ders çıkardığını ve buna göre hazırlık yaptığını dile getiren Harel, şunları kaydetti: "Hamas, bu sefer, ordunun olduğu bölgelere saldırdı. Anlaşılan o ki bu alanlarda teyakkuz hali düşüktü ve askeri güçlerin sayısı azdı. Aynı şekilde Gazze Tümeni Karargahı'nda ve diğer birkaç askeri üste de çatışmalar yaşandı. Tek sorun, istihbarat zafiyeti değildi. Görünüşe göre tüm sistem çöktü. İsrail, Mısır ordusu ya da Hizbullah ile savaştığında böyle bir şey olmadı. Bu sefer, daha küçük bir grup (Hamas), İsrail'e 1973 darbesinden daha acı verici bir darbe vurdu."
Hamas, Hizbullah'ı taklit etti, kurnaz davrandı
Yossi Yehoşua, Yediot Ahronot'taki yazısında "Orta Doğu'nun en güçlü ve dünyanın en saygın ordularından biri olan İsrail ordusunun, Hamas'ın saldırısı karşısında şaşkına döndüğünü" belirtti. Hamas'ın, yaklaşık iki hafta önce sınır bölgesine göstericileri göndererek ne kadar kurnaz olduğunu gösterdiğini kaydeden Yehoşua, "İsrail hükümetinin Gazzeli işçilerin İsrail'e girişine izin vermesinden sonra ordunun, sınırda durumun kontrol altına alındığını sandığını, Hamas'ın ise İsrail ordusunu yanılttığını ve rehavete düşürdüğünü" aktardı. Hamas'ın, sınırdaki yerleşim birimlerine sızarak, asker ve sivilleri öldürüp kaçırarak Hizbullah'ı taklit ettiğini vurgulayan Yehoşua, ordunun, böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermediğine ve ayrıca yüksek maliyetli yeni sınır bariyerine güvendiğine işaret etti.
Yehoşua, pek çok noktadan aynı anda silahlı kişilerin İsrail içine sızması ve İsrail'in roket yağmuruna tutulmasının planlama ve zaman gerektirdiğini ancak bundan daha da önemlisi Hamas'ın, benzeri görülmemiş bir cesaret örneği sergilediğini vurguladı. İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın İsrail'in güneyindeki yerleşim yerlerine geniş çaplı saldırı başlattığı 7 Ekim'in, İsrailli yetkililere, "daha güçlü bir ordu inşasının şart olduğunu" göstermesi gerektiğini belirten Yehoşua, bunun yapılabilmesi için uzun süredir tartışılan "yargı reformu" gibi daha az ehemmiyetli konularla meşgul olmaya son verilmesi gerektiğini kaydetti.
"Silinmesi mümkün olmayan bir utanç"
İsrailli eski bakanlardan Meir Sheetrit ise Maariv gazetesindeki yazısında, "İsrail'in yaşadığı utançla" ilgili şu ifadeleri kullandı: "Bu hem siyasi ve operasyonel açıdan hem de istihbarat açısından bir başarısızlık. Düşmanın buldozerle çitleri aşıp Toyota marka araçlarla içeri girmesini ve onları durduracak kimsenin olmamasını nasıl açıklayabiliriz? İsrail ordusu nerede? En modern silahlar ve insansız hava araçları, helikopterler, tanklar, askerler nerede? Bu utancın silinmesi mümkün değil."
Saldırının, Mısır'ın 6 Ekim 1973 tarihinde başlattığı Yom Kippur Savaşı'nın yıl dönümünde gerçekleştiğini hatırlatan Sheetrit, "2023 yılının başarısızlığı, Yom Kippur Savaşı'nın başarısızlığından daha kötü. Yüzümüze bir tokat gibi çarpan bu korkunç gerçeğe inanmakta güçlük çekiyorum" ifadelerini kullandı. İstihbarat sistemlerinin yanı sıra Pegasus adlı casus yazılıma sahip bir ülkenin böyle bir konuda başarısız olmasına inanmanın güç olduğunu dile getiren Sheetrit, şu değerlendirmede bulundu: "İsrail hükümetlerinde görev yapan eski bir bakan olarak, İsrail Savunma Kuvvetlerinde görev yapan bir subay olarak, İsrail'de böyle tehlikeli bir başarısızlığın yaşanmasından utanç duyuyorum." Sheetrit, savaşın son bulmasının hemen ardından bu feci başarısızlığın tüm sorumlularının adalete sevk edilmesi için soruşturma komitesi kurulması gerektiğini sözlerine ekledi.