Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, dün parlamentoda yaptığı dış politika konuşmasında, Avrupa Birliği’nin daha önce gündeme getirdiği eski bir fikri tekrar canlandırdı. Bu fikir, Doğu Akdeniz’deki devletler arasında bir tür forum veya konferans kurulması gerektiğini öngörüyor; böylece deniz yetki alanları gibi anlaşmazlıkların masaya yatırılması planlanıyor.
Massad Boulos’un diplomatik rolü
Kathimerini'nin haberine göre, Trump'ın dünürü Massad Boulos bu plan kapsamında başrolde. Boulos'un Yunanistan, Türkiye, Libya ve Mısır temsilcileriyle görüşmeler yaptığı ve dört ülkeyi anlaşmazlıklarını çözmeye teşvik ettiği belirtildi.
ABD Başkanı Trump, dünürü Boulos'u Orta Doğu danışmanı olarak atamıştı. Lübnan asıllı Amerikalı iş insanı, 2024 seçimlerinde Arap-Amerikan toplumu ile ilişkileri güçlendirme konusunda önemli bir rol üstlendi. Trump yönetiminde ise Orta Doğu ve Afrika politikalarında etkili bir figür olarak görev alıyor.
Miçotakis ise konuşmasında gelişmeyle ilgili şöyle dedi:
"Yunanistan, tüm komşularıyla diyalog kurmayı amaçlıyor ve pusulası daima yasalar ve özellikle Deniz Hukuku. Önümüzdeki dönemde tüm kıyıdaş devletleri ortak bir toplantıya, bir foruma davet etmeyi planlıyoruz; böylece hep birlikte tüm meseleleri değerlendirebiliriz. Yunanistan, Deniz Hukuku’nu referans alarak kendi pozisyonlarını masada savunmaktan hiçbir şekilde korkmuyor."
'Boulos temsilcilerle görüştü'
Kathimerini'ye göre, Trump’ın dünürü Boulos, halihazırda Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanları konusundaki dört temel ülkeyi bir araya getirme girişiminde bulundu. Boulos, farklı dönemlerde Yunanistan, Türkiye, Libya ve Mısır temsilcileriyle görüşerek, ülkeleri anlaşmazlıklarını çözmeye teşvik etti.
Ekonomik boyut
Öte yandan konu yalnızca jeopolitik bir mesele değil; ABD için ekonomik boyutu da büyük önem taşıyor. Chevron ve ExxonMobil gibi şirketler bölgedeki faaliyetlerini artırmayı hedefliyor.
26 Eylül’de 80. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında Boulos ile bir araya gelen Mitsotakis’in yeni girişimi, önümüzdeki dönemde bölgesel diplomatik hareketliliğin habercisi olarak değerlendiriliyor.
Dahası, eylül ayının hemen başında Yunanistan'ın Exxon dahil ABD'nin enerji devleriyle temasa geçtiği ortaya çıkmıştı. Yunan hükümeti, Girit'in güneyinde “Kriti-1” ve “Kriti-2” adlı deniz bloklarında yapılacak hidrokarbon araştırmalarına Amerikan şirketlerinin katılımını jeopolitik oyun değiştirici olarak görüyor.
Yetkililer sessizliğini korusa da, kulislerde Chevron veya ExxonMobil’in muhtemelen Hellenic Energy ile konsorsiyum kurarak ihaleye ilgi gösterdiği konuşuluyor.
Bu katılım, Atina açısından 15 yıllık çabanın boşa çıkmaması anlamına geliyor. Aksi bir senaryo, diplomatik ve enerji stratejisinde ağır bir kayıp olarak görülüyor.
Türkiye-Libya ortaklığına dolaylı yanıt
Yunanistan, ABD’li şirketlerin katılımını, 2011 tarihli Maniatis yasasının belirlediği orta hat çerçevesinde, adaların MEB ve kıta sahanlığı haklarını fiilen teyit eden bir adım olarak değerlendiriyor. Bu durum, Ankara’nın 2019’da imzaladığı Türk-Libya mutabakatına dolaylı bir karşı hamle niteliği taşıyor.
To Vima gazetesinin geçen ay yayınladığı haberde, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, olası Amerikan katılımını “Yunan diplomasisinin büyük başarısı” sözleriyle nitelendirdi.
Yıllar öncesine dayanan temaslar
ExxonMobil'in bölgedeki ilk gaz arama çalışmaları 2018 yılına dayanıyor. O dönem, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, Amerikan enerji şirketi ExxonMobil için Doğu Akdeniz'de hidrokarbon arama çalışması yapacak geminin sondaja başladığını söyledi.
Lakkotripis, yaptığı açıklamada, GKRY tarafından 10'uncu parsel olarak isimlendirilen bölgede ExxonMobil-Qatar Petroleum tarafından gerçekleştirilen sondaj çalışmasının başladığını belirtti.
Mısır ve İsrail'i de ziyaret edecek olan Fannon ise ABD'nin GKRY'ye doğal kaynaklarından faydalanması konusunda desteğini sürdürdüğünü ifade etti.
Yunan meclisinde başka neler konuşuldu?
Dün gerçekleşen toplantının ana konusu aslında Avrupa'nın SAFE programı ve Türkiye'nin katılımı üzerineydi.
PaSoK lideri Nikos Androulakis, Türkiye’nin SAFE’e katılmasına karşı çıktı ve bunun bir “silah ambargosu” sürecinin parçası olması gerektiğini savundu.
Miçotakis de Atina’nın Türkiye’yi SAFE’e dahil etmeyeceklerini ifade etti.
Dün tartışmada en çok dikkat çeken noktalardan biri de, Miçotakis'in Mısır'da Gazze için düzenlenen Barış Konferansı’ndaki varlığıydı, muhalefetten isimler Miçotakis'in etkisizliği karşısında kendisine yönelik 'dekor' benzetmesini yaptı.
Kaynak: Gazete Oksijen






