ABD Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi Fiona Hill, Politico editörü Maura Reynolds ile yaptığı derinlikli röportajda küresel tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor. Donald Trump’ın azil davasında da tanıklık yapan Hill, halen Brookings Enstütüsü’nde ve ABD’deki en önemli Rusya uzmanlarından biri olarak kabul ediliyor. Thomas L. Friedman’ın bu sayfada yer alan yazısında alıntı yaptığı röportajın bölümü şöyle:
Reynolds: Pek çok insan Avrupa’da NATO ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma görmeyeceğimizi düşünüyordu. Çünkü bu hızla nükleer bir çatışmaya dönüşebilir. Bu noktaya ne kadar yaklaşıyoruz?
Hill: Zaten o noktadayız. Putin geçtiğimiz günlerde şunu açıkça söyledi: Eğer biri Ukrayna’ya müdahale ederse “tarihlerinde asla görmedikleri” bir yanıtla karşılaşacaktır. Rusya’nın nükleer kuvvetlerini de yüksek alarma geçirdi. Bu yüzden nükleer konusunun masada olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
Putin, Trump’ı da bu konuda uyarmaya çalışmıştı ama Trump’ın onun ne dediğini anladığını sanmıyorum. Putin ve Trump arasında, benim de bulunduğum son toplantılardan birinde Rus lider şu noktaya değiniyordu: “Biliyorsun Donald, bizde bu hipersonik füzeler var.” Trump ise “Eh, bizim de olacak” diyordu. Putin “Evet, sonunda olacak ama önce biz yaptık” dedi. Bu konuşmada bir tehdit vardı. Putin, nükleer seçeneğin masada olacağına dair bizi uyarıyordu.
Reynolds: Gerçekten nükleer silah kullanacağını düşünüyor musun?
Hill: Putin elinde bir enstrüman varsa onu kullanmak ister. Kullanmayacaksan neden sahip olasın ki? Zaten daha önce bir şekilde nükleer silah kullandı. Rus ajanlar Aleksandr Litvinenko’yu radyoaktif polonyumla zehirlediler. Polonyum Londra’da zavallı adamın ölmeden önce gittiği her yere yayıldı.
Ruslar silah kategorisindeki sinir gazı olan Noviçok’u da kullandı. En az iki kez kullandıklarından eminiz . Birinde İngiltere’nin Salisbury kentinde Sergei Skripal ve kızı Yulia’ya karşı kullanmak için kapı tokmağına sürdüler. Sinir gazı bütün Salisbury şehrine bulaştı. İngiliz vatandaşı Dawn Sturgess bu yüzden öldü. Sinir gazını muhalif lider Alexander Navalni’ye karşı da kullandılar.
Putin’in sahip olduğu acımasız bir şeyi kullanmayacağını düşünen varsa, tekrar düşünün. “Hayır, yapmaz, değil mi?” diye düşünüyorsanız evet, yapar. Bunu bizim de bilmemizi istiyor. Beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmalıyız.
Reynolds: III. Dünya Savaşı’nın eşiğinde olduğumuzu söyleyenler var...
Hill: Biz zaten o savaşın içindeyiz. Hem de bir süredir. I. ve II. Dünya Savaşı’nı birbirinden ayrı iki büyük olay gibi görüyoruz ancak ikinci savaş ilkinin bir sonucuydu. İkisi arasında da bir savaş arası dönem yaşandı. Bu ara dönemi Soğuk Savaş’tan bir bakıma tekrar yaşadık. Burada bahsettiğimiz şeylerin çoğunun kökleri, I. Dünya Savaşı’nın sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun ve Rus İmparatorluğu’nun bölünmesine dayanıyor. Son zamanlarda uğraştığımız konuların çoğu, savaş sonrası döneme kadar gidiyor. Suriye’de savaş yaşandı ve bu kısmen Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünün sonucuydu. Irak ve Kuveyt’te de bunlar oldu.
Gördüğümüz tüm çatışmaların kökleri daha önceki çatışmalar. Ukrayna’da 2014’te başlayan sıcak bir savaşın içindeyiz. İnsanlar bir şeylerin eşiğinde olduğumuzu düşünerek kendilerini kandırmamalılar. Gerçekten de oldukça uzun bir süredir savaştayız.
BBC: Uzak ihtimal
BBC News’un kıdemli dış haberler editörü John Simpson da İngiliz kuruluşun sitesinde yer alan değerlendirmesinde nükleer tehdidini gündeme getirdi. Bu yazının ilgili bölümü şöyle:
Misket bombası 2008’de uluslararası sözleşmeyle yasaklandı ancak Rusya bu bombaları hukuka uygun kullandığını iddia ederek anlaşmayı imzalamadı. Harkov halkı bu konuda hemfikir olmayabilir...”
“Putin Ukrayna’yı geçemezse nükleer silah kullanmaya hazırlanır mı? Bu bir olasılık ancak birçok analist henüz bu aşamaya yakın olmadığımızı düşünüyor. Putin’in, Ukrayna’ya dışarıdan müdahale etmeyi düşünen ülkelerin tarihlerinde hiç olmadığı kadar ciddi sonuçlarla karşılaşacağını söylediği ise gerçek. İçinde Rusya’ya yer yoksa dünya neden var olmaya devam etsin ki diye düşündüğünü defalarca tekrarladı. Yine de nükleer bir çatışmanın ortaya çıkması için NATO’nun çok büyük bir hesap hatası yapmış olması gerekir.”
“Stalin 1939’da Finlandiya’ya saldırdığında komşu ülkenin birkaç gün içinde parçalanmasını bekliyordu. Ama Finlandiyalılar karşılık verdi ve Rus ordusu yara aldı. Savaş Finlandiya’nın toprak kaybetmesiyle ancak bağımsız bir ülke olarak kalmasıyla sona erdi. Ukrayna’daki savaşın da benzer şekilde bitme olasılığı var. Ukrayna’nın şimdiye kadar dayanmış olması, uzun süre direnebileceği anlamına gelmiyor. Ancak ilk tur iyi geçti ve Batı’nın tepkisi çoğu insanın beklediğinden daha güçlü oldu. Yanılanların başında Vladimir Putin geliyor.”