05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 08.08.2025 15:24 | Son Güncelleme: 08.08.2025 15:36

Politico: Rus gazını bitirme projesinde Türkiye'nin olmaması planı zora sokabilir

AB’nin 2027’ye kadar Rus gazı ithalatını bitirme planına Türkiye destek vermeyecek; Brüksel, Ankara’nın tutumunun enerji güvenliğinde ‘arka kapı’ riski yaratacağına inanıyor
Politico: Rus gazını bitirme projesinde Türkiye'nin olmaması planı zora sokabilir
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası neredeyse bütün batılı ülkeler Moskova yönetimine karşı ekonomik yaptırım kararı aldı, birçok şirket ülkeden çekildi. Avrupa Birliği ayrıca Rus ekonomisinin amiral gemilerinden olan doğal gaz ihracatına da sınırlama getirdi ancak asla akışı tamamen kesmedi.

Bu bağlamda Brüksel önümüzdeki yıllarda bu gaz akışını daha da azaltmak istiyor.  Ancak Politico, AB’nin 2027’ye kadar Rus gazı ithalatını tamamen sonlandırma planının, Türkiye’nin iş birliğine sıcak bakmaması nedeniyle zora girebileceğini yazdı.

 

Planın hayata geçmesi için, Moskova’dan gelen gazın Avrupa'ya hangi yollarla ve hangi miktarda girdiğini izlemek üzere daha fazla denetim gerekiyor. Bu da Türkiye gibi transit ülkelerden daha fazla bilgi talebi anlamına geliyor. Ancak Ankara bu konuda istekli değil.

Konuyla ilgili Politico'ya bir açıklama gönderen Dışişleri Bakanlığı, "AB’nin Rus gazı ithalatını tamamen yasaklama kararı alıp almaması kendi meselesidir. Ancak Türkiye, tek taraflı yaptırımların ekonomileri bozma ve enerji güvenliği endişelerini artırma riski taşıdığı görüşündedir" dedi.

Olası bir gerilim yolda mı?

Uzmanlar, Türkiye’nin bu yaklaşımının, AB’nin yasal takvimine rağmen Rus gazının fark edilmeden Avrupa’ya girmeye devam etmesine yol açabilecek bir “arka kapı” oluşturabileceğini belirtiyor.

AB Parlamentosu’nda yasa tasarısı üzerinde çalışan Yeşiller Partisi milletvekili ve eski Finlandiya Çevre Bakanı Ville Niinistö, "Türkiye’nin denetim maddelerine uymakta isteksiz davranması, özellikle Rus gazında potansiyel merkez haline gelen Türkiye’nin rolü göz önünde bulundurulduğunda, düzenlemenin etkin uygulanmasını zorlaştırabilir" dedi.

Arka kapı riski

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tam kapsamlı saldırısından üç yılı aşkın süre sonra AB, Moskova’nın enerji gelirlerini kesmek ve bağımlılığını bitirmek için çabalarını sürdürüyor.

2022’den bu yana AB, Rusya’dan deniz yoluyla petrol ve kömür alımını tamamen durdurdu, gaz ithalatını ise yaklaşık üçte iki oranında azalttı. Ancak Moskova’dan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımları ile sınırlı miktarda boru hattı sevkiyatı devam ediyor.

Haziran ayında Brüksel, kalan ithalatı durdurmak amacıyla aşamalı bir yasak önerisi sundu. Buna göre, kısa vadeli sözleşmeler bu yıl sonlandırılacak, uzun vadeli anlaşmalar ise 2027’ye kadar tamamen kaldırılacak.

Plan kapsamında, Rus gazının menşeini belirlemek için ithalatçı şirketlerden tedarik sözleşmeleri dahil tüm ilgili bilgilerin talep edilmesini öngörüyor. Ancak gazın kaynağını tespit etmek, hem teknik olarak hem de sözleşmelerin gizliliği nedeniyle son derece zor.

Türkiye’nin AB üyesi olmaması nedeniyle yasal yükümlülüğü bulunmasa da, AB’li şirketler gaz ithalatını sürdürebilmek için Türk muhataplarından ek bilgi talep etmek zorunda kalabilir.

Gazların karışıklığa yol açtığı nokta: Bulgaristan sınırı

Enerji piyasası uzmanı Aura Sababuş'a göre bu durum özellikle Türkiye-Bulgaristan sınırındaki Strandzha-Malkoçlar bağlantı noktası için geçerli. 2023’te imzalanan anlaşmaya göre, Bulgar kamu şirketi Bulgargaz, LNG kargolarını Türkiye’deki terminallere yönlendirebiliyor. Bu kargolar, BOTAŞ tarafından teslim alınıp tekrar Bulgaristan’a veriliyor.

Ancak teslim edilen gazın, terminale gelen gazla aynı olup olmadığı net değil. Benzer bir nokta Yunanistan ile Türkiye arasında bulunan Kipi bağlantısı için de geçerli.

Geçen yıl AB, bu iki hat üzerinden 1,9 milyar metreküp gaz ithal etti. Bu rakam, Rusya’nın AB’ye yaptığı toplam boru hattı ihracatının beşte birine denk geliyor.

Yüksek riskli giriş noktaları

Sabaduş söz konusu iki bağlantının da “yüksek riskli” giriş noktaları olarak yasa teklifine dahil edilmesi gerektiğini savunuyor. Niinistö de, “Türkiye denetim ya da şeffaflık kurallarına uymayı reddederse, AB ülkelerinin elinde gazın kaynağını belirleyecek veri kalmaz” dedi.

Ancak Bulgargaz, sürecin zaten sıkı şekilde izlendiğini belirtiyor. Şirket sözcüsü, BOTAŞ terminallerine teslim edilen LNG’nin belgelerinin ellerinde olduğunu ve gazın kaynağının ispatlanabileceğini savundu. Ankara da, Türkiye’nin AB kurallarını delmek için kullanılmasına karşı olduğunu ve ithalat verilerini düzenli olarak açıkladığını bildirdi.

Brüksel-Ankara arasındaki gerilim

Global Resources Partnership CEO’su ve eski Türk diplomat Mehmet Öğütçü’ye göre, “Türkiye’nin bu yasa tasarısına uyması için fazla teşviki yok. İlişkiler şu anda en düşük seviyede”

Öğütçü, Brüksel’in Türkiye’yi ikna edebilmesi için dondurulan enerji müzakerelerinin yeniden başlatılması ya da Avrupa Yatırım Bankası fonlarının yeşil projeler için açılması gibi “teşvikler” sunabileceğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı ise, AB ile enerji alanında iş birliğine hazır olduklarını ancak bunun AB’nin Ankara ile yeniden yüksek düzeyli enerji diyaloglarına başlamasına bağlı olduğunu ifade etti.

Sabaduş ise tüm bunlara rağmen Ankara’nın gümrük belgelerinde oynama ihtimalinin yüksek olduğunu, AB’nin Türkiye üzerinde hiçbir yargı yetkisi bulunmadığını ve yerinde denetim yapamayacağını hatırlattı.

Kaynak: Gazete Oksijen