27 Aralık 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 29.11.2024 09:33 | Son Güncelleme: 29.11.2024 16:00

Politico: Trump Orta Doğu'yu şimdiden etkiliyor

Trump’ın seçimi kazanması sonrası Orta Doğu jeopolitiğine olan etkisi, diplomatik hamleleriyle giderek daha belirgin hale geliyor. İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes, bu etkilerin net bir göstergesi olarak öne çıkıyor
Politico: Trump Orta Doğu'yu şimdiden etkiliyor

Donald Trump'ın başkanlığının Orta Doğu jeopolitiği üzerindeki etkisi, 2024 başkanlık seçimlerindeki zaferiyle birlikte şimdiden hissedilmeye başlandı. ABD'nin yoğun diplomatik çabaları sonucunda İsrail ve Hizbullah arasında kısa süre önce yürürlüğe giren ateşkes de, Trump'ın politikalarının ve stratejilerinin bölgedeki gelişmeleri şekillendirmeye devam ettiğini gösteriyor.

Politico’nun haberine göre, Başkan Joe Biden’ın mevcut yönetimi, özel temsilci Amos Hochstein ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken gibi isimlerin katkısıyla bu ateşkesi sağlasa da, “Trump etkisi” olarak adlandırılabilecek faktörler de bu çözüm sürecinde önemli bir rol oynadı. Ateşkes memnuniyet verici olsa da, kesinlikten uzak. Yine de tüm bu süreç Trump'ın Orta Doğu jeopolitiğine olan etkisinin şimdiden hissedilmeye başlandığını gösteriyor.

Etkisi şimdiden hissediliyor

Ateşkesin oluşmasında ince fakat güçlü bir faktör bulunuyor, o da Trump’ın yeniden başkanlığa seçilmesi. Trump’ın Oval Ofis’e dönmeye hazırladığı bu dönemde, Orta Doğu’daki devlet yetkilileri ve silahlı gruplar onun liderliğinde geleceğin neler getireceğini tahmin etmeye çalışıyorlar. Kampanya söylemi, özellikle “savaşları durdurma” ve Orta Doğu’da barışı sağlama vaadi, bölgedeki güçleri Trump’ın vizyonuna uyumlu şekilde hareket etmeye teşvik etti.

Bu etki, özellikle İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki etkileşimlerde kendini gösterdi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, şahin tutumuyla bilinse de Trump’ın pozisyonunu dikkate alarak Lübnan ve Hizbullah konusunda verdiği sinyallere zıt bir görüntü çizmemeye çalıştı. Trump, seçim kampanyası sırasında, özellikle Michigan gibi kilit eyaletlerdeki Arap-Amerikan seçmenleri yanına çekmeye çalışarak bölgede barışı sağlama iddiasının altını çizdi. Trump’ın kızı Tiffany’nin kayınpederi Massad Boulos gibi isimlerin Lübnan bağlantısı, Trump kampanyası ile Lübnan arasındaki ilişkiyi güçlendirdi. Boulos, ateşkes müzakereleri sürecinde iki taraf arasında köprü rolü üstlendi.

Lübnan’da ateşkese rağmen belirsizlik sürüyor

Trump’ın etkisinin yalnızca sembolik olmadığını söylemek mümkün. Seçim sonrası, Netanyahu Hizbullah’a karşı agresif tutumunu sürdürmesine rağmen, Trump’ın göreve dönmeden önce Lübnan konusunda harekete geçilmesini beklediğini anladı. Bu beklenti doğrudan İsrailli yetkililere iletildi ve Trump etkisinin Orta Doğu politikasını şekillendirmeye başladığını gösterdi.

Ancak, ateşkesin etkinliğini asıl test edecek olan şey, uygulanması sürecindeki riskler. Hizbullah, ateşkes görüşmelerine dolaylı olarak dahil olsa da, barışı istikrarsızlaştırabilecek bir kilit oyuncu. Ateşkes, İsrail’in güney Lübnan’dan çekilmesini ve Hizbullah’ın Litani Nehri’nin kuzeyine yeniden yerleşmesini öngörse de, durum hâlâ çözüme kavuşmuş değil. Hizbullah, silahsızlanmayı kabul etmedi ve bu mesele ateşkes görüşmeleri sırasında Netanyahu tarafından gündeme getirildi. İsrail ordusu, Hizbullah anlaşmayı ihlal ederse “müdahale özgürlüğünü” koruyacağını belirtse de, İsrail güçlerinin bağımsız hareket edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Gerilim tırmanabilir

Ateşkesin izlenmesi de ciddi bir zorluk taşıyor. Anlaşma, Hizbullah’ın Suriye’den Lübnan’a silah taşımasını engellemeye yönelik hükümler içeriyor ancak bu süreci izlemek ve ihlalleri tespit etmek oldukça zor. İsrail, Hizbullah’ın askeri olarak toparlanma kapasitesi konusunda endişelerini dile getirdi. Hizbullah’ın 1701 sayılı BM kararıyla silahsızlanması talebi kısmen uygulanmış olsa da, bu yeterli görülmüyor. Hizbullah’ın önemli askeri kapasitesi, ateşkesin uzun ömürlülüğünü tehdit edebilecek bir risk oluşturuyor.
Ayrıca, İsrail’in ateşkes ihlallerine tek taraflı olarak karşılık verme hakkı iddia etmesi endişe yaratmaya devam ediyor. Lübnanlı yetkililer, İsrail’in askeri harekât hakkını resmi anlaşmaya dahil etmeyi reddetti ancak bu durum gerilimin artma potansiyelini koruyor. Lübnan’ın güneyine geri dönen Şii nüfusu ile, İsrail askerlerinin Hizbullah’la bağlantılı sivillere ateş açması gerilimin hızla tırmanabileceğini gösteriyor.

İsrail ve İran, Trump’ı kışkırtmaktan kaçınıyor

İsrail’in iç siyaseti de ateşkes konusunda bölünmüş durumda. Netanyahu, ateşkesin ardından hükümetindeki aşırı milliyetçi grupların tepkisini çekti. Bu gruplar, ateşkesi “büyük bir hata” olarak görüp, Hizbullah’ı tamamen ortadan kaldırma fırsatının kaçırıldığını savunuyor. İsrail kamuoyu da ateşkes konusunda bölünmüş durumda. Bazıları bu adımın gerilimi azaltmak için gerekli olduğunu düşünürken, bazıları ise zayıflık işareti olarak değerlendiriyor.

Uluslararası alanda Hizbullah’ın en büyük destekçisi olan İran da ateşkesin sürdürülebilirliğini belirleyen kilit aktörlerden biri. İran, Trump’ı kışkırtmamak için temkinli davranarak ateşkesi kısa vadede desteklemeyi tercih etti. İranlı yetkililer, ateşkesi memnuniyetle karşılasa da Hizbullah’ın askeri kabiliyetlerini yeniden kullanması durumunda durumun değişebileceği uyarısında bulundu.

Trump etkisi asıl başkanlık koltuğundayken hissedilecek

Trump’ın Orta Doğu üzerindeki etkileri henüz tam olarak ortaya çıkmış değil. Başkanlık koltuğuna oturduğunda, Trump’ın politikalarının Orta Doğu’da güç dengesini bozması, ittifakların değişmesine ve uzun süredir devam eden çatışmaların çözümsüz kalmasına yol açması bekleniyor. Trump’ın cesur söylemleri, değişen ittifakları ve baskı kurma isteği, Orta Doğu'yu önümüzdeki yıllarda şekillendirmeye devam edecek gibi duruyor.

Trump ile birlikte jeopolitik dengeler değişirken, İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes, geçici bir adım olsa da halen belirsizliklerle dolu. Asıl soru, bu kırılgan anlaşmanın iç siyasi muhalefet, bölgesel güç mücadeleleri ve ABD ile İran gibi kilit aktörlerin değişen öncelikleri karşısında ayakta kalıp kalamayacağı. Trump’ın geri dönmesi, bölgedeki dengeleri etkilemeye devam edecek ve bu durum tüm tarafların dikkatle hareket etmelerini gerektirecek.