05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 09.11.2025 10:25 | Son Güncelleme: 09.11.2025 16:57

Türkiye ve Mısır RSF'ye karşı harekete geçiyor | MEE: Zaten daha fazla destek göndermeyi planlıyorduk

El-Faşer’in düşmesi, Mısır’ın Sudan savaşındaki rolünü yeniden şekillendirdi. Kahire artık güney sınırlarını savunmanın ötesinde, savaşın seyrini etkilemeye hazırlanıyor. RSF’nin ilerleyişi Mısır’ı alarma geçirmekle kalmadı, Türkiye'de bölgedeki rolü kapsamında etki gücünü göstermeye hazırlanıyor
Türkiye ve Mısır RSF'ye karşı harekete geçiyor | MEE: Zaten daha fazla destek göndermeyi planlıyorduk
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Paramiliter Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) Darfur’daki el-Faşer’i ele geçirmesi, Mısır açısından yalnızca Sudan’daki savaşta yeni bir cephe anlamına gelmiyor; Kahire bunu kendi savunma hattında açılmış bir gedik olarak görüyor.

RSF savaşçılarının el-Faşer halkına yönelik ağır insan hakları ihlallerine sahne olan kentte, Mısır güney sınırlarını artık ilk savunma hattı olarak yeniden konumlandırıyor.

Kuzey Darfur’un başkentinin düşmesi, savaşta bir dönüm noktası niteliğinde. Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile tarihsel bağlara sahip olan Mısır, Nisan 2023’te RSF ile çatışmalar başladığından bu yana müttefikine destek sağlıyordu.

Ancak RSF’nin Haziran ayında, Mısır ve Libya’nın da dahil olduğu üçlü çöl sınır bölgesinin Sudan tarafını ele geçirmesinin ardından el-Faşer’de yaşananlar, dengeleri değiştirdi.

Savaşın kontrolden çıkması halinde çatışmaların kendi sınırlarına taşabileceğinden endişe eden Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi yönetimi, güvenlik haritasını yeniden çiziyor. Kahire, askeri koordinasyonu diplomasiyle birleştirerek bu yeni tehdidi sınırlarının uzağında tutmayı hedefliyor.

Mısır, SAF’a yardım için harekete geçti

Mısır askeri istihbaratından üst düzey bir kaynak, Middle East Eye’a (MEE) yaptığı açıklamada, “Mısır ve Sudan orduları arasında, RSF’yi caydırmak ve Sudan ya da Libya sınırlarından Mısır’a olası sızmaları önlemek amacıyla ortak bir komuta gücü oluşturmak için iş birliği sürüyor” dedi.

Durumun ciddiyetini vurgulayan gelişme ise, Mısır Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Fathi’nin 24 saat içinde önce Suudi Arabistan’ı, ardından Sudan’ın geçici hükümetinin bulunduğu Port Sudan’ı ziyaret etmesi oldu.

Suudi Arabistan’da Sudan’daki savaşta SAF’tan yana olduğu düşünülen Riyad ile Mısır arasında Askeri İş Birliği Komitesi’ne başkanlık eden Fathi, Sudan’daki görüşmesinde sınır boyunca operasyonel planlamaları koordine etti.

Aynı Mısır askeri kaynağına göre bu ziyaret, Kuzey Kordofan’da bir ortak harekât merkezi ve erken uyarı radar sistemlerinin kurulmasının önünü açtı. El-Faşer’i ele geçiren RSF, aynı dönemde Kuzey Kordofan’daki Bara kentini de almıştı.

Bu bölge yalnızca petrol açısından zengin değil; Bara, başkent Hartum ile ikiz kenti Umdurman’a yaklaşık dört saat mesafede bulunuyor. RSF’nin, savaşın başında ele geçirdiği başkent bölgesini mart ayında SAF’a kaptırmasının ardından yeniden Umdurman’a saldırı hazırlığında olduğu değerlendiriliyor.

Sudanlı analist ve Confluence Advisory düşünce kuruluşunun direktörü Kholood Khair, “RSF’nin önümüzdeki aylarda Umdurman’a planladığı saldırı, Mısır’ı doğrudan müdahaleye zorlayabilir. Başkent, Kahire açısından her zaman kırmızı çizgi olmuştur” sözlerini kullandı.

Mısır askeri istihbaratındaki üst düzey kaynak da şunları söyledi:

'Kordofan’daki ortak operasyon merkezi, Mısır’ın Sudan ordusuna RSF’nin eline geçen bölgeleri geri kazandırmasını mümkün kılacak… Darfur’un kontrolünün yeniden sağlanması, hem bölgesel istikrar hem de Mısır’ın sınır güvenliği için hayati önem taşıyor'

Kahire’nin stratejik dönüşümü

Mısır, hem Sudan hem de Libya sınırlarında askerî birliklerini konuşlandırarak sürekli hava devriyeleri başlattı.

MEE'ye konuşan bir kaynak, 'Mısır Hava Kuvvetleri, RSF’nin mobil hava savunma sistemleri nedeniyle Sudan hava sahasına girmekten kaçınıyor. Devriyeler yalnızca Mısır toprakları üzerinde keşif uçuşları gerçekleştiriyor ve böylece sürekli izleme sağlanıyor' dedi.

Bir diğer Mısırlı yetkili ise MEE’ye yaptığı açıklamada, “Mısır, General Abdulfettah el-Burhan komutasındaki Sudan ordusuna operasyonel rehberlik ve silah desteği sağladı, birliklerin RSF’ye karşı konuşlanmasını koordine etti,” ifadelerini kullandı.

Aynı yetkili, “RSF hareketlerine yanıt vermekteki gecikmeler ya da hatalar, Mısır’ın sınır güvenliğini tehdit edebilir,” uyarısında bulundu.

El-Faşer’in düşmesi Mısır açısından yalnızca Sudan ordusunun yenilgisi değil, bölgesel istikrarın ne kadar kırılgan olduğuna dair bir uyarı niteliğinde.

El-Faşer uzun süredir Doğu ve Batı Darfur’u birbirine bağlayan kilit bir noktaydı. Kentin düşmesi, Sudan’ın batısındaki geniş bölgenin RSF kontrolündeki kısımlarla ülkenin geri kalanı arasında fiili bir ayrılık yaratıyor, bu da Sudan’ın yeniden ikiye bölünmesi ihtimalini gündeme getiriyor.

Türkiye'nin rolü

Bölgedeki iki rakip ülke olan Mısır ve Türkiye’nin, Sudan konusunda doğrudan askeri iş birliği yapmaya başlaması dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Üst düzey bir Mısır güvenlik kaynağına göre, bu koordinasyonun amacı RSF’nin toprak kazanımlarını durdurmak ve Darfur’da istikrarı yeniden sağlamak.

Kaynak, 'El-Faşer ve çevresinin geri alınmasına yönelik olası bir operasyon için hazırlıklar sürüyor. Buna, RSF’ye yurt dışından hava desteği ulaşmasını önlemeye yönelik önlemler de dahil' dedi.

Konuya doğrudan hakim bir Türk kaynak, MEE’ye yaptığı açıklamada Türkiye’nin Sudan ordusuna desteğini artırmayı planladığını söyledi:

'Zaten daha fazla sistem göndermeyi planlıyorduk, ancak el-Faşer’deki katliamlar kararlılığımızı daha da pekiştirdi'

Türkiye, geçen yıldan bu yana Sudan ordusuna insansız hava araçları, havadan karaya füzeler ve komuta merkezleri sağlamış durumda. Türk drone operatörlerinin de Sudan içinde aktif olduğu ifade ediliyor. Türkiye kanadından kaynakları, MEE'ye Ankara’nın hava savunma sistemlerini Sudan’a verememesinin nedeninin, yerli üretim bu tür ekipmanların sınırlı olması olduğunu söyledi.

Hem Mısır hem Sudan kaynaklarını doğrulayan Türk yetkililer, Mısır’ın savaş boyunca Sudan ordusuna gizliden destek verdiğini belirtti ve şöyle dedi:

'Şimdi, RSF’nin Washington’daki diplomatik görüşmeleri sabote etmesinin ardından Mısırlılar artık daha açık bir şekilde hareket ediyor'

Kaynak: Gazete Oksijen