Ülke ekonomisinin 16 çeyrektir büyüdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, birinci çeyrek büyümesinin de revize edildiğini belirterek, "5,7'den 5,3'e çekmiş oldu ikinci çeyrek 2,5 büyüme ilk 6 ay dikkate aldığınızda ortalama 3,8 bir büyüme kaydettik" dedi.
OVP'nin 5 Eylül'de açıklanacağını belirten Yılmaz, gün için yaptığı yazılı değerlendirmenin ardından TRT Haber'de büyüme verilerine ilişkin soruların yanı sıra gündemdeki konulara ilişkin soruları da yanıtladı.
"Sevindirici olan şu dengeli bir büyüme yapısı var. Tam da orta vadeli programda öngördüğümüz şekilde. Tüketimin iç talebim payı gerilerken dış talebin net ihracatın payının yarıdan fazlasının dış talep kaynaklı net ihracat kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten sevindirici ve bizim de öngörülerimizle uyumlu" diyen Yılmaz, büyüme yorumlanırken, dünyanın ve bölgenin de dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.
"Büyüme oranlarımız tarihsel ortalamaların bir miktar altında. Niye böyle 2 temel meselemiz var. Bir taraftan Tabii enflasyonu düşürmek için sıkı bir politika izliyoruz, sıkı para politikası disiplinli maliye politikası bunun şüphesiz etkileri var.
Dünya tarihsel ortalamaların altında büyüyor
Diğer taraftan dünya talebi dünya büyümesi de iyi değil Maalesef dünya büyümesine baktığınızda özellikle temel pazarımız olan Avrupa'ya baktığınızda maalesef büyüme oranları çok düşük. 2023 yılında sadece 0,5 oranında büyüyebilmiş Avrupa yüzde biri bile olmamış" diye konuşan Yılmaz, şu noktalara dikkat çekti:
"2024'te 0,9 büyüme bekleniyor Avrupa'da. Dünya büyümesine baktığınızda yüzde 3'ler civarında dolaşıyor. İşte dünyanın da tarihsel ortalamaların altında büyüdüğü bir dönemdeyiz. Buna ilave olarak bölgemizde jeopolitik gelişmeler gerilimler maalesef son bir yılda artmış durumda kuzeyimizde malum Ukrayna, Rusya çatışması yoğun bir şekilde devam ediyor. Güneyimizde de hepimizin içini yakan manzaraları Gazze'de görüyoruz ve bölgesel yansımalarını da görüyoruz. Bütün bu ortam içinde bir de geçen yıl tarihimizin en büyük deprem afetini yaşadık. 11 ilimizi 14 milyon nüfusumuzu etkileyen bir deprem bu.
Depreme rağmen bu depremin etkilerini de büyüme açısından hızlı bir şekilde açtığımızı ortaya koyuyor. Bu rakamlar özellikle 2023 rakamındaki revizyon hızlı bir şekilde ekonomimizin deprem sürecinden toparlandığını gösteriyor. Ama bu şu anlama gelmiyor deprem harcamalarımızın bittiği anlamına da gelmiyor. Büyük bir yatırımla o şehirlerimizi depremden zarar gören şehirlerimizi bir an önce eskisinden de daha iyi bir koruma getirmeye çalışıyoruz.
Üç temel güncelleme söz konusu
OVP'de temel çerçevenini değişmeyeceğini ancak bazı güncellemelerin olacağını belirten Yılmaz şu bilgileri verdi:
"Birincisi makro ekonomik değerler, büyümeden tutun milli gelire, ihracattan turizme, makro rakamlarımızı güncellemiş olacağız. Enflasyon rakamları yine bunun içinde. Diğer taraftan Orta Vadeli Program aynı zamanda bütçenin temelini oluşturur. Meclisimize hükümetimizin göndereceği bütçe teklifinin temel çerçevesinde Orta Vadeli Program şekillendirir. Temel büyüklükler dolayısıyla burada ifade edilmiş ve toplumla paylaşılmış olacak.
Bütçe büyüklüklerimiz bütçe açığımızın ne olacağı harcamalarımız, gelirlerimiz bütün bu rakamlar Orta Vadeli Programımıza yer alacak.
3’üncü boyut ise yapısal reformlar. Yapısal reformlar konusunda da geçen yıldan bugüne yaptıklarımız var. Henüz yapılmayanlar var. Üzerinde çalıştığımız konular var. Burada geldiğimiz noktayı da yine istişarelerimizin yine sonuçları var. Bunları da yansıtacağız yani 3 Ayaklı bir strateji ile hareket ediyoruz. Para politikaları maliye politikaları ve yapısal reformlar bunu yine güncel Orta Vadeli Programımızda göreceksiniz."
Türkiye üst-orta gelir grubuna geçti
Türkiye'nin son 20 yılda alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna geçtiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Milli gelirimizdeki artışa baktığınızda son çeyrek verileriyle birlikte 1,1 trilyon doların üzerine çıkmış olduk. Güncel OVP'de göreceksiniz kur istikrarının da TL'deki değer kazancının da etkisiyle dolar bazında milli gelirimiz ve kişi başına milli gelirimiz oldukça yüksek seviyelerde ortaya çıktı. Bunu da toplumla paylaşacağız. Bu süreç çok kıymetli. Şu anda önümüzde kritik bir eşik var. Üst-orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçiş. İşte biz, bu yaptığımız çalışmalarla bunun zeminini güçlendirmiş oluyoruz. Risklerimizi azaltıyoruz, temellerimizi kuvvetlendiriyoruz. Hem halkımızın refahını artırma hem de ülkemizin gücünü artırma anlamında Türkiye'yi geleceğe çok daha emin bir şekilde hazırlıyoruz"