Dünyanın neresinde olursanız olun bir süpermarkette raflarda boşluklarla karşılaşma şansınız var. Ekmek ve tereyağı gibi temel ürünlerden ete, içeceklere ve baharatlı çeşnilere kadar, küresel tüketiciler eksik veya fiyatı artırılmış ürünlerle mücadele ediyor.
Artan yaşam maliyeti krizi, corona virüs pandemisinin kalıcı etkileri, Ukrayna'daki yaklaşık altı aylık savaş ve bozulan küresel tedarik zincirleri kıtlığın nedenleri arasında yer alıyor. İşte dünyanın dört bir yanındaki marketlerde sevilen bazı eksik ürünler:
1. ABD: Sriracha Sosu
Baharatlı kırmızı acı sosun stokları giderek azalıyor. Üreticisi Huy Fong Foods, kuraklık ve acı biber mahsullerini etkileyen hava koşulları nedeniyle sosun raflarda bir süre olmayacağını açıkladı. California merkezli şirket, malzemelerin sonbaharda yeniden üretim yapılabileceğini umduğunu söyledi.
2. Birleşik Krallık: Tereyağı
Tereyağı, İngiliz mutfaklarında bol miktarda kullanılan temel bir yiyecek. Sadece ekmeğin üzerine sürülmekle kalmaz aynı zamanda ülkede sevilen kek ve bisküvilerinde de kullanılır. Bununla birlikte, Brexit'ten sonra devam eden yabancı işgücü sıkıntısı nedeniyle, birçok market rafında tereyağı bulunmuyor.
Birkaç marka tereyağı üreten süt ürünleri kooperatifi Arla Foods, gıda güvenliğinin baltalanması, süt ürünlerinin bulunabilirliğinin etkilenmesi ve yükselen fiyatlara neden olarak nitelikli tarım işçisi kıtlığını gösterdi. Önceki aylarda 8 dolar olan Lurpak marka tereyağının bir kilosu Temmuz'da neredeyse 12 dolara satılıyordu. İngiltere’de bazı gazeteler hükümeti Lurpak’ı kamulaştırmaya çağırırken sosyal medyada da tereyağını, evler ve arabalarla takas etmekle ilgili şakalar yapıldı.
3. Fransa: Hardal
Fransızlar ise Dijon hardalı kıtlığı konusunda ve kısıtlı sayıda satılması nedeniyle öfkeliler. Sandviçlerde, salatalarda ve biftek tartar da kullanılan sosun üretimi ülkede yetersiz kaldı. Ekstrem hava koşulları ve kuraklık, Fransa'nın içindeki ve dışındaki hardal tohumu arzını ağır şekilde etkiledi ve pandeminin etkisi, çoğunlukla Kanada olmak üzere diğer ülkelerden gelen küresel tedarik zincirleri üzerinde hala hissediliyor.
4. Lübnan: Ekmek
Lübnan’da tahıl silolarını ortadan kaldıran 2020’deki liman patlaması sonrası mali kriz zaten ağırlaştı. Ukrayna'dan buğday ihracatındaki kesinti, Orta Doğu'nun her yerinde ekmeklerdeki kıtlığı daha da kötüleştirdi. Ekmek kıtlığı, fırınların önünde kuyrukların oluşmasına ve zaman zaman kavgaların çıkmasına neden oldu. Mısır ve buğday için Ukrayna'ya güvenen savaşın parçaladığı Yemen de dahil olmak üzere bölgedeki diğer bazı ülkelerde de kıtlık ve fiyat artışları yaşandı.
Yerel mutfaktaki temel unsuru, statüsü ve daha yoksul topluluklardaki önemi nedeniyle, ekmek daha doğrusu ekmek fiyatı genellikle politik olabilir. Mısırlılar bunun için “aysh” kelimesini kullanıyor. Arapça “yaşamak” veya “geçim” anlamına geliyor. Bu kelime, 2011 yılındaki ayaklanma sırasında protesto tezahüratlarının önemli bir parçası olmuştu.
5. Pakistan: Çay
Sütlü, sıcak ve kafeinli içecek çoğu Pakistanlı tarafından günde birkaç kez içiliyor ancak bu yılın başlarında hükümet onları ekonomiye yardımcı olmak için kısıtlamaya gitmeye çağırdı. Planlama Bakanı Ahsan Iqbal Haziran’da, “İnsanlara günde bir ya da iki bardak çay içmelerini tavsiye ediyorum” dedi. Iqbal ülkenin ithal çaya ödeme yapmak için gereken düşük döviz rezervleriyle mücadele ettiğini söyledi. Ancak bu açıklama sonrası ülkedeki gazeteler tarafından Iqbal eleştirilere maruz kaldı. Sosyal medyada ise birçok insan tepki gösterdi ve çayı asla bırakmayacağını söyleyerek bakanı istifa etmeye çağırdı.
6. Avustralya: Yumurta
Avustralya’da süpermarketler, karton yumurtalara satın alma limiti getirdi. Kıtlık ve kısıtlamaya neden olarak tedarik zincirlerini bozan corona virüs pandemisinin kalıcı etkileri ve kış havası nedeniyle serbest dolaşan tavukların daha az yumurta bırakması gösteriliyor.
Avustralya Gıda Hizmeti Savunuculuk Kurumu direktörü Wes Lambert, SBS News'e yaptığı açıklamada, “Avrupa'da tedarik zincirini etkileyen bir savaşımız var, Avustralya'da ve tüm dünyada hava durumu nedeniyle yaşanan sorunlar var, girdi maliyetlerinde artış var ve son olarak, Avustralya'da ciddi bir işgücü sıkıntısı var” dedi.
7. Somali: Tahıl
Yıllarca süren yetersiz yağış, kuraklık ve iklim değişikliğinin daha da kötüleştirdiği aşırı sıcakların yanı sıra çatışmalar ve Ukrayna'daki savaş, Somali'deki gıda krizini şiddetlendiriyor. Ülkede temel gıda maddeleri olan tahıl ve buğday fiyatları yükseldi.
Başkent Mogadişu'da 400 gramlık bir kutu buğdayın maliyeti, diğer tahıl, sebze ve meyve fiyatlarının da artmasıyla Şubat ayından bu yana iki katına çıktı. Birleşmiş Milletler aracılığıyla Rusya ile yapılan anlaşma kapsamında bu ay Ukrayna limanlarından tahıl sevkiyatı yapılmasına rağmen, henüz pazarlarda ve mağazalarda etkisi tam olarak hissedilmedi.
8. Japonya: Soba noodle
Japonya'nın temel soba noodle’ını yapmak için kullanılan Rusya'dan gelen karabuğday, küresel tedarik zincirini etkileyen Ukrayna savaşının bir başka zayiatı. Karabuğday ununun maliyeti Haziran ayından bu yana yaklaşık yüzde 10 ila 20 arttı. Yağ ve soya sosu da dahil olmak üzere sobada kullanılan diğer ürünler de daha pahalı hale geldi.
Çin ve Güney Kore'de de noodle fiyatları yükselirken, Endonezya'dan bir ekonomi bakanı bu yıl Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda hazır Indomie eriştelerinin fiyatlarındaki artışla ilgili endişelerini dile getirdi. Tayland'da beş hazır erişte markası üreticileri bu hafta, yükselen enflasyon nedeniyle ürünlerini Tayland hükümetinin istediği kadar ucuz tutamayacaklarını söyledi.