16 Eylül 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 09.07.2024 11:50 | Son Güncelleme: 09.07.2024 14:44

Üç konfederasyondan iktidara 10 maddelik çağrı: İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş, hükümetin asgari ücret, emekli maaşı ve vergi politikaların eleştirdi. Ergün Atalay "Bizim üzerimizden ekonominin düzelmesinin şansı yok. Üzerimizden ellerini çeksinler" diyerek Bakan Şimşek'i hedef aldı. 10 maddelik manifestoda asgari ücrete temmuz ayında zam istendi
Üç konfederasyondan iktidara 10 maddelik çağrı: İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) bugün Türk-İş Genel Merkezi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan katıldı.

KİT yönetim değişikliğine eleştiri

Toplantıda söz alan TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, 19 KİT’in yönetim yapısının değiştirilmek istendiğini ve 7 yönetim kurulu üyesinin 4’ünün Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcisinden oluşması, yönetim kurulu başkanının da Hazine temsilcileri arasından seçilmesinin planlandığını söyledi. Atalay, bu durumun stratejik KİT’leri parça parça satmak, uluslararası tekellere teslim etmek anlamına geldiğini söyleyerek, ayrıca, sözkonusu alanları bilmeyen yöneticilerin yönetim yapması anlamına geldiğini belirterek,  “19 KİT için çalışma yapılıyor. Türkiye Kömür İşletmeleri, ETİ maden, BOTAŞ, TEDAŞ, TPAO, TCDD, Çaykur.. Ne yapılcak, yönetim kurulunu 7 kişi yapacağız 4’ü Hazine’den, 3’ü ilgili bakanlıktan olacak. Hazine, Enerji Bakanlığını, Ulaştırma Bakanlığını idare edecek. Hazine bürokratı elektrikten ne anlar, madenden ne anlar. Bununla ilgili toplumun tereddütü var, KİT’lerdeki işçilerin tereddütü var” dedi.

'10 bin TL'yle bir hafta geçinme şansımız yok'

Atalay, kamuda ücret dengesizliği olduğunu, emeklilerin ve asgari ücretlilerin sıkıntı yaşadığını belirterek "10 bin TL'yle bir hafta geçinme şansımız yok. Tablo ortada" dedi. Atalay, "Bunlar bizi yani işçiyi maraba zannediyor. Bizim üzerimizden ekonominin düzelmesinin şansı yok. Bizim üzerimizden ellerini çeksinler" ifadelerini kullandı. TÜRK-İŞ başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: 

'TÜİK'in rakamlarını gerçekçi bulmuyoruz'

  • TÜİK'in açıkladığı rakamları gerçekçi bulmuyoruz. Dayanacak gücümüz kalmadı.
  • Geçmişte kamuda ücretler yüksekti, normal bir ücret alıyordu. Şimdi kamu en düşük duruma düştü. Ama maalesef özel sektördeki patronlar, kazandıkları para ve kârları ortada.
  • Ona rağmen 10 yıllık 20 yıllık bir işçiye 10-15-20 bin lira parayı çok görüyorlar.
  • Bunlar bizi köle zannediyorlar. Bu meseleyle ilgili üzerimize ne düşüyorsa noksansız yapmak zorundayız.

 'Kemeri sık, faizi arttır, vergiyi yükselt...'

  • Bizim üçümüzün de sık sık işçi meselesinde, emekçi meselesinde bir araya gelme mecburiyetimiz var. Şimdi ülkede seçim oldu toplum kanaatini belli etti, bir sene sonra başka belli edecek.
  • Türk toplumu akıllı bir toplumdur nerede ne yapacağını iyi bilir. Bu meseleyi emekçinin üstüne, dar ve sabit gelirlinin üstüne yıkmanın anlamı yok.
  • Kemeri sık, faizi arttır, vergiyi yükselt, bahşişten vergi nasıl alırım onun yoluna bak. Böyle bir yetkiyi bundan önceki Maliye Bakanı'na versen o da yapardı.
  • Bizim üzerimizden ellerini çeksinler. 17 bin liranın ekonomiyi düzeltmeyle ilgili bir alakası yok. Bir yerde ekonomik kriz varsa orada huzur yoktur.

Hak-İş'ten 'adil paylaşım' ve 'vergi' eleştirisi

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye'de refahın adil paylaşımıyla ilgili tersine gidiş söz konusu olduğunu belirterek dünyanın en kötü milli gelir dağılımındaki adaletsiz ülkelerin arasında Türkiye yer alıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücret bir istisna iken Türkiye'mizde genel ücrete dönüşüyor" dedi. Arslan sözlerine şöyle devam etti:

  • Peki kim kazanıyor? Daha çok sermaye kazanıyor. Hatta finans ve bazı sektörlerde daha çok kazanıyorlar. Biz bu gidişatı Türkiye'nin hak etmediği bir gidişat olarak görüyoruz.
  • Milli gelirimiz artıyor, büyüme devam ediyor ama ücretlilerin aldığı pay azalıyor. Burada bir yanlışlık var.
  • Vergi sistemi de dahil baktığımız zaman daha çok kazanandan daha az, daha az kazanandan daha çok bir vergi politikası söz konusu.
  • Adaletli bir vergi sisteminden bahsedemiyoruz. Kaldı ki eğer gerçekten adil bir vergi sistemi olsa bile sorunu çözmeye yetmiyor. Çünkü nereye harcanıyor? Vergilerin nasıl, kimin için harcandığı da çok önemli.

10 maddelik talep listesi

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, enflasyonunun sebebinin sabit gelirli olmadığını, asgari ücrette artış yapılması gerektiğini ifade etti.  Çerkezoğlu, üç konfederasyonun ortak bildirisinde yer alan 10 maddeyi şu şekilde özetledi:

1- Ücretlerin vergilendirilmesinde mevcut sistem ücretleri mağdur ediyor. Vergi sistemi yeniden yapılandırılmalı. Çalışanlar üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır.

2- Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla açıklanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.

3- Asgari ücret acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.

4- Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.

5- En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.

6- Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.

7- 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.

8- Tasarruuf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmamalı. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.

9- İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem yaratılmalıdır.

10- Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.