Moskova Kitap Festivali'nde Zülfü Livaneli'nin Rusça'ya çevrilen Huzursuzluk kitabı için imza günü düzenlendi. Büyük bir ilgiyle karşılanan imza gününe yüzlerce okur katıldı. Kızıl Meydan’daki festivalin açılışından bu yana böyle bir kalabalıkla karşılaşmadıklarını söyleyen organizasyon yetkilileri şaşkınlıklarını ve hayranlıklarını gizleyemediler ve ekstra güvenlik önlemleriyle etkinliğe destek verdiler.
Programın moderatörlüğünü kitabın Rusça’ya çevirisini de gerçekleştiren Prof. Dr. Darya Jigulskaya üstlendi. Huzursuzluk kitabının kısa tanıtımının ardından soru-cevap kısmına geçildi ve izleyiciler merak ettiklerine yanıt bulma şansına sahip oldular. Kapanış bölümünde izleyiciler Zülfü Livaneli’ye kitaplarını imzalatmak ve hatıra fotoğraf çektirmek için uzun kuyruklar oluşturdular.
Kızıl Meydan’ın büyülü atmosferi altında tamamlanan program Moskova Nâzım Hikmet Vakfı organizasyonuyla gerçekleştirildi. Kitabın çevirisinde Darya Jigulskaya’ya Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü, Rusça baskısı ve yayınında ise Moskova Nâzım Hikmet Vakfı destek verdiler.
Huzursuzluk (Kitap) hakkında
İstanbul'un kargaşası içinde sıradan bir yaşam süren İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberi üzerine doğduğu kadim kent Mardin'e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılmış, Mardin’de başlayıp Amerika’da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdabın içine çekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine düşer.
Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesi... Livaneli okuru, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle buluşturuyor.
“Edebi bir zafer”
Huzursuzluk’a dair Popmatters’da, saygın edebiyat eleştirmeni Rhea Rolmann, 12 Temmuz 2021 tarihli yazısında “Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk romanı, Türkiye’deki kültür savaşlarının acımasızlığını küresel bir izleyici kitlesine seslenen edebi bir virtüözlükle resmediyor” diyerek romanı “Edebi bir zafer” olarak nitelendirdi ve kısaca şunları söyledi: “Livaneli, günümüz Türkiye’sinin olağanüstü çeşitliliğini mükemmel bir şekilde kapsüllemeyi başaran bir roman yazdı. Toplumsal gerçekliklerin ne kadar hızlı dönüşebileceğinin ve görünüşte imkânsız zıtlıkların birbirine ne kadar yakın olabileceğinin altını çizen edebi bir zafer... Huzursuzluk hem edebiyat hem de politik olarak önemli bir kitap. Yezidilerin koşullarını temel alarak, dünya çapında mültecileri ve yerlerinden edilmiş nüfus temalarını anlatıyor. En önemlisi, okuyucuyu devam eden bu trajedilerde suç ortaklığımızı ve bunları telafi etmek için neler yapabileceğimizi ve yapmamız gerektiğini sorgulamaya zorluyor.