05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 25.11.2025 21:24 | Son Güncelleme: 25.11.2025 21:37

Akülerdeki geri dönüşüm insanları zehirliyor: Otomotiv devleri görmezden geliyor

Afrika ve Asya’daki zehir saçan geri dönüşüm tesisleri yıllardır otomotiv devlerine ucuz kurşun sağlıyor. Çocukların kanında beyin hasarı riskine işaret eden seviyeler ölçülürken; otomotiv devleri kurşun konusunda geri atmıyor
Fotoğraf: Finbarr O’Reilly/New York Times
Fotoğraf: Finbarr O’Reilly/New York Times
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Will Fitzgibbon / New York Times

Detroit yakınlarındaki Ford Motor merkezinde, utangaç bir Avustralyalı avukat olan Phillip Toyne, 2005 yılında yöneticileri araç akülerinin içindeki kurşunun insanları zehirlediği konusunda uyardı.

Kurşun, araç akülerinin temel ama toksik bir unsuru. Talep arttıkça, otomotiv sektörü geri dönüştürülmüş kurşun kullanımını artırdı. Ancak dünya genelindeki birçok geri dönüşüm tesisi, çevrelerine zehirli dumanlar salıyordu.

Kayıtlara göre Toyne bir çözüm önerdi: denetçilerin temiz çalışan fabrikaları sertifikalandıracağı bir program. Otomotiv üreticileri ve akü üreticileri daha sonra kendilerini yalnızca çevre dostu tedarikçilerden alım yapan şirketler olarak pazarlayabilecekti.

Bu hiçbir yere varmadı.

The New York Times ve The Examination tarafından yürütülen bir soruşturma, Afrika’daki fabrikaların ABD şirketlerine satılmak üzere kurşun geri dönüştürürken insanları zehirlediğini ortaya koydu. Lagos, Nijerya yakınlarındaki fabrikalar grubunun çevresinde yaşayan çocukların kanında, ömür boyu beyin hasarına yol açabilecek seviyelerde kurşun bulundu. Bu, soruşturma kapsamında yaptırılan testlerle doğrulandı.

Ford dahil çoğu otomobil üreticisi bulgular hakkında yorum yapmayı reddetti; tedarikçilerinin yasaya ve kurumsal davranış kurallarına uyması gerektiğini söyledi. Volkswagen ve BMW gibi bazı şirketler ise dahili inceleme başlatacaklarını duyurdu.

Ancak kayıtlar ve sektör yöneticileri ile sağlık ve çevre savunucularıyla yapılan görüşmeler, otomobil üreticilerinin ve tedarikçilerinin neredeyse 30 yıldır geri dönüşüm tesislerinin eski aküleri eriterek havaya kurşun saldığını bildiklerini ortaya koyuyor.

Otomobil ve akü üreticileri, tekrar tekrar harekete geçmemeyi seçti ve sorunu çözmeye yönelik girişimleri engelledi. Dünyanın en büyük otomobil şirketleri çevresel politikalarını yazarken kurşunu kapsam dışı bıraktı. Bunu, Gana, Nijerya ve Tanzanya’daki kalitesiz tesislerin aküleri için daha fazla kurşun sağladığı bir dönemde yaptılar.

Düşük seviyelerde bile kurşuna maruz kalmak nörolojik hasara neden olabilir; kalp hastalığı ve felce katkıda bulunabilir. Her yıl kurşun zehirlenmesinin 1,5 milyondan fazla insanı öldürdüğü tahmin ediliyor ve bunların çoğu gelişmekte olan ülkelerde.

Fotoğraf: Finbarr O’Reilly/New York Times

 

Ford, Toyne’un önerisi hakkındaki soruları yanıtlamadı. Ancak toplantılara ilişkin notlar ve belgeler yöneticilerin Green Lead adı verilen programla ilgilendiğini gösteriyor. Bunun çevre bilincine sahip müşterilere hitap edebileceğini düşünüyorlardı.

Ama ertesi yıl, 2006’da, Ford o zamana kadarki en büyük finansal kaybını kaydetti. Sürdürülebilirlik savunucusu Bill Ford, CEO’luk görevinden ayrıldı.

Otomotiv sektörü sonraki finansal kriz boyunca zor günler geçirirken, diğer otomobil şirketleri ve akü üreticileri de programa dahil olmayı reddetti. Green Lead çöktü.

Akü üreticileri geri dönüştürülmüş kurşunun bir kısmını dünyadaki geri dönüşümcülerden satın alan küresel ticaret şirketlerinden edinir.

Green Lead görüşmelerine katılan emekli Ford yöneticisi Bernd Gottselig, "Kurşun kirliliğini ve diğer çevresel sorunları ele almak “finansal açıdan zorluydu” dedi ve bazı fikirlerin tamamen yeni ve benzersiz tedarik zincirleri kurmayı gerektirdiğini” söyledi.

O dönemde mücevher sektöründe metaller ve mineraller için sertifikasyon programı üzerinde çalışan Michael Rae, bir Green Lead toplantısına katılmıştı. Ona göre bu program otomobil üreticileri için halkla ilişkiler açısından bir zorluk oluşturuyordu: Çevresel taahhütlerini öne çıkararak yüzyıllardır toksik olduğu bilinen bir metale olan bağımlılıklarını da açığa vuracaklardı.

Rae şunları söyledi:

“Hatırladığım kadarıyla, otomotiv sektöründe ‘yeşil kurşun’ demek, dolaylı olarak ‘kötü kurşun’ olduğunu söylemek anlamına geleceği için aktif bir direnç vardı”

Honda’ya ait motosiklet şirketi hasta çocuklara karşı uyardı

Green Lead girişimi Detroit’te tıkanırken, Hindistan’da başka bir öneri şekilleniyordu. 2007’de dünyanın en büyük motosiklet üreticisi Hero Honda’daki yöneticiler, önümüzdeki on yıl boyunca daha fazla kurşuna ihtiyaç duyacaklarını fark etti.

Yöneticiler bunun muhtemel sonuçlarını biliyordu. Şirket sunumu, artan kurşun üretiminin sonuçları arasında “masum kişilerde / çocuklarda sağlık sorunları” olduğunu belirtiyordu.

Fotoğraf: Rodrigo Cruz/New York Times

 

Bu nedenle, o dönemde Honda Motor tarafından ortaklaşa sahip olunan şirket, yalnızca dış denetimlerden geçmiş ve kurşun emisyonlarını azaltmak üzere sertifikalandırılmış üreticilerden akü satın alacağı bir pilot programa katıldı.

Şirkete göre bu hamle, rakipleri daha iyi teknolojiye yatırım yapmaya teşvik edecekti.

Organizatörler, DaimlerChrysler ve Ford dahil otomobil şirketlerine yazdıkları mektupta, “Bildiğiniz üzere, kurşun zehirlenmesi dünyanın birçok yerinde son derece ciddi bir sorun” dedi.

Ancak hiçbiri programa katılmadı.

Programın tasarımına yardımcı olan sağlık araştırma kuruluşu OK International’ın direktörü Perry Gottesfeld, "Büyük Hintli akü üreticileri de uzak durdu" ifadelerini kullandı.

Honda program hakkında yorum yapmayı reddetti. Malzemelerin etik şekilde tedarikini desteklediklerini ve “bugünün ve yarının akülerinin sorumlu yönetimine bağlı olduklarını” söyledi.

Dünyanın en büyük akü üreticisi yeni standartları engelledi

Aralık 2011’de The New York Times’ta yayımlanan bir makale, Meksika’daki bir fabrikanın eski Amerikan akülerini geri dönüştürmeye başlamasının ardından kasabanın üzerine çöken “pis bir sis”i tarif ediyordu. Bir bebek nöbetler geçiriyordu. Bir genç aniden burun kanamaları ve karın ağrıları yaşıyordu.

Makale, iki çevre grubunun yürüttüğü bir araştırma makalesini takip ediyordu. Araştırmacılar, ABD çevresel düzenlemeleri sıkılaştıkça geri dönüşüm için Meksika’ya gönderilen akü ihracatının arttığını ve bunun “belirgin şekilde daha yüksek mesleki ve çevresel sorunlara” yol açtığını belirtiyordu.

Bu durum Bob Holcombe’u rahatsız etti. General Services Administration (GSA) bünyesinde bir direktör olarak, 600 binden fazla ABD hükümet aracından sorumluydu. ASTM International adlı bir grupla iletişime geçerek yardım istedi.

Fotoğraf: Finbarr O’Reilly/New York Times

 

ASTM, hükümetler ve sektörler için her türlü karmaşık soruya cevap verir: Köprü kirişlerinin ne kadar güçlü olması gerektiği, oyun alanı çitlerinin yüksekliği ve bir roller coaster’ın güvenli hızlanma sınırı gibi.

Holcombe, ASTM’den kurşun akü geri dönüşümü için standartlar geliştirmesini istedi.

Hiçbir şirketin kaybedecek daha fazla şeyi yoktu; Johnson Controls o dönem dünyanın en büyük otomotiv akü üreticisiydi. Yeni bir sektör standardı, daha yüksek üretim maliyetleri ve tedarik zincirine daha fazla dikkat demek olabilirdi.

Aralık 2012’nin başında, akü üreticileri, lobiciler ve çevre savunucuları, Beyaz Saray’a iki blok uzaklıktaki Washington’daki GSA ofisinde toplandı. Toplantı, ASTM International’ın akü geri dönüşümü için bir komite kurup kurmaması gerektiğine karar vermek içindi — bu, sektör standardı oluşturmanın ilk adımıydı.

ASTM kuralları komite kurulması için salt çoğunluk gerektiriyordu. Toplantıya katılan herkes oy verebilirdi. Toplantıya katılan enerji danışmanı ve eski EPA avukatı Tim Whitehouse, “Johnson Controls o toplantıya geldi ve görünüşe göre tüzüğü çok iyi okumuşlardı” dedi.

Oy kullanmaya uygun 98 katılımcının 80’i akü üreticilerini temsil ediyordu ve bunların 50’si Johnson Controls'tendi. Oylama başarısız oldu.

Doğal Kaynakları Koruma Konseyi adına toplantıya katılan James Meinert şöyle dedi:

“Odaya toplandığımızda bunu yapacağımız çok açıktı, sonra Johnson Controls bunu istemediğine karar verdi”

Johnson Controls daha sonra akü işini sattı; şirket Clarios adıyla yeniden markalandı. Toplantıyla ilgili sorulara yanıt vermedi ve “Clarios, akü üretimi ve geri dönüşümü için katı küresel standartları geliştirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını sürdürmektedir” şeklinde konuştu.

Otomobil şirketleri geri dönüştürülmüş kurşunu sürdürülebilirlik raporlarından çıkardı

Yıllar boyunca dünyanın en büyük otomobil şirketleri, insanları ve gezegeni koruma çabalarını övdü.

2013’te cıva ticaretini sınırlayan küresel anlaşmayı desteklediler. Cıva araç parçalarında kullanılıyordu. Kongo’daki madenlerde çocuk işçiliği haberleri çıktıktan sonra, otomobil şirketleri altın ve araç elektrik sistemlerinde kullanılan koltan için 'etik' tedarik sözü verdi.

Ontario’daki Waterloo Üniversitesi’nde endüstriyel ekolojist olan Steven B. Young şöyle dedi: “Bu mineraller haberlerde yer alınca tüm bu insan hakları ihlalleri gündeme geldi. Bazı şirketler ‘Aman tanrım, biz bunu tedarik zincirimizde istemiyoruz. Ne yapabiliriz?’ dedi ve “Kurşun için böyle bir an yaşandığını düşünmüyorum” diye ekledi.

Artık tüm büyük otomobil şirketleri, sorumsuzca elde edildiklerinde çevreye ve insan sağlığına zarar veren mineralleri ve metalleri listeliyor.

Hyundai örneğin, “insanlığın geleceği ve çevresi için önemli” mineraller listesi tutuyor. Tedarikçilerin bu mineralleri etik şekilde tedarik etmesini istiyor. General Motors, altı metali daha sıkı inceleme altına aldı. Hiçbiri kurşunu ele almıyor.

Diğer şirketler yanıt verdi ancak Times ve The Examination’ın sorularını karşılıksız bıraktı. Bazıları tüm ürünlerin sorumlu şekilde satın alınacağına veya geri dönüştürüleceğine dair genel taahhütlere işaret etti. Volvo ve Mitsubishi, kurşunu izledikleri metallere dahil eden politikalar paylaştı. Nissan ise teknik olarak mümkün olan yerlerde kurşunun kullanımını aşamalı olarak kaldırmayı hedeflediğini söyledi.

Temmuz ayında Ford en son sürdürülebilirlik raporunu yayımladı, ancak bu rapor kurşundan hiç bahsetmiyor.

© 2025 The New York Times Company