Jennifer Schuessler / The New York Times
İki yıl önce kültür dünyasından önde gelen isimlerin kaleme aldığı açık mektupta Salman Rushdie’nin de imzası vardı. Mektupta “toleransın giderek gerilediği iklimden” şikayet ediliyor ve “liberal toplumun can damarı olan özgür bilgi ve fikir alışverişinin günden güne daha fazla kısıtlandığı” uyarısı yapılıyordu. Rushdie bu ilkelerin cisimleşmiş hali sayılabilir. 1989’da İran ruhani lideri Ayetullah Humeyni’nin kendisi hakkında verdiği katli vacip fetvasından bu yana istemeden de olsa ifade özgürlüğünün simgesi oldu.