23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 04.05.2022 16:01 | Son Güncelleme: 04.05.2022 17:09

Kürtaj yasasını bozmak muhafazakar değil, radikal bir seçim

ABD Yüksek Mahkemesi'nin kürtaj hakkını güvenceye alan Roe v. Wade kararını bozmak için gizlice oy kullandığı ortaya çıktı. Pulitzer ödüllü New York Times yazarı Bret Stephens; Yargıç Samuel Alito'nun taslağının verilmiş zararı tersine çevirmekten ziyade onu tekrarlayacağına dikkat çekti
Yüksek Mahkeme Yargıçları (Erin Schaff/The New York Times)
Yüksek Mahkeme Yargıçları (Erin Schaff/The New York Times)

Bret Stephens / The New York Times

Sevgili Başyargıç Roberts ve Yargıçlar Barrett, Gorsuch, Kavanaugh, Thomas:

22 Ocak 1973’te verilen Roe v. Wade kararının hatalı olduğuna eminim ki katılıyorsunuz. O zamanlar Anayasa’nın gri alanında bulunan, yasal mahremiyet hakkı prensibine dayanıyordu. Temsilciler Meclisi ve eyalet yasama organlarının daha iyi cevaplayabileceği bir soru, hükümetin en demokratik olmayan kurumuna bırakılmıştı. 

Ülkeyi bölen bir kültür savaşı başlattı, tarafları radikalize etti ve uzlaşmayı zorlaştırdı. Yüksek Mahkeme’ye atanacak yargıçların onay duruşmalarının ölüm kalım maçına dönüşmesinde rol oynadı. Hükümetin hiç olmadığı kadar politikleşen kurumu haline gelen mahkemenin itibarını zedeledi.

Muhafazakar değil radikal bir seçim

Ancak yarım yüzyıl uzun bir zaman. Nüfusunun çoğu Roe kararından sonra doğan ABD, artık farklı bir yer.
Yargıç Samuel Alito'nun çoğunluk görüşünün taslağına göre mahkemenin hazır göründüğü Roe'yu bozma kararı, verilmiş zararı tersine çevirmekten ziyade onu tekrarlayacaktır. Bu, muhafazakar değil radikal bir seçim olacaktır.

Muhafazakarların ilkeleri

Muhafazakar nedir? Her şeyden önce, yerleşik yasalarda ve ortak beklentilerde yaşanan ani ve derin değişikliklerin, onu korumak için kurulan kurumlara saygıyı tamamen yok ettiği inancıdır.  Özellikle de bu değişimler demokratik rıza veya birlik olmadan tepeden indiyse. Bu kısmen emsal kararlarla ilgili ancak yalnızca bundan ibaret değil. Bir muhafazakarsanız, felsefi olarak yargı emsallerine hatrı sayılır önem verirsiniz.

Özellikle de bu kararlar, 1992 Aile Planlaması v. Casey davasında Roe’nun onaylandığı gibi uzun bir zaman zarfı içinde tasdik edilip rafine edilmişse. Alito taslağında sıkça Casey’nin Roe’yu bir nebze uyarladığına değiniyor. Ancak bu, mahkemenin büyük resimde kürtaj haklarını savunduğu gerçeğini değiştirmez. Kavanaugh’un onay duruşmasında yerinde bir şekilde dediği gibi “Casey emsal kararın üzerine emsaldir.”

Hukuki yorumun tehlikeleri

Bu aynı zamanda hukuki yorum meselesidir. ABD’nin kurucu önderlerinden Alexander Hamilton, Federalist No. 78’de “Mahkemelerde keyfi bir takdir yetkisinden kaçınmak için yargıçlar katı kurallar ve emsallere bağlı olmalı. Bunlar önlerine gelen her özel durumda görevlerini tanımlamaya ve belirtmeye hizmet eder” yazmıştı. Hamilton bugün hukuki yorumcuların göz ardı ettiği şeyi anlamıştı.

Mahkemelerin temel amacı, tercih edilen sonuçlara varmak için doğasında seçici olan metinsel tefsirlerle meşgul olmak değildir. Keyfi takdir yetkisinden kaçınmaktır. Tek bir anda iki veya üç kişinin tercihlerine dayalı olarak, geniş bir toplumun tüm ahlaki yapısını yeniden şekillendirmeye yönelik cazibeye direnmektir.

Kültür yangını başlayacaktır

Mahkeme Roe’yu bozma yönünde oy kullanırsa ne olacağını düşünüyor? Yasal kürtaj ülke genelinde yasaklanmayacaktır. Yani kürtaj karşıtlarının, halihazırda çeşitli sebepler nedeniyle istikrarlı bir şeklide azalan sonlandırılmamış hamilelik sayıları hakkında kutlayacağı pek az şey olacak. Roe ve Casey hala ülkenin kanunları. Ancak kürtaj karşıtları yakında bir diğer muhafazakar gerçeği yeniden keşfedecek: İstenmeyen sonuçları göz önünde bulundurmak. Eski, güvensiz, yasa dışı veya Meksika’daki kürtajların dönmesi, seçim yanlısı vatandaşların demokrat eyaletlere yerleşmesi ve çekişmeli seçim eyaletlerinde üreme hakları hakkında endişeler duymaya başlayan kürtaj yanlılarının birleşmesi bunlardan bazıları.

Amerikan halkı bölünmüş durumda

Gallup’un anketine göre Amerikalılar kürtaj hakkındaki kişisel görüşlerinde neredeyse yarı yarıya bölünmüş durumda. Ancak yalnızca yüzde 19’luk kesim prosedürün bütün durumlar altında yasa dışı olmasını savunuyor. Mahkemenin bariz şekilde yüzde 19’luk kesime yardım ve rahatlık sağlaması ardından Amerikalıların tepkilerini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu karar yalnızca hukuku etkilemeyecek

Yargıçlar, kendinize Alito’nun görüşüne katılarak yalnızca ABD’deki kürtaj sorunlarının yargılanma koşullarını değiştirdiğinizi söyleyebilirsiniz. Gerçekte ise zaten ırk sorunları, okul müfredatı, ceza adaleti, seçim yasaları, çeşitli komplo teorileri ve dahasının tartışıldığı ülkede, bir kültürel yangın daha başlatacaksınız, ki bu yangını kontrol altına almak on yıllar sürmüştü.

Samuel A. Alito Jr (Erin Schaff/The New York Times)

 

Peki mahkemenin kendisi nasıl etkilenecek? Burada tekrardan Roe’yu bozmanın hukuki bir alçakgönüllülük olduğunu, kürtaj tartışmalarını yasama organlarının eline bıraktığınızı düşünmeyi seçebilirsiniz. 30 yıllık bölünme ve kargaşadan sonra; belki…

Yüksek Mahkeme’nin itibari söz konusu

Ancak bu karar, geride kalan Amerikan kararlılığı ve mantığının yapı taşı olan mahkemenin itibarını sarsacak. Oysa Yüksek Mahkeme, kurumlar ve geleneklere karşı hızla azalan saygımızın karşısında bir duvardır. Alito’nun kararının sızdırılması, Roberts’ın haklı olarak belirttiği gibi güvenin korkunç bir ihlali. Aynı zamanda mahkemenin ilerleyen günlerde beklemesi gereken gerilla savaşının da öncüsü. Yalnızca kürtaj da değil: Mahkemenin, birçok insanı kişisel olarak etkileyen bir konuda Amerikalıların güvenine ihanet etmesi, diğer durumlarda da bu güveni kaybetmeleri demektir. Muhafazakar kelimesi pek çok alışkanlık ve fikri kapsıyor, bunlardan hiçbiri ihtiyat kadar önemli değil. Yargıçlar: İhtiyatlı olun.

© 2022 The New York Times Company