Aryn Baker ve Euan Ward / The New York Times
Üst düzey Arap diplomatlar, uzun yıllar süren uluslararası izolasyonun ardından Suriye’nin yeni liderliğiyle ilişkileri geliştirmek amacıyla pazartesi günü Şam’a ziyarette bulundu. Bu ziyaretler, Arap ülkelerinin, Beşar Esad rejiminin çökmesinin ardından Suriye ile yeni bir sayfa açma arzusunu yansıtıyor.
Ürdün ve Katar dışişleri bakanlarının ziyaretleri, iki hafta önce Esad’ın devrilmesinin ardından gelen diplomatik adımların son halkasını oluşturuyor. Ürdün Dışişleri Bakanlığı, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi’nin Şam’da Suriye’nin yeni lideri Ahmed el-Şera ile “geniş kapsamlı görüşmeler” yaptığını açıklandı. Aynı gün Katar Devlet Bakanı Muhammed el-Hulaifi de Şam’a giderek yeni yönetimle bir araya geldi.
Esad’ın çöküşüyle yeni bir başlangıç
Beşar Esad’ın, el-Şera liderliğindeki rejim karşıtı gruplar tarafından iki hafta önce devrilmesinden bu yana Şam’a yapılan bu ilk üst düzey ziyaretler, Arap dünyasının Suriye ile ilişkilerinde yeni bir dönem arayışında olduğunu gösteriyor. Bu ay Ürdün’de bir araya gelen Arap liderler, Suriye’deki “barışçıl geçiş sürecine destek verme” taahhüdünde bulunmuştu.
Arap ülkeleri, 2011’de Arap Baharı sırasında başlayan ve Esad’ın demokrasi yanlısı protestoculara karşı acımasız baskılarıyla iç savaşa dönüşen süreçte Suriye rejimiyle ilişkilerini kesmişti. Ancak son yıllarda, Esad karşıtı grupları finanse eden birçok ülke, bölgesel istikrar umuduyla Şam yönetimiyle ilişkileri yeniden kurma eğilimi göstermişti.
Geçtiğimiz yıl, Suudi Arabistan hükümeti Esad’ı Arap Birliği zirvesine davet ederek, Suriye’nin 10 yılı aşkın bir süre önce askıya alınan üyeliğini yeniden canlandırmayı hedeflemişti. Ancak bu strateji sonuç vermedi. Esad’ın ağır baskı politikaları devam etti. Esad sonrası yeni liderlikle daha umut verici bir sürecin başlayacağına inanılıyor.
Bölgesel beklentiler
Ahmed el-Şera’nın geçmişte El Kaide ile bağlantıları konusundaki çekincelere rağmen, yeni yönetimin kapsayıcı ve pragmatik olacağına dair açıklamaları bölge ülkelerinde olumlu karşılandı. Orta Doğu uzmanı Julien Barnes-Dacey, “Bölge devletleri bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir” diyerek, yeni liderliğin Arap ülkeleriyle daha güçlü bağlar kurma potansiyeline işaret etti.
Ürdün ve Katar’ın ziyareti
Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi, Şam’daki görüşmesinde Ürdün’deki yaklaşık 620 bin kayıtlı Suriyeli sığınmacının güvenli ve gönüllü dönüşü konusunu gündeme getirdi. Ayrıca terörizm, silah kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti gibi Ürdün’ü doğrudan etkileyen sorunları vurguladı. Safadi, Ürdün’ün Suriye halkına destek olmaya kararlı olduğunu belirtti.
Katar ise yeni liderliği güçlü bir şekilde desteklediğini açıkça ifade etti. Katar Dışişleri Bakanı el-Hulaifi, Suriye’nin enerji sektörü, limanlar ve havaalanlarına yatırım yapmaya hazır olduklarını belirtti. Katar heyeti, Şam Uluslararası Havalimanı’nın yeniden faaliyete geçirilmesi için incelemelerde bulunacak teknik bir ekiple ziyarette bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, Suriye’nin yeni atanan Dışişleri Bakanı Esad Hasan el-Şibani ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede bin Zayed, ülkesinin “kapsayıcı ve kapsamlı bir geçiş sürecine” verdiği destekleyici tutumu vurguladı. Barnes-Dacey’e göre, BAE uzun süredir isyancı hareketlerin İslamcı eğilimlerinden şüphe duyuyor ve 2018 yılında Esad rejimiyle ilişkileri yeniden kuran ilk Arap ülkesi olmuştu.
İttifaklarda değişim sinyalleri
Arap dünyasında, Suriye’nin İran’a olan bağımlılığını azaltma ve Arap bloğuna yeniden kazandırma çabaları dikkat çekiyor. Orta Doğu Enstitüsü Başkan Yardımcısı Paul Salem, bu çabaların, Arap ülkelerinin İran’ın bölgedeki nüfuzunu dengelemeye yönelik uzun vadeli stratejisinin bir parçası olduğunu vurguladı.
Türkiye ve Lübnan’la görüşmeler
Yeni lider el-Şera, Pazar günü Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lübnan’ın önde gelen Dürzi lideri Velid Canbolat ile bir araya geldi. Türkiye, 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve bu mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlayacak istikrarın sağlanmasını istiyor. Ayrıca, Türkiye, Suriye’deki yeni düzenin kendi bölgesel çıkarlarıyla uyumlu olmasını hedefliyor.
Lübnanlı lider Canbolat ise, Suriye’nin Lübnan siyasetine olumsuz müdahalelerine son verilmesi konusunda güvence istedi. El-Şera, Suriye’nin geçmişte Lübnan için “korku ve
endişe kaynağı” olduğunu kabul ederek, bu tür müdahalelerin sona ereceğini taahhüt etti.
Esad rejimi, Beşar Esad’ın babası Hafız Esad tarafından 1971 yılında kuruldu ve uzun yıllar boyunca Lübnan siyasetinde müdahaleci bir rol oynadı. Rejim, Canbolat’ın babasının suikastı, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesi ve son 50 yıl içinde birçok önemli Lübnanlı siyasetçinin öldürülmesi gibi olaylara karışmakla suçlandı.
Suriye’de yeni bir sayfa
Esad’ın çöküşü, sadece Suriye için değil, bölge genelinde yeni ittifaklar ve stratejiler için de önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Yeni liderliğin bölgesel desteği nasıl şekillendireceği ve Arap ülkelerinin bu sürece ne kadar katkı sağlayacağı, önümüzdeki süreçte belirleyici olacak.
© 2024 The New York Times Company