Carol Rosenberg / New York Times
Hücresinde tek başına, umutsuz günlerinin karanlık düşünceleriyle baş başa kalan mahkum, kalem-kağıdı aldı ve 20 yıl önce ABD ajanlarının kendisine nasıl işkence ettiğini ayrıntılı bir şekilde çizdi. Bunların bir kısmı, Mohammed Farik bin Amin adlı Malezyalı mahkum için bir tür öz terapiydi. Amerika Birleşik Devletleri onu 2003 yılında Afganistan'da CIA tarafından yönetilen zindan benzeri bir hapishanede yıllarca hücre hapsinde tutmaya başladı. Guantánamo hapishanesi işkence görmüş kişiler için özel bir tedavi sunmuyor.
Resimlerin bir kısmı, bu hafta özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan savunma anlaşmasını müzakere eden avukat Christine Funk tarafından verilen ev ödevleriydi. Funk, Bin Amin'den kendisine ne olduğunu anlatmak yerine çizmesini istemişti. Funk, "Kâbusları hep bununla ilgili. Bununla yaşıyor" dedi.
Bin Amin'in avukatları ocak ayındaki ceza duruşmasında askeri jüriye çizimlerini gösterdi. Bin Amin savaş suçu işlediğini kabul etmiş ve 2002 yılında Endonezya'nın Bali kentinde 202 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıları gerçekleştiren Jemaah Islamiyah adlı Güneydoğu Asyalı radikal gruba yardım etmekten duyduğu pişmanlığı dile getirmişti. Bin Amin, asıl sanığın yakalanmadan kaçmasına yardım ederek saldırıya suç ortağı olduğunu kabul etti.
Funk 1994'ten beri şiddet suçlularıyla çalışıyor ve kariyerinin yıllarını adli tıp bilimi ile hukuk arasındaki etkileşime adamış durumda. Bu nedenle, Bin Amin'in acımasız muamelesine adli tıp açısından bir bakış sunma fikri, duruşmaya hazırlanırken ona cazip geldi. Bin Amin eskizlerine yaklaşık beş yıl önce başladı ve hukuk ekibi bunların gizliliğinin kaldırılması için çalıştı. Ardından 25 Ocak'ta Funk, savcıların itirazı olmaksızın, bunları hem halkın hem de jürinin görmesi için tanık kürsüsünün üzerindeki devasa bir ekranda gösterdi.
Diğer mahkumlar da CIA gözetiminde işkence gördüklerine dair hatırladıklarını kaleme aldılar. Ancak ilk kez, eski bir CIA mahkumunun kendisine ne olduğuna dair anlattıkları, ABD devlet destekli işkencenin mirasıyla boğuşan 11 Eylül sonrası savaş suçları mahkemesindeki bir davanın kayıtlarında yer alıyor.
Ayakta zincirleme
Tutuklular, CIA'in kendilerini uykusuz bırakmak ve sorgulamaya direnme iradelerini kırmak için kollarını başlarının üzerine kaldırarak zincirlediklerini söylediler. Ancak kelimeler hiçbir zaman insanların bu tekniği gözünde canlandırmasına yardımcı olamadı. Bu çizimde Bin Amin kendisini çıplak, tepeden tırnağa tıraş edilmiş ve acıyı hafifletmek için ağırlığını bir bacağından diğerine kaydırırken gösteriyor.
Süpürge sopası ile stres pozisyonu
Bu otoportrede Bin Amin'in kolları arkadan kelepçelenmiş ve dizlerinin arkasında bir süpürge sopasıyla çömelmeye zorlanmış halde; bu yasaklı teknik diğer sorgucuları o kadar rahatsız etti ki CIA merkezine rapor ettiler. Bin Amin bu çizimde de çıplak.
CIA'in geliştirilmiş sorgulama tekniklerini tasarlamasına yardımcı olan psikolog James E. Mitchell'in 2020 yılında Guantánamo'da verdiği ifadeye göre, CIA'in baş sorgucusu süpürge sopası tekniğini kullandıktan ve yeni sorguculara öğrettikten sonra 2004 yılında teşkilatın gizli hapishanelerindeki görevinden alındı. Mitchell'in ifadesine göre, mahkemede NX2 olarak bilinen baş sorgucuya bu tekniğin yasak olduğu söylenmişti ama yine de kullanmaya devam etti.
Sedyeye çıplak bağlama
Paramiliter kıyafetli gardiyanlar 2003 yılında Tayland'da yakalandığı gün bin Amin'in giysilerini kesmiş ve bileklerini arkadan bağlamışlardı. Bin Amin ceza duruşmasında, Tayland'da gözaltında tutulduğu “birkaç hafta” boyunca “her zaman” çıplak olduğunu söyledi.
Çıplak fotoğraflanma
Eski CIA mahkumları rutin olarak çıplak fotoğraflarının çekildiğini söyledi. Burada, yüz hatları gizlenmiş bir gardiyan Bin Amin'in yanında dururken, bir başka gardiyan da Tayland'dan Afganistan'daki özellikle acımasız bir CIA hapishanesine nakledildikten sonra onun çıplak fotoğrafını çekiyor. Gardiyanlar henüz tüm saçlarını tıraş etmemişti. Bin Amin mahkemede daha önce hiç çıplak fotoğrafının çekilmediğini ve cinsel organını kapatmaya çalıştığını söyledi. Maskeli gardiyanın elini tokatlayarak uzaklaştırdığını söyledi.
Funk: Aşağılandığınızı hissettiniz mi?
Bin Amin: Elbette.
Funk: Elbette.
Su işkencesi
Bu çizimde, bazıları kar maskesi takmış dört gardiyan bin Amin'in kol ve bacaklarını yere doğru tutarken, beşinci bir CIA çalışanı bin Amin'in üzerine çıkıp vücuduna ve yüzüne su döküyor. Bin Amin'in ifadesine göre hücre soğuktu, su da öyle. Su işkencesi sırasında gardiyanların kendisini sorguladığını ve “yüzünü yumrukladıklarını” söyledi. CIA, bin Amin'e su işkencesi yaptığını hiçbir zaman kabul etmedi.
Kendisine uygulanan tekniğe bazen “suyla ıslatma” deniyor. Bin Amin, CIA sorgucularının su işkencesi yaptıklarını kabul ettikleri üç mahkum için kullandıkları medikal tarzdaki sedye yerine, yerdeki plastik bir muşambanın üzerine konulduğunu söyledi. Aradaki fark, sedyenin 90 derece eğilerek mahkumun boğulmadan önce kusmasını ya da su çıkarmasını sağlaması gibi görünüyor.
Funk: Boğulabileceğinizi düşündünüz mü?
Bin Amin: Evet.
Başında örtüyle hücre hapsi
Mahkumlar uzun süre hücre hapsinde tutulduklarını bildirdiler. Bin Amin bunu nasıl yaşadığını anlatıyor: çıplak ve başında örtüyle bir hücrenin zemininde, bilekleri arkadan zincirlenmiş ve ayak bilekleri birbirine zincirlenmiş, bacakları uzatılmış. Kukuleta takmanın rutin olduğunu söylüyor. Beyaz gürültü (white noise) de izolasyonunu yoğunlaştırıyor.
Karanlık zindan
Bin Amin sağ kolunu uzatmış ve hücresinin duvarındaki bir sürgüye zincirlenmiş halde görülüyor. Karanlıkta tutulduğunu ve sağ elinde ve her iki ayağında sıyrıklar ve kabarcıklar bırakan bu “stres pozisyonunu” özellikle sırtına ve omzuna acı verici bulduğunu söyledi. Bazen o kadar uzun süre zincirli bırakılıyormuş ki idrar ve dışkısını oraya yapıyormuş.
© 2024 The New York Times Company