Kültür sanat kanalı TRT 2’nin kasım ayındaki dopdolu programından bu haftaki seçimlerimiz…
Gel ve Gör: Savaşın yıkıcılığını göstermeyi amaçlayan filmler arasında en başarılısı 1985’te çekildi. Nazilerin Belarus’ta yaptığı korkunç işleri anlatan Elem Klimov bir nesli savaşın gerçekleriyle yüz yüze getirdi. Bu açıdan belki de Netflix’in yepyeni yapımı (11’inci sayfada detaylı anlatıyoruz) Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’un öncülü bile sayılabilir. (5 Kasım Cumartesi)
The Glass Castle: Geçmişinden kalan aile sırlarının ağırlığını hisseden başarılı insan hikayelerine alışkınız. Brie Larson, Woody Harrelson ve Naomi Watts gibi isimlerle film Jeanette Walls’un bu yöndeki hikayesini anlatıyor. Alkolik ve tehlikeli bir baba, sorumluluk duygusu olmayan bir anne ve kendi başlarına yetişmek, büyümek zorunda kalan dört kardeş… (6 Kasım Pazar)
Vivement dimanche! François Truffaut’nun erken yaştaki ölümünden önceki son filmi, belki de en özeli. Hayranlık duyduğu Hitchcock sinemasına saygı duruşu niteliğinde bir filme imza atan yönetmen, komik bir cinayet bilmecesini izleyiciye sunuyor. Üstelik başrolde de Jean-Louis Trintignant ve Fanny Ardant gibi muhteşem bir ikili var. (7 Kasım Pazartesi)
Labyrinth: Ülkelerinden göç etmek isteyen bir çift, kaybolan bir çocuk ve ortaya çıkan aile sırları… İranlı yönetmen Amir Hossein Torabi’nin 2019 yapımı filmi, hayatlarının kontrolü ellerinden kaçan insanların hikayesini anlatıyor. Negar ve Amir Ali’nin yaşadıklarına izleyici olarak eşlik etmek kimi zaman çok duygusal olabiliyor. (8 Kasım Salı)
Hors Normes: Otizmli bireylerin topluma entegrasyonu sinemanın konusu neredeyse hiç olmadı. Cannes’da da gösterilen bu Fransız drama-komedisi, devletin yapmadığını yapıp otizmli bireyler için çalışan Bruno ve Malik’in hikayesini anlatıyor. Hem konusu hem de anlatısı ile kaçırılmaması gerek. (10 Kasım Perşembe)
MUBI’nin kasım programından farklı türlerde önerilerimiz…
Ay’a Seyahat: Sinema tarihinin sihirbazlarından Georges Méliès, hayal gücünü tetikleyen bu öyküyle bilim kurgunun öncülerindendi. Jules Verne’in ünlü eserinden yola çıkılarak 1902’de çekilen bu 15 dakikalık sessiz film sinema tarihinde çok önemli bir yerde. Filmde roketleriyle Ay’a giden altı astronot ve karşılarına çıkan Selenitlerle yaşadıkları konu ediliyor.
İklim Değişimi: Yine bir kısa filmle devam ediyoruz. Ancak bu defa 2020’ye ve Türkiye’ye geliyoruz. Üniversite eğitimi için Londra’ya giden ancak insanların soğukluğu nedeniyle giderek içine kapanan İklim’in yaşadıklarını anlatan 20 dakikalık filmin yönetmen koltuğunda Yasemin Demirci oturuyor. Filmin başrolündeyse son dönemin yükselen yıldızı Nezaket Erden yer alıyor.
Sevmek Zamanı: Metin Erksan’ın efsane başyapıtı, usta yönetmenin ölümünün 10’uncu yılında 4K görüntü kalitesiyle restore edildi. Halil ve Meral’in unutulmaz aşk hikayesini anlatırken İstanbul’dan ikonik kareler de gösteren 1965 yapımı klasiği herkes en az bir kere izlemeli. Film, ilk kez 190’dan fazla ülkede bu sayede gösterilecek.
Kika: Pedro Almodovar sinemasına bu hafta da devam ediyoruz. Ünlü yönetmenin belki de en rahatsız edici ve absürt anlatısının merkezinde bir güzellik uzmanı olan Kika yer alıyor. Bir cesede makyaj yapması için çağrılan Kika ve dirilen Ramon arasındaki ilişki bir dönem erotik sahneleriyle de oldukça konuşulmuştu.
Benim Güneşli Maad’ım: Michaela Pavlátová’nın Altın Küre adayı animasyonu, Taliban rejiminin ardından Afganistan’ın değişen çehresini anlatıyor. Bir yandan da Çekyalı Herra ile Afganistanlı Nazir’in yaşadıklarıyla aile ve aşka dair evrensel bir öykü anlatıyor. 79 dakikalık animasyon film, çizgileriyle ve hikayesiyle oldukça çarpıcı.
Filmlerden dizilere, Disney+ kütüphanesine son eklenenlerden seçimlerimiz…
Barbarian: Korku sineması sevenler için, Zach Cregger’ın ilk uzun metraj yönetmenlik deneyimi ilginç bir seçim olabilir. Başroldeki Georgina Campbell’ın canlandırdığı Tess, bir iş görüşmesi için Detroit’e geldiğinde kiraladığı evin aynı zamanda başkasına da kiralandığını görür. Herhalde hiç korku filmi izlemediği için de evde kalmayı tercih eder ve elbette başına gelmeyen kalmaz.
The Mysterious Benedict Society: Aileyle birlikte ekran başına oturup iki sezon boyunca birçok yeri gezen bir macerayı takip etmek ister misiniz? Trenton Lee Stewart tarafından yaratılan kitap serisinin uyarlaması olan dizi, 50 dakikadan uzun bölümleriyle, Gizemli Benedict Derneği’ne alınan dört yetenekli yetimin sıra dışı maceralarını konu alıyor.
Boris: Televizyon dünyasının arka planında geçen diziler ilgi çeker. 2007-2010’da İtalya’da popüler olan ve 2021’de Disney+ tarafından tekrar hayata döndürülen Boris bunların en nadide olanlarından. Alessandro ile ekibin yaşadıkları her zaman komikti. Ekibin 10 yıl sonrasında bulunduğu yerden başlayan dördüncü sezon da çok iyi.
The Boss: Bu kez bir Arjantin dizisine, çok lüks bir apartmanda kapıcılık yapan Eliseo’nun komik hikayesine gidiyoruz. Usta oyuncu Guillermo Francella’nın canlandırıdığı Eliseo, herkesin sırlarını biliyor ve buna göre oynuyor. İtaatkar ve dürüst görüntüsünün arkasına sakladığı tanrı tripleri onun komşularıyla uğraşmasına neden oluyor.
Dr. Oakley, Yukon Veterineri: Yukon’daki tüm çağrılara cevap veren Veteriner Dr. Oakley’nin peşinden gitmek ister misiniz? Uzun sezonlar boyunca atlardan ren geyiklerine, kuşlardan bizonlara kadar birçok vahşi hayvanı tedavi eden Dr. Oakley, izleyicisine de hayvanlarla bir bağ kurma şansı veriyor.
