21 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 24.04.2024 08:00 | Son Güncelleme: 26.04.2024 09:13

Dünya bu vurdumduymazlığı kaldıramaz

Uluslararası yardıma muhtaç 75 ülkede 1.9 milyar insan yaşıyor. Üstelik iklim mücadelesinin de istihdam sorununun da anahtarı onlarda. Evrensel barış ve refaha ulaşacaksak dünya nüfusunun dörtte birine sırtımızı dönemeyiz
Dünya bu vurdumduymazlığı kaldıramaz

Indermit Gill ve M. Ayhan Köse / Project Syndicate

İnsanlığın dörtte birine, yani 1.9 milyar insana ev sahipliği yapıyorlar. Dünyadaki bakır ve altın rezervlerinin beşte birinin yanı sıra temiz enerjiye geçiş için gerekli olan nadir metallerin birçoğu da dahil olmak üzere değerli doğal kaynaklara sahipler. Neredeyse her yerde demografik düşüş yaşanırken onların çalışma çağındaki nüfusları önümüzdeki 50 yıl boyunca artmaya devam edecek. Ancak Dünya Bankası'nın Uluslararası Kalkınma Birliği'nden (IDA) hibe ve düşük faizli kredi alma hakkı bulunan bu 75 ülkede tarihi bir geriye gidiş yaşanıyor.

Bu yüzyılda ilk kez, IDA ülkelerinin yaklaşık yarısının en zengin ekonomilerle arasındaki gelir farkı açılıyor. Söz konusu ülkeler kayıp bir on yılın ortasındayken, dünyanın geri kalanı büyük ölçüde bu durumu görmezden geliyor. IDA ülkelerinde aşırı yoksulluk oranı küresel ortalamadan sekiz kat daha yüksek. Bu ülkeler aşırı yoksulluğun yüzde 70'inin yaşandığı yerler. Açlık ya da yetersiz beslenmeyle mücadele eden insanların yüzde 90’ı bu ülkelerde. Bu arada ulusal hükümetlerinin çoğu felç olmuş durumda. Yarısı ya borç batağında ya da yüksek risk altında.

Aldıklarından çoğunu geri ödüyorlar

IDA ülkeleri için yabancı sermaye akışı büyük ölçüde durmuş vaziyette. 2022'de, 16 yıldır ilk kez özel kreditörler IDA hükümetlerine ve hükümet garantili kuruluşlara kredi ödemeleri yoluyla verdiklerinden daha fazlasını anapara geri ödemeleri olarak aldı. Yabancı hükümetlerden sağlanan finansman son 11 yılın en düşük seviyesine gerilerdi. Geriye kalan tek can simidi ise çok taraflı kalkınma bankaları, özellikle de 2022 yılında IDA hükümetlerinin çok taraflı kreditörlerden aldığı 26 milyar dolarlık kredinin yarısından fazlasını sağlayan Dünya Bankası oldu.

-IDA ülkelerinde her 4 kişiden 1'i günde 2.15 doların altında bir gelirle hayatta kalmaya çalışıyor. 75 ülkenin 31'inde kişi başına düşen gelir yılda 1315 doların altında.

-Her üçünden biri Covid-19 salgını öncesine göre daha yoksul.

-2020-2024 yıllarında bu ülkelerin yarısında kişi başına düşen ortalama gelir zengin ekonomilere göre daha yavaş arttı.

-IDA ülkelerinin 39’u, yani yarısından fazlası Sahra Altı Afrika’da.

-Güney Asya'da Hindistan dışındaki tüm ülkeler IDA kapsamında.

II. Dünya Savaşı sonrasında küresel ekonominin mimarisinin büyük üzerine inşa edildiği ilkelerden tehlikeli bir geri çekilmeye tanık oluyoruz. O zamanlar en zengin ekonomiler, en zayıfların refahını artırma konusundaki çıkarlarını kabul etmişlerdi. IDA'ya ilk mali katkılarını 1960 yılında yapan 17 donör ülke “az gelişmiş ülkelerdeki ekonomik ve sosyal ilerlemenin hızlandırılmasının sadece bu ülkelerin değil, aynı zamanda uluslararası toplumun çıkarları için de arzu edilir bir şey” olduğuna inanıyordu.

Çin, Hindistan ve G. Kore buradan yükseldi

Ardından gelen küresel refah da bu görüşü doğruladı. Günümüzün küresel ekonomik güç merkezlerinden üçü; Çin, Hindistan ve Güney Kore IDA’dan borç alan ülkeler arasındaydı, gösterdikleri büyüme sayesinde önemli IDA bağışçıları haline geldiler.

Elbette refaha giden yol çoğu zaman doğrusal değildir. İlerleme genellikle duraksamalar ve yeni başlangıçlar şeklinde gerçekleşir, bazı ülkeler ilerlerken bazıları geriler. Ancak IDA'nın en zayıf ekonomilere verdiği istikrarlı desteğin dünya için çok büyük faydalar sağladığına şüphe yok. Bir zamanlar IDA'dan borç alan 36 ülke artık IDA'ya bağımlı değil ve sadece son 20 yılda bir düzine ülke IDA'dan “mezun oldu.”

Genç çalışan rezervi olabilirler

Günümüzün IDA ülkeleri küresel GSYİH'nın sadece yüzde 3'ünü oluşturmakta. Oysa nüfus artışlarından kaynaklanan demografik getiri sayesinde ekonomik potansiyelleri oldukça yüksek. Bu ülkeler, diğer ülkelerdeki çalışma çağındaki nüfusun azalmasından çok sonra, en azından 2070 yılına kadar genç işçilerden oluşan derin rezervlere sahip olacak.

IDA ülkeleri dünyanın temiz enerjiye geçişi için hayati önem taşıyan maden yataklarına sahip. Bhutan'daki silisyum ve Gana'daki manganez buna örnek. Çoğu IDA ülkesi güneş enerjisinden yararlanmak için iyi bir konuma sahip, uzun vadeli günlük enerji üretimi potansiyelleri dünya sıralamasında yukarılarda. Ancak IDA ülkeleri, işgücüne katılan gençler için üretken işler yaratamadıkları sürece ne kalıcı büyümenin ne de istikrarın tadını çıkaracak. Bu da sağlık ve eğitime önemli yatırımlar yapılmasını gerektiği anlamına geliyor. Ayrıca, doğal kaynak zenginliklerinden elde edilebilecek kalıcı faydalara, daha çevik ekonomi yönetimi yapabilen hükümet kurumları olmadan ulaşılamayacak.

IDA ülkelerinin tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak, güçlü iç reformları ve yurtdışından daha güçlü mali ve politika desteğini içeren ortak bir çaba gerektiriyor. Güney Kore, Hindistan ve Çin yatırımları hızlandırmak için gereken iddialı reformlar yerine getirildiğinide bir tür ekonomik sihir gerçekleşebildiğini gösterdi: Verimlilikleri arttı, gelirleri yükseldi ve yoksulluk azaldı. IDA ülkelerindeki yatırım ihtiyaçları çok büyük. Bazılarında elektrik ve temel temizlik tesislerine erişimin iyileştirilmesi için kendi GSYİH'lerinin yüzde 10'unu aşan altyapı yatırımları gerek.

Borç yapılandırması şart

Günümüzün IDA ülkelerinin yükselebilmesi için mali ve parasal çerçevelerini güçlendirmeleri, sınır ötesi ticareti ve finansal akışları artırmaları ve kurumlarının kalitesini iyileştirmeleri gerek. Ancak küresel yardım da çok önemli. IDA ülkeleri temiz enerjiye geçiş için yurtdışından mali destek ve yeni politika çözümlerini hak ediyor. İklim değişikliği onlara daha şimdiden başkalarının günahları için ağır bir ceza ödetiyor. Ayrıca gelişmiş bir küresel borç yeniden yapılandırma sistemine de ihtiyaçları var. Mevcut çerçeve onları arafta kalmaya mahkum ediyor. Gıda güvensizliğiyle mücadele için de küresel yardıma ihtiyaçları var. Özellikle de uluslararası çatışmalar ve ticaretteki aksamalar sorunu daha da derinleştirmişken. Önümüzdeki on yıllarda dünya, evrensel barış ve refaha ulaşmak için mevcut tüm ekonomik potansiyel rezervlerini bir araya getirmek zorunda kalacak. Dünyanın dörtte birine sırtımızı dönmeyi göze alamayız.

75 ülkenin listesi:

https://ida.worldbank.org/en/about/borrowing-countries

© Project Syndicate, 2024


 

Indermit Gill: Dünya Bankası'nda Baş Ekonomisti ve Kalkınma Ekonomisi Kıdemli Başkan Yardımcısı.

M. Ayhan Köse:  Dünya Bankası Baş Ekonomist Yardımcısı ve Beklentiler Grubu Direktörü