Kan ve Ötesi raporunda Türkiye’deki kan yönetimi sistemi hangi başlıklarla ele alınıyor?
Türkiye'deki kan yönetimi sistemi çeşitli başlıklar altında incelendi. İlk olarak, Türkiye Kan Bağışı İstatistikleri üzerinde durduk. Bu istatistikler ulusal düzeyde kan ihtiyacının ne zaman, nerede ve ne kadar olduğunu planlama açısından kritik bir rol oynar. Yetersiz kan arzı, kan transfüzyonu gerektiren hastalar için ölümcül olabilirken, fazla kan arzı ise toplama, test ve depolama maliyetleri nedeniyle kamu kaynaklarının israfına yol açıyor. Bu istatistikler ışığında Türkiye'deki Kan Ekonomisini inceledik. Sağlık harcamalarının milli gelire oranının, ekonomik gelişmişlik düzeyine bağlı olarak farklılık gösterdiğini gözlemledik. Sağlık harcamalarının önemli bir kısmının kamu kesimi ve sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığını belirledik. Bu bağlamda, sağlık harcamalarının hem kamu maliyeti politikaları hem de refah politikaları açısından önemli olduğunu vurguladık. Son olarak, Türkiye'deki Kan Yönetiminin Küresel Örneklerle Karşılaştırılmasını yaptık. Bu, Türkiye'nin kan yönetimi uygulamalarını uluslararası örneklerle karşılaştırarak gelecekteki aksiyon planlarını belirlememize yardımcı oldu.
Bu sistemin geliştirilmesi adına atılması gereken adımlar nelerdir?
Kan ve Ötesi Projesi, hastaların ve hasta yakınlarının bakış açısından transfüzyon sürecinin getirdiği sorunları ele alıyor ve Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen Hasta Kan Yönetimi Projesi'ne destek veriyor. Bu çalışma çerçevesinde, öncelikle kan yönetiminin ekonomik boyutunu analiz ederek 2021 yılı fiyatlarıyla kan tedarik maliyetlerinin yaklaşık 405,9 milyon ABD dolarına ulaştığını tespit ettik. Bu maliyetin hastaların ulaşım, beslenme ve barınma masrafları gibi unsurlarla artabileceğini öngörüyoruz. Ayrıca raporla kronik ve akut kan talebini ayrıştırarak daha etkili politikaların gelişmesine zemin hazırladık. Çalışma, kronik kan hastalıklarının komplikasyonlarını ve bu hastaların kan taleplerini inceleyerek yenilikçi tedavi seçeneklerini değerlendiriyor ve uzun vadeli planlamada kriz senaryolarını göz önünde bulundurarak alternatif tedavi yöntemlerinin arz-talep dengesizliklerini azaltma potansiyeline odaklanıyor. Son olarak raporda, yenilikçi tedavilerin uygulanmasıyla kan arz güvenliğini artırabileceği ve hastaların yaşam kalitesini yükseltebileceği öneriliyor. Bu adımlar, sistemin geliştirilmesine önemli katkılar sunuyor.
Kan arzının talebi karşılayabilmesi için hangi yöntemler kullanılıyor?
Sürdürülebilir kan yönetimi, sadece rakamsal verilere dayanmıyor. Rapordaki analizler, kan arzının talebi karşılayabileceğini gösteriyor, ancak talepte yaşanabilecek ani bir artış durumunda arzın talebi karşılayabilme ihtimalinin düşebileceğini ortaya koyuyor. Bu riskleri göz önünde bulundurarak, çalışma özgün olarak kan yönetiminin stokastik yapısını ele alıp risk senaryoları üretiyor. Ayrıca, alternatif tedavi senaryolarının uygulanmasıyla kan talebinde sağlanan düşüş, arzın talebi karşılayamama riskini önemli ölçüde azaltıyor. Bu, hastaların yaşam kalitesini artırırken, sağlık krizlerini önleme potansiyeline sahip yenilikçi alternatif tedavilerin önemini vurguluyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2021 yılında gerçekleştirdiği çalışmaya göre 2020-2050 yılları arasında kan arz-talep dengesinde yıllık yüzde 10’luk bir gönüllü bağış açığı olacağı öngörülüyor. Özetlemek gerekirse yıllık 200-350 bin kişi arasında ek kan bağışçısına ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla ülkemizin 2050 yılına kadar kan transfüzyonu ve kan bileşenleri hammaddesi elde edilmesi konusunda önemli bir problem beklenmediğini söyleyebiliriz.
Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi alternatif tedavi yöntemleri nasıl uygulanabilir ve neleri hedefler?
Türkiye'deki kan yönetimi konusunda şu sıralar Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi alternatif tedavi yöntemlerinin uygulanması çok büyük bir önem taşıyor. Bilindiği gibi, hastalara sunulan sağlık hizmetlerinin etkinliği arttıkça ve yaşam süresine bağlı olarak bu hizmetlerin maliyeti de artıyor. Bu yüzden Türkiye'de, kan nakilleri ve bu nakillerin yol açtığı sorunlarla ilgili tedavilerin ihtiyacını azaltmak için Ar-Ge ve politika çalışmaları yapılıyor.
Şu anda Türkiye'deki bu çalışmalar, kan nakillerini, onların neden olduğu sorunları ve bu sorunlara yönelik tedavileri daha az kullanmayı amaçlayan yenilikçi alternatif tedavi yöntemleri geliştirmeye odaklanıyor. Bu çalışmaların amacı hem hastaların yaşam kalitesini yükseltmek hem de kamu maliyetlerini düşürmek. Yani kısacası, Türkiye'de Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi tedavi yöntemlerinin uygulanması, kan talebini azaltma ve sağlık sistemi maliyetlerini kontrol altında tutma konusunda çok önemli bir adım olarak görülüyor.
Raporun sonuçlarının, kan yönetiminin geleceği için ne gibi bir etkisi olacağına inanıyorsunuz?
Bu raporun sonuçları, kan yönetiminin geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Özellikle, daha sürdürülebilir bir kan yönetimi sistemi oluşturarak hem hastaların yaşam kalitesini artırabilir hem de kamu maliyetlerini azaltabilir. Ayrıca, kan talebinin azaltılması, kan bağışı ve toplanan kanın daha etkili kullanılması gibi yenilikçi yaklaşımların öne çıktığı bu çalışma, kan yönetiminin daha verimli hale getirilmesi için önemli bir yol haritası sunabilir. Sonuç olarak, bu raporun kan yönetimi alanında yapılan Ar-Ge çalışmalarına ve yenilikçi alternatif tedavi yöntemlerine odaklanılmasını teşvik ederek gelecekte daha güvenli ve maliyet etkin bir kan yönetimi sisteminin oluşturulmasına katkı sağlayabileceğine inanıyorum.
Kan ve Ötesi Projesi hakkında daha detaylı bilgi için https://www.kanveotesi.com/ web sitesini ziyaret edebilir, QR kod ile siteye ulaşabilirsiniz.
İlandır