24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 22.10.2022 22:39 | Son Güncelleme: 22.10.2022 22:54

10. Boğaziçi Film Festivali'nde Tebessüm ve Kabahat seyirci ile buluştu

10. Boğaziçi Film Festivali'nin Ulusal Uzun Metraj Yarışma filmlerinden Tebessüm ve Kabahat seyirci ile buluştu
10. Boğaziçi Film Festivali'nde Tebessüm ve Kabahat seyirci ile buluştu

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 10. Boğaziçi Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan Tebessüm filminin ekibi 22 Ekim Cumartesi günü, Atlas 1948 Sineması’nda gerçekleştirilen gösterim sonrasında sinemaseverlerle bir araya geldi. Söyleşiye filmin yönetmenleri Sezgin Cengiz ve Şiyar Gedik’in yanı sıra yapımcı Hasan Avcı, oyuncular Onur Buldu, Adem Tosun, Güvenç Selekman ve Özlem Gök katıldı. Söyleşi sinema yazarı Gökşen Aydemir moderatörlüğünde gerçekleşti.

Gerçek hikayeden uyarlandı

Boğaziçi Film Festivali’nde Akli Film tarafından verilecek En İyi İlk Film Ödülü için de yarışan filmin söyleşisinde ilk sözü filmin yönetmeni Sezgin Cengiz aldı. Cengiz, gerçek bir hikâyeden yola çıkarak filmi çektiklerini ifade etti. Filmdeki her şeyin politik olduğunu söyleyen Cengiz, “Ama ben özellikle bunun için uğraşmadım” diye ekledi. Ayrıca duyguları arada yaşamayı sevdiğini belirtirken, seyircinin filmde de bu arada kalma durumuyla karşılaşacağını belirtti.

Tebessüm dünya prömiyerini festivalde gerçekleştirdi

Yönetmenlerden Şiyar Gedik ise filmin iki hafta gibi çok kısa bir sürede ortaya çıktığını söylerken, “Sete çıktığımızda herkes ne yapacağını biliyordu. Çok iyi hazırlandığımız bir film oldu.” ded


Filmin oyuncularından Onur Buldu, komedi filmlerinin ardından böyle bir karakteri oynamakta zorlanıp zorlanmadığı sorusuna, “Herkesin içinde bir Mustafa var. Hayatının bir döneminde var en azından. Bu yüzden benim de Mustafa’yı bulmam çok uzun sürmedi” dedi.

Sezgin Cengiz ve Şiyar Gedik’in ilk uzun metrajlı filmi olan Tebessüm, asık suratlılığıyla tanınan Mustafa ve babasının kesilen bacağı ile yaşadığı absürt olayları konu alıyor.

Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması kapsamında Atlas 1948 Sineması'nda seyirciyle buluşan bir diğer film ise Kabahat oldu Gösterimin ardından yönetmen Ümran Safter ile oyuncular Ece Demirtürk, Işıl Acaray ve Berivan Edebali soruları yanıtladı. Yönetmen Safter, geçen yıl Kabahat filmiyle Boğaziçi Film Festivali'nde Work in Progress ile yer aldıklarını belirterek, "Film ekibimizin tamamıyla katılmak isterdik fakat ekibin geri kalanı başka projelere devam ettiği için katılamadılar" dedi.

Her hikayenin biraz biyografi barındıracağından bahseden Safter, "Ben her yıl köyüme gidiyorum. Filmde gördüğünüz ev benim çocukluğumun geçtiği ev. Köyde zaman durmuş gibi böyle bir konunun hale gündemde olduğunu öğrendikten sonra yazmak istedim ve film ortaya çıktı" diye konuştu. Safter, köylülerin çekim boyunca kendilerine çok destek olduğunu ifade ederek, emeği geçen dostlarına teşekkür etti.

"Kadın hikayeleri benim yumuşak karnım"

Altın Koza Film Festivali'nde Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan oyuncu Ece Demirtürk, ekiple uyum içerisinde eğlenceli bir çekim geçirdiklerine dikkati çekerek, "Tiyatro hocamın yönlendirmesiyle projeye dahil oldum. Film zor bir konuyu ele alıyor ama bence üzerine basarak konuşulması gereken bir konu artık. Kendimi karakterin yerine koyarak oynamaya çalıştım" görüşlerini paylaştı. Oyuncu Işıl Acaray ise çok güzel bir iş çıkarttıklarını aktararak, "Ben her zaman kadın hikayelerinden yanayım, kadın hikayeleri benim yumuşak karnım o yüzden seve seve projeye katıldım" ifadelerini kullandı.

Kabahat filmin konusu

Ümran Safter'in yazıp yönettiği, Mina Demirtaş, Ece Demirtürk, Işıl Acaray, Berivan Edebali, Kayra Kalaycı Eray ve Yasin Işık'ın aldığı filmin konusu özetle şöyle: 13 yaşındaki Reyhan, her yıl olduğu gibi o yaz tatilini annesi ve erkek kardeşi ile birlikte huysuzluğu ile nam salmış babaannesinin yaşadığı bir Anadolu köyünde geçirecektir. Reyhan köye vardıktan bir gün sonra ilk kez olduğu regli biter ve dini kurallara göre gusül abdesti alması gerekir. Ancak köydeki banyonun bozulması ve kuraklık nedeniyle yaşanan su kesintileri Reyhan'ı büyük bir açmaza ve korkuya sürükler.