Akbank Kısa Film Festivali’nin dördüncü günü epey hareketli geçti. 11:00 de Perspektif’le başlayan program özellikle öğleden sonra Festival Kısaları kapsamında gösterilen Salça, Ben Tek Siz Hepiniz, Komşu Sesler, Lekesiz filmleriyle lezzet kazandı. Özellikle yönetmen Barış Kefeli ve Nükhet Taneri’nin Ben Tek Siz Hepiniz filmini ne yapıp edip izleyin derim. Hakan Bıçakçı’nın Karanlık adlı hikayesinden uyarlanan film daha önce Antalya Film Festivali, Boğaziçi Festivali ve İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali’nde ödül aldı. Tüm İstanbul’u kapsayan bir elektrik kesintisinden yola çıkarak yaşadığımız çaresizlik, yalnızlık ve kısıtlanmışlık hissini olanca dürüstlüğü ile anlatan harika bir film.
Saat 15:00’te ise Abluka filmi, Anne, Çukur, Sadakatsiz gibi diziler ve son olarak Karanlık Gece’de çok severek izlediğimiz Berkay Ateş’in oyunculuk atölyesi vardı. Berkay Ateş atölyeye başlarken: “İstanbul doğumluyum İstatistik’te okurken tiyatroya başladım. Son sınıfta okurken tiyatrocu olmaya karar verdim. Mimar Sinan’ı kazandım ve dört yıl eğitim gördüm. Yazdığım dört oyun var. Bu süre zarfında sinemayla tanıştım. Bir yandan da televizyon dizilerinde oynayarak hayatımı sürdürüyorum. Dört yıldır da Kadir Has Üniversitesi’nde son sınıflara oyunculuk dersi veriyorum.“ sözleriyle kendini tanıttı.
Genç oyuncu adaylarına “Burada oyuncu olmak isteyen var mı? Aranızda konservatuvara hazırlanan var mı? sorusunu yönelten Ateş, “doğru ve kendinizi ortaya koyacak bir tirad her zaman işe yarar” diyerek genç oyunculara fikir verdi. Interaktif bir şekilde ilerleyen atölyede, seyircinin karakterler özdeşlik kurduğu Stanislavski, role bir mesafe koyarak duygular yerine akla yönelen Brecht tiyatrosuna ve Eric Morris metotuna da değindi. Berkay Ateş, tüm katılımcılara söz verdi ve onlara bundan sonra kullanacakları faydalı ipuçları verdi.
Berkay Ateş: “Dinlemek söylemekten kıymetlidir. Karşınızdakinin ne söylediğiyle ilgilenmeniz gerekir.”
Atölyede dikkat çekici kimi açıklamalar şöyle:
- İyi bir ön hazırlık süreci çok önemlidir. Karanlık Gece’nin hazırlık sürecinde yönetmen Özcan Alper ve senaristimiz Murat Uyurkulak’la birlikte üçümüz oturduk ve senaryoyu didik didik ettik.
- Dinlemeyi en az oynamak kadar önemsemeniz gerekiyor. Karşımızdakinin söylecekleri bitsin diyerek yalnızca kendi repliğine odaklanmak çok düşülen bir hatadır. Dinlemek söylemekten kıymetlidir. Karşınızdakinin ne söylediğiyle ilgilenmeniz gerekir.
- İlk başta karakterin zorunluluklarını ortaya koymayı tercih ederim. Hamlet’in zorunlulukları nelerdir örneğin? Danimarka prensidir, oğuldur, yalnız biridir... bunları sıralamak gerekiyor. Asi, öfkeli, meraklı biri. Oyuncular tiradında örneğin meraklı olduğunu görürüz.
- Biz anları, hissiyatları, ihtimalleri toplamak zorundayız. Bir karakteri yaratırken, bunu çok minimal olarak da büyük hareketlerle de yapabilirsiniz. 120-130 dakika, altı günde çekilmesi gereken bir senaryoda tiyatrodaki gibi imkanlar yok. Bu yüzden oraya hazır gitmeniz ve karakteri doğru kurmanız gerekir.
- Karanlık Gece’de İshak karakterinin bir suçluluk durumu vardı. Fiziksel olarak suçluluk ne yaratır? İshak hızlı hareket eden, hızlı konuşan, gözünün feri olan biriyken yedi yıl sonra o farkı açmak için neler yapmam gerekir diye düşündüm. İshak’ın kamburlaşmasının sebebi neydi? Utanmak mı? İshak neden saçlarını uzattı? Yönetmen Özcan Alper böyle görmek istediği için mi? Ama benim de şunu bilmem lazım. İshak olarak neden uzattım saçımı? Belki İshak kapanmak istedi. Belki insanların bu karanlık halini görüp onunla iletişim kurmamasını istedi.
- Karanlık Gece’ye hazırlanırken Özcan hocayla birlikte Psikiyatr Erdoğan beyle bir toplantı yaptık. Bir olay üzerinden köyü terkedecek babasının ölümünde dahi gelmeyecek kadar kronikleşmiş bir suçluluk insana ne yapar? bunları değerlendirdik. Bir anlamda karakterin bilinçaltında kendine zarar vermek istediği fikri ortaya çıktı. Bu karakter yemek yemiyor, bir anlamda ölmek istiyor. Senaryoda içki içtiği yazıyor örneğin, bu bilgiler ışığında ben bir sahneyi fondip yaparak oynamak istediğimi söyledim.
- En son Magarsus diye bir dizi çektik BluTV için. Dizi henüz yayınlanmadı. Beton adında 7 yaşında göcük altında kalmış annesini babasını kaybetmiş, kapalı alana giremeyen bir karakteri canlandırıyorum orada. Beton travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip. Sese karşı duyarlı. Mekan, ilişki durumu değerlendirerek canlandırdığım karakter Beton kamyon çarptığında ne yapıyor mesela bunları değerlendirerek oynadım.