Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi alan; Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Cemal Tollu, Neşet Günal, Özdemir Altan ve Devrim Erbil'in resim hocaları olduğunu söyleyen Erol Evgin, Resim sanatıyla yakından ilgilendiğini ve mekansal çalışmalar içeren resimler yaptığını söyledi. Evgin, "Devrim Hoca'yı, akademide de ondan sonra da hep büyük bir hayranlıkla izledim. Birkaç yıl önce Devrim Hoca, resim sergisi teklifini yaptığında şaka yapıyor zannettim. 'Birlikte bir sergi açalım' dedi. Elbette kabul ettim" ifadelerini kullandı.
"Devrim Erbil, yaşayan bir efsane"
Evgin, hocası Devrim Erbil'in resimlerinin dünya çapında olduğunu ve yurt dışında çok iyi tanındığını belirterek "Devrim Erbil, yaşayan bir efsane. Atölyesinde baskı teknikleriyle çalıştım. Bir de insanı çok sarıp sarmalayan, kucaklayan bir yapısı var. Bu da benim için çok kıymetli" diye konuştu.
Sanatlar arası paralelliklerin önemine işaret eden Evgin, "Ben pop müzikle yolumu, mimarlıktan müziğe düşünsel çizgiler çekerek buldum. Mimarlık sebep sonuç ilişkilerini sürekli irdeleyen bir sanat dalıdır. Hep neden, niçin sorusunu sorarsınız mimarlıkta, koyduğunuz her noktanın bir sebebi vardır. Resim, heykel ve hat sanatı beni besledi" dedi. Evgin, 30 yıllık çalışmasıyla katıldığı serginin kendisini çok heyecanlandırdığını dile getirdi.
"Biz hayatı paylaştık"
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi, ressam Devrim Erbil de resim eğitiminde hoca öğrenci ilişkisinin önemine işaret ederek, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde yıllardır eğitimcilerin, öğrencileriyle kardeşlik ve dostlukla ders verdiğini söyledi.
Erbil, "Böyle bir ortamda Erol ile bir araya geldik. Bizim hoca öğrenci ilişkimiz artık sanat dostluğuna dönüştü. Tüm söylediğim bu kavramların ötesinde. Erol ile ağabey kardeş gibiyiz. Biz hayatı paylaştık. Ankara'da birlikte olmak çok güzel. Belki bir gün ortak imzalı resim de yaparız, birlikte şarkı söyleyemeyiz ama" diye konuştu.
Erol Evgin'in resim yeteneğini takdir ettiğini, ortak sergiyi de kendisinin önerdiğini dile getiren Erbil, "Öğrenciliğinde ve sonrasında resim yapmaya devam etti. Onu çok sevdiğim ve sanat değeri yüksek olduğu için böyle bir sergiyi zevkle yaptım" dedi. Devrim Erbil, sergiyi ilerleyen zamanlarda İstanbul'a ve yurt dışına taşıyabileceklerini kaydetti.
"Koleksiyonerler olmalı, galeriler olmalı"
Erbil, kendilerinin gençlik dönemindeki gibi olmasa da Türkiye'de hala sanat açısından ciddi boşlukların bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Büyük bir kültürel boşluk vardı, hala dolmadı. Mesleğin yayılması, kökleşmesi için seyircisi olması lazım. Bodrum'da bir güzel sanatlar fakültesi var. Çok yetenekli çocuklar geliyor. Hayat pahalı, okumak pahalı. Nasıl yaşayacaklarını kimse bilmiyor.
- İnsanların koleksiyon alışkanlığı yoksa o kentte sanat gelişimi olmaz. Yüksek lisans ile lüks otellerde garsonluk yapmaya başlıyor bu çocuklar. Sanat diyerek ortaya çıktığınızda, gücünüz, arkanız yoksa eğer, tek başınıza sanat korkunç bir alan. Koleksiyonerler olmalı, galeriler olmalı. Sanat yaygınlaşmalı."
"Bir konserimde hocama şarkı söyletmeyi düşünüyorum"
Bütün sanatların bir ortak yanı olduğunu, insana eriştiğini belirten Erbil, "Önemli olan insana dokunabilmek. Benim Erol'un müziğinde hissettiğim o. İnsanın hiç fark etmeden kalbine giriyor" diye konuştu. Erol Evgin de bunun üzerine "Bir konserimde sahneye çağırıp, hocama şarkı söyletmeyi düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA