22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.05.2024 12:50 | Son Güncelleme: 20.05.2024 13:00

Heritage İstanbul uluslararası alana yayılacak

Türkiye’de kültürel miras bilincinin artırılması üzerine önem taşıyan fuar Heritage İstanbul, bu yıl 8. kez seyirciyle buluştu. Fuarda değinilen ortak konu, kendi haline terk edilmiş kültürel mirasımızın, tarihi eserlerimizin tekrar canlandırılması, restore edilmesiydi
Heritage İstanbul uluslararası alana yayılacak

Esin Hamamcı

Heritage İstanbul sekizinci yılında da Türkiye’nin kültürel miras varlıklarının tanıtılması adına uluslararası çapta önemini korumaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta, üç gün boyunca Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen etkinliğin açılışında katılımın geçen yıla göre yoğun olduğunu gözlemledim. Geçen yıl fuarı etkileyen iki büyük etken vardı. Biri deprem, diğeri seçimdi. Öyle ki Kültür Bakanlığı fuarda stant açmamıştı. Çalışmaların çoğu deprem bölgesine kaymıştı. Özellikle depremin getirdiği tahribat nasıl onarılır, Türkiye’nin arkeoloji ve mimari alanında nasıl önemli adımlara yer açması gerekir gibi konular da geçen yılki konuşmalar arasında yer almaktaydı.

Fuarda kurum, kuruluş, vakıf, belediyeler ve uluslararası firmalar stantlarda yerini aldı. Koruma, restorasyon, arkeoloji, müzecilik ve kütüphanecilik teknolojileri fuar ve konferansı Heritage İstanbul, açılış konuşmalarıyla başladı. TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel, Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan, arkeolog ve editör Nezih Başgelen, İ.Ü. Tarihöncesi Arkeoloji Emeritus Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Haliç Araştırmaları Merkezi Kurucu Prof. Dr. Önder Küçükerman, ArtCloud Network International CEO Laura Conti, Coin TR CEO’su Ali Eşelioğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul Valisi Davut Gül, TC Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy fuarın kurucu, sponsorluk ve katkı sağlama gibi alanlarında yer alan isimler olarak konuşmalar yaptı.

Hepsinin değindiği ortak noktalardan biri kendi haline terk edilmiş kültürel mirasımızın, tarihi eserlerimizin tekrar canlandırılması, restore edilmesiydi. Bu noktada en önemli hususlardan biri de fuarda siyasetin olmamasıydı. Türkiye’nin neredeyse her bir belediyesinin yer aldığı fuarda, yönetimi farklı olan kurumların yan yana ve birbiriyle dayanışarak “gelecek için ne yapabiliriz”e odaklanması, tarihi mirasımıza ayrışmadan bütüncül bir bakış açısı getirmesi oldukça önemliydi.

Geçmiş ve geleceğin buluştuğu nokta

Bu sene Heritage İstanbul’un ana sponsorlarından CoinTR fuara farklı bir anlayış getirdi. Her ziyaretçisine Kütahya’daki Aizanoi Antik Kenti’nden özel NFT koleksiyonu hediye etti. Koleksiyon ise çok anlamlı bir şekilde buradaki kazılarda ortaya çıkan antik eserlerden oluşuyordu. Fuarda belli noktalara konulan QR kodlarla toplam 20 NFT’ye sahip olma imkanı sunuldu.

Eserlerden açık artırmaya çıkarılacak olanlar ise kazı alanının çalışmalarına bağışlanacak. CoinTR’nin amaçlarından biri ise bunu sürekli hale getirmek. Fuara gelenlerin NFT’leri almasıyla hem Kütahya hem de kazı çalışmalarında ortaya çıkan eserler ön plana çıkıyor. Aynı zamanda bu kadim geçmiş topraklar, yenilikçi bakış açısıyla yeniden yorumlanıyor. Fuarda hem Aizonai hem de CoinTR kısmının elde ettiği avantajlardan biri de diğer stantlardaki kurumların iş birliği teklifinde bulunması oluyor. Teknolojiyi kültür mirasımıza dahil etmesiyle de öncü oluyor.

Fuar bir Türkiye mozaiği

Fuarda 3D gözlüklerle gezilebilen tarihi yapılardan dijital sergi alanlarına, atölyeler ve workshoplardan, ebru sanatlarına ve kitap satışlarına kadar birçok firma hizmet verdi. Yeni teknolojilerle zenginleşen geleceğin önemli tanıtım ve deneyim stantları, ziyaretçilerin de ilgisini çeken alanlardı.

Balıkesir’de tüm kent bir restorasyon alan

Türkiye’nin tarihî eser adına önem taşıyan illerinden biri olan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin standını ziyaret ettiğimde bölgenin hareketli yapısının öne çıkarıldığını gözlemledim. Batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine başka kültürleri içerisinde barındıran, bu komşuluğuyla ünlü kadim bir yer Balıkesir. Truva Savaşı’ndan bugüne çevre illere katkı sağlamış, hâlâ da bu yönüyle öne çıkan bir il. UNESCO tarafından tescilli kuzusu, merinos çiftliğinin yanı sıra günümüzde ilk kez çağdaş bir sanatçının müzesine ev sahipliği yapıyor: Devrim Erbil Müzesi. Balıkesir’de genel olarak tüm kent bir restorasyon alanı diyebiliriz. Çeşmelerden müzelere, camilerden eski evlere hemen hemen hepsi yenilenip canlandırılıyor. Ayvalık gibi kentin batı kısmında yer alan alanların daha hızlı gelişmesiyle bu tarz girişimlerin doğu tarafına kaydığını görüyoruz. Şadırvanların, çeşmelerin restorasyonunda Marmara Adası’ndan gelen mermerlerle yapının özgün malzemesi kullanılıyor. Bunlardan en önemlisi ise Dumlupınar. Atatürk’ün İran şeyhiyle birlikte 1927’de ziyaret ettiği bu yerde bulunan eski konaklar, Türk Ocağı gibi noktalarıyla kültürel hareketliliğe aç, gelişmesi önem arz eden noktalardan biri.

Çanakkale’nin kaleleri

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan “Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Başkanlığı”na bağlı savunma kaleleri de Heritage İstanbul’da görebileceğiniz stantlardan biriydi. Gelibolu’ya benzer bir yapıyla tasarlanmış alanında restore ettikleri camilerin ve kalelerin bilgilerini aktaran platforma da yer verilmişti. Stant alanını ziyaret ettiğinizde okuyabileceğiniz bu bilgiler, kalelerin onarımı ve günümüzde müze olarak ziyaret edilebilmesi için verilen çabayı da gözler önüne seriyordu. Seddülbahir Kalesi, Kilitbahir Kalesi, Bigalı Kalesi, Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi gibi pek çok yapıyı içinde barındırarak bölgenin kültürel geçmişini korumaya devam ediyor.  

Özel şirketlerin katkısı

Onlarca yapının arkasında onları bugüne getiren hummalı restorasyon çalışmalarının teknik kısmında yer alan inşaat ve yapı firmalarını da es geçmek olmaz tabii. Bu noktada restorasyon kısmında Gür Yapı, Türkiye’nin en önemli eserlerin restorasyonunda yer alan firmalardan biri. Stantlarında bugüne kadar yaptıkları tüm çalışmaların tarihçesini görebildik. Bunlar arasında Ayasofya Camii, Bulgur Palas ve Müştemilat Yapıları, Arkeoloji Müzeleri, Çinili Köşk ve Eski Şark Eserleri Müzesi, Yıldız Sarayı Şale Köşkü, Boğaziçi Üniversitesi, Çırağan Kempsinki Hotel, Topkapı Sarayı Hamam Yapıları, İslam Medeniyetleri Müzesi, İstanbul Finans Merkezi’ni sayabiliriz.

Carbonier ise karbon elyaf, bazalt elyaf, cam elyaf gibi üretimleriyle tarihi eserlerin kemik yapısını koruyarak güçlendirme sağlayan önemli bir şirket olarak fuarda yer alıyor. Özellikle ülkemizin deprem kuşağında olması ve mevcut yapıların ömrünü tamamlaması nedeniyle pek çok binanın korunmasına yardımcı oluyorlar. Güçlendirme yaptıkları önemli tarihi binalar arasında bugün de ziyaret edilebilen Yıldız Sarayı, Ayasofya Defter-i Hakani Binası, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü, Galatasaray Üniversitesi, Haydarpaşa Garı, Sinop Tarihi Cezaevi sayılabilir.

Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan:

“Uluslararası bir marka daha kazandırıyoruz”

“Geçtiğimiz yıl depremden sonra seçimden önce gibi bir tarihe düşmüştük. İnsanların yüzünde de o sıkıntıyı biraz hissediyorduk. Kamu kurumları, bölge çok zor durumdaydı. Tabii biz geri çekilmeden fuarı gerçekleştirdik. Bu sene çok daha güzel bir ortamda açıyoruz. Umuyoruz tüm katılımcılara birliktelikler adına önemli bir alan sağlamışızdır. Buraya ben ‘siyaset-üstü’ bir platform diyorum. Bütün siyasi kanallardan herkes burada bir arada. Bunun bir hizmet sektörü olduğunu ve hizmetin de aslında kültürümüze, değerlerimize yapıldığının da herkes farkında. Bunun bilincinde olan kuruluşlar burada zaten. Uluslararası alanda da bizim çok fazla birlikteliğimiz oldu, olacak da. Bu sene İtalya’daki fuarla aynı döneme denk geldik, bu nedenle İtalya yok ama önümüzdeki günlerde İtalya’daki fuarla bir online konferans yapacağız. Rus delegasyonu, Yunan firmaları, Azerbeycan’dan firmalar ve pek çok fazla yabancı katılımcı sayabilirim. Ziyaretçi oranı da yüksek ve artık uluslararası bir marka diyebiliriz. Bu sektörde önemli bir destinasyon haline geldik. Aralık’ta yapacağımız fuarda da aslında uluslararası alana bir altyapı oluşturuyoruz. Abu Dabi Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle, Heritafe Middle East adıyla orada bu organizasyonun bir muadilini yapıyoruz. Orası Arap coğrafyası ve Orta Doğu coğrafyasına hitap eden bir organizasyon. Müzecilik, kütüphanecilik, sergileme gibi konularda epey öndeler ve artık firmalar, kurumlar ve hatta devletler birbiriyle yarışıyor. Tırnak içinde söylemek gerekirse ‘paranın’ çok ön planda olduğu, yapılan işlerin birbiriyle yarıştığı bir ortam. Türkiye’de kendi ligimizde oynasak da orası şampiyonlar ligi diyebiliriz. 12 Aralık’ta ikincisini düzenleyeceğiz. Dolayısıyla uluslararası bir marka daha kazandırmış olacağız.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İBB Miras’ı, özellikle tarihi eserlerin onarımı, restore edilmesi ve bu süreçten sonra halkla nasıl buluşacağına, yapının kente, kentliye nasıl katkılar sağlayacağına dair oldukça önemli katkılarıyla, onlarca projesiyle İstanbul’a değer katmış bir marka. Heritage İstanbul’daki varlığı da önemliydi çünkü tüm çalışmalarıyla diğer şehirlere, kurumlara örnek olmuş bir birimden bahsediyoruz. İBB Miras üzerine İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’la konuştuk.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat:

“İBB Miras Türkiye için iyi bir çıta oldu”

“İBB Miras olarak ilk 5 yılda olağanüstü bir çalışma ortaya koyduk. Türkiye’de de bu durum ilgi çekici bir sıçramaya yol açtı. Heritage İstanbul da bunun yansımasını gördüğümüz bir alan diyebiliriz. İnsanlar bu alanda hem sektörel olarak gelişmek istiyorlar, çalışmalarını ortaya koymak istiyorlar hem de kurumsal olarak artık daha nitelikli iş yapmak istiyorlar. İBB Miras Türkiye için iyi bir çıta oldu. Uluslararası alanda hak ettiğimiz kültürel miras saygınlığının birbirinden değerli örneklerini ortaya koyduk. Birçok il benzer bir şekilde birimler açmaya başladı ki bence böyle de olmalı. Çünkü medeniyetin köklü bir coğrafyası burası. Dünya tarihinde kültürel mirasa en fazla katkının olduğu bir ülkedeyiz. Bugüne kadar kültürel miras alanında tahrip edilmiş ve örselenmiş bir coğrafyayız. Bunları doğru kullanımla nasıl yüksek potansiyeli olabileceğini örnekleriyle gösteriyoruz. Müze Gazhane, Yerebatan Sarnıcı gibi 65’in üzerinde büyük yaşam alanlarını ve onlarca projeyi hayata kazandırdık. Dönüştüklerinde nasıl sıra dışı bir kent değeri taşıyacaklarını en iyi gösterdiğimiz projelerle artık başka idarelere de örnek olduk diye düşünüyorum. Neler kazanacaklarına dikkat çekmiş olduk. Önümüzdeki dönemde de projelerimiz devam ediyor. Yedikule, Dolmabahçe gibi gazhane projeleri bunlara örnektir. Karasurları projemiz için “dünyanın en büyük restorasyon projesi” olduğunu iddia ediyorum. 7.2 kilometrenin tamamını deprem riskinden korumuş, kurtarmış olacağız. Feshane’nin ikinci etabı başlıyor. İstanbul’da birçok alanda başlattığımız ve birinci etabını açtığımız projelerin ikinci etapları geliyor. Yeni kullanım alanları gelmeye başlayacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ikinci döneminde “miras” alanında artık kendisiyle yarışır bir vaziyette. En iddialı projelerini bir önceki dönemden de ilham alarak ilerletmeye devam edecek. Çok sürpriz çalışmalar yolda. Her birisinin özel detayları var. Türkiye’den büyük destek alan ve sahipleniciliği olan bir kamu kurumudur. Türkiye’de bir kamu kurumunun bu kadar sahiplenildiğini görmek çok azdır ve İBB Miras artık başka bir seviyede. Tabii İstanbul deprem bekleyen bir kent. İBB Miras markamız dikkati buraya da çekiyor. Defalarca anlattığımız üzere, tarihi yapıların metruk oluşu, deprem açısından dayanıklılığı çok düşük düzeyde. Acilen insanların oturdukları tarihi bina olan kagir yapıların güçlendirme, restorasyon görmesi gerekiyor ve bu konuda vatandaşla devlet birçok açıdan el birliği yapmalı. Bu konuda çok kaygılıyım. Bu dönemde var gücümüzle elimizdeki imkanları sonuna kadar bu alanda da kullanmaya devam edeceğiz. Ancak bu sadece İBB’nin gücüyle olmaz. Hem koruma kurumları hem diğer alanların birlikte düzenlemeler yapması, bu koşullara göre adapte olması projelerin hızlıca ilerlemesini sağlayacaktır.”