Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da oynanması planlanan Süper Kupa finalinin iptaline ilişkin konuştu.
HaberTürk televizyonunda Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Koç, "Protokol bizde yok. Biz bir mektup yazdık hafta içinde federasyonumuza protokolü rica ettik. Sadece protokolü değil maç gününe kadar olan kriz sürecinde yazışmaları rica ettik. Bizimle Federasyon arasında yapılmış hiçbir anlaşma yok. Sürecin çok amatörce yürütüldüğü konulardan bir tanesi bu. Bizim de talep aklımıza gelmedi, doğruya doğru konuşalım” dedi.
"Bizim gördüğümüz hiçbir sözleşme yok"
Türkiye Futbol Federasyonu'yla (TFF) organizasyonu gerçekleştiren şirket arasında bir sözleşme olduğunu dile getiren Fenerbahçe Başkanı, "Bu sözleşmeyi biz görmedik. Bizim gördüğümüz hiçbir sözleşme yok. Bugün bize cevap geldi. Akşam 17.30-18.00 sularında geldi. İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta kısaca 'Gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız, hukukçu yollayın size gösterelim' deniyor" ifadelerini kullandı.
"Bir protokol var ama biz bilmiyoruz"
Kulüplere organizasyonla ilgili TFF tarafından bilgilendirme yapılmadığını savunan Ali Koç şöyle konuştu: "Bir bilgilendirme yapıldı, tamamen taraftara yönelik. Suudi Arabistan’da nasıl davranmalısın, sokakta bağırmamalısın diye. Kulüplerimize yönelik “Şöyle protokol var, bunlara izin veriyor, vermiyor” diye bir şey söz konusu değil. Taraftarlara yapılan kuralları iki kulüp de sitesine koydu. Ama kulüplere gelen hiçbir bilgilendirme yok. Burada 11 maddelik tamamen organizasyonla ilgili belge. Tek imzaladığımız bu. Etrafta kabul edilen protokol, sözleşme, vekalet bunların hiçbirisi yok. TFF’de bir protokol var ama biz bilmiyoruz. İstedik, 'Gizlidir veremeyiz, gelin gösterelim' dendi."
Maçın oynanacağı gün TFF yetkililerle Suud yetkililer arasında yazışmalar olduğunu belirten Koç, "O yazışmalar bir şekilde ortaya çıktığı zaman işin aslı astarı nedir net bir şekilde belli olacaktır. O yazışma ortada olmadığı için şu an soruyoruz. Büyük bir fiyasko oldu. Bu nasıl oldu? Bunun dibine inmek istiyoruz. Protokol var, kulüpler dayatmaya çalıştı diye federasyonun sorumluluğu üstünden atması için kurgulandığı bir senaryo bu" diye konuştu.
"Son dakika dayatması söz konusu değil"
Fenerbahçe Başkanı, krizin gerekçesi olarak gösterilen pankart ve tişörtlerle ilgili şunları söyledi: "Dedik ki 'Isınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız'. Cevap alamadık. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk. Savaşa dikkat çeken bir şeydi. Ondan evvel Ukrayna-Rusya savaşında da aynı pankartı kullandık. Barıştan bahsediyoruz. Yerel otoritenin buna hassasiyet göstermesi. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ Atamızın etkileyici bir söylemi. Ama bu pankart üzerinde ısrar etmedik. Zaten federasyonumuz bize iki tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla çıkacaksınız diye. Federasyonun yazdığı bize ilk gelen 14 Aralık’ta yazı geldi. Bu maça çıkacağımız pankart resmi bir yazıyla geldi. Şanlı Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılı Kutlu olsun pankartıyla çıkacaklardır diye yazı. 28’inde yanılmıyorsam bir yazı daha geldi. O da şehitlerimizle ilgili pankart. 18 Aralık’ta beyaz renkli tişörtleri planlamaktayız, sizler için uygunsa göreceğiniz formayı çocuklara hediye edeceğiz dendi. Çocuklarımız sahaya önde 100’üncü yıl logomuz arkada Atamızın sloganıyla çıkacaktık. Bize diyorlar ya sözleşmenin dışında hareket edemezsin demek ki son dakika şehitlerimizle ilgili pankart kabul edilmiş. 27 Aralık’ta gönderiyoruz yazımızı. Cevap gelmedi. Üstüne gittik. Federasyon 'Dışişlerinden cevap bekliyoruz' dedi. Uçağa bindik, bir daha sorduk. Bizim son dakika dayatmamız söz konusu değil. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Bize bir kere deseler 'Şu, şu, Suudi tarafından kabul edilmiyor'. Ona göre organize oluruz veya orada maçı oynamayız. Biz bunu maça saatler kala öğrendik. Veya sıkıntının farkında oraya gider çözeriz, maçı oynarız düşüncesi bende olası. Cuma günü pankart bastırdılar. Her şey önceden planlanmışsa niye ihtiyaç var. Yine bize yazıyla gelen çocuklarımızın çıkacağı tişörtün programdan kaldırıldığını öğrendik."
"Parla iptal edilince İstiklal Marşı gibi anlaşıldı"
Maç öncesinde sahne alması planlanan rapçi Norm Ender'in bir televizyon kanalına verdiği röportajda 100. yıl için bestelediği Parla marşını da seslendireceğini söylediğini aktaran Koç şöyle devam etti: "Suudi Arabistan’a indik. Her şey yolunda. Otellerimize geçtik. Benim ve Selahattin Bey’in Suudi işadamlarıyda yemeğimiz vardı. Ekstra bilet ve loca peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü. O toplantıda kulüplerin profesyonelleri, staddan, akreditasyondan sorumlu ekip ve federasyon ekibi ve Suudiler var. Fakat orada ilk defa bizim pankartımızın, ısınma tişörtlerimizin kabul edilemeyeceği ifade ediliyor Suudi yetkililer tarafından. İstiklal Marşı Suudi Arabistan milli marşı orada gündeme geliyor. Onların marşı da var. Bizim İstiklal Marşımızda sıkıntı yok. O krizde değil. Parla marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş gibi anlaşıldı. Fenerbahçe tişörtle ısınmaya çıkacak. Sanki biz son dakika formayı değiştiriyormuş gibi intiba yarattılar, bilerek ya da bilmeyerek. Federasyon yetkilisi buna üst düzeyde karar verilecek diyor. Kesip atılmıyor.
"Yola çıkmadan bile sıkıntılar vardı"
Fenerbahçe Başkanı, maç gününde yaşananlara ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Atamız’ın sözünü gündeme getiriyorum: ‘Yurtta sulh cihanda sulh’. Hatta o pankartı İngilizce çıkmak istiyoruz. Bizim için o pankart olmazsa olmaz da değil, işin ekstrası. Ben ve yöneticilerim Suudi Arabistan’ın eski federasyon başkanının evine yemeğe gidiyoruz, öğle yemeğine. Biz oradayken telefon geliyor. Sayın Büyükekşi’den telefon geliyor. Federasyonun kaldığı otele gelmemizi istiyor. Toplantıya 17.30’da toplantıya oturuyoruz. Maç 20.30’da. Otele gidiyoruz. Kat tıklım tıklım. Tek gireceksiniz deniyor. Masada gençlik ve spor bakanımız, sayın Dursun Özbek var. Odaya gidiyoruz. Oturuyorum masaya. Bir de sayın bakanımızın iki danışmanı var. İlerleyen saatlerde Sayın Kasapoğlu da toplantıya katılıyor. Eski spor bakanı. Birkaç danışmanı yanında. Spor bakanımız da orta yolu bulmaya çalışıyor. Aklı selimle orta yolu bulup maçın oynanması için. Ben oraya oturuyorum, sessizlik var. Bir kağıt alıyorum. Sayın Başkan 'Her şey yolunda maç başlayacak, gösteri, ışık, alev, şehitlerimiz için 1 dakika saygı duruşu olacak, milli marşlar çalınacak' diye programı anlatıyor. Diyorlar ki, sizin pankart ve tişört. 'Bizim pankartla derdimiz yok' diyoruz. Fenerbahçe’nin tişörtte ısrarının sebebi 100’üncü yılın formasını bir kere kullandık. 29 Ekim’de maçımız vardı. Biz Süper Kupa maçında 100’üncü yıl formamızla çıkamayacağımız için ısınmaya tişörtle çıkmak istedik. Bize anlatılan etkinlikler, planlanan gösteriler, görseller onlar bunlar içinde böyle bir formayla çıkmanın sıkıntı olacağı aklımızın ucundan geçmiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı TFF’nin 100’üncü yılı. Atatürksüz, Cumhuriyetsiz kutlama aklımızın ucundan geçmedi. Meğerse Suudi yetkililer talepleri reddetmiş. Federasyondan bahsediyorum. Bu maç günü falan da olmadı. Maça gelen günler içinde oldu. Yola çıkmadan bile sıkıntılar vardı. Bu taraflarını söylemiyorlar. Bunlar gizli kalmaz, er ya da geç çıkacak. Pankart, şanlı Cumhuriyet 100’üncü yılı, marş, çocuklarımızın tişörtler ve bir de ledlerde Atatürk’ün posterinin kaldırıldığını biliyoruz.
"Futbolcuların üstünün aranacağı haberi geldi"
Biz hemen oynamayız demedik, bu maçı oynamamız lazım dedik. Bir deneyelim, ısınmaya bu formalarla çıkmayı deneriz dedik. Stattaki federasyon yetkililerinden garip mesajlar gelmeye başladı. Soyunma odalarına polis girdi. FIFA kurallarına göre soyunma odalarına polisin girmemesi gerekir. Pankartı aldılar, maçtan sonra vereceğiz dediler. İş gerilmeye başlayınca iki kulüp de 18.35 gibi oteli arayıp takımlara 'bekleyin' dedi. Sayın Bakan aradaki sıkıntının giderilmesi için samimi bir çaba sarf etti. İstenilen noktaya gelinemedi. Bu arada Türkiye'de yer yerinden oynuyor, iş bambaşka yere çekiliyor. Biz 17.30'dan sonraki süreçte Türkiye'den fazla bilgi alamadım. Ama Kulüpler Birliği'yle bir WhatsApp grubumuz var, mesajlar geliyor. Bize destek veren 18 kulüp yekvücut oldu. Stattan bir haber daha geldi. 'Buraya gelindiği takdirde sahaya çıkarken futbolcuların üstünü arayacağız' dendi.
Dakika dakika mesajlaşmalar
Suudi yetkilinin, federasyon yetkilisine söylediği biz toplantıda iken bize iletiliyor. Personelimiz de bunu söylüyor bize. İş artık inatlaşmaya binmiş vaziyette. Oraya gidelim bakalım deneyelim fikrinden vazgeçiyoruz. Sıkıntı olsa şehrin dışına yemeğe gider miyiz şehirden iki saat uzağa? Ekstra bilet peşinde koşar mıyız? O kadar plansızız ki. Millet statta. Soyunma odalarından tatsız haber gelince takım otobüsünü durdurduk. Sayın başkana söylüyorum. Konuyu çözmeye çalışıyoruz. Benim burada bir sürü mesajım var. Çocuklar rahatsız, tekrar yemek yiyorlar. 18.38'de başlıyor yazışma. 'Takımı tutun bizden direktif bekleyin' diyorum. Lütfen bekleyin, Galatasaray da bekliyor diyorum. 18.51'de 'Biz de haber bekliyoruz' diyorum. 19.00'da 'Galatasaray da bekliyor, yalnız işler karışmaya başladı, polis soyunma odasına girmiş pankartları almış' diyorum. 19.19'da sportif direktörüm 'Oynamama riski var mı' diye soruyor. 'Ne yazık ki büyük risk var' diyorum. 19.43'de 'Lütfen oyuncularımıza söyleyin sosyal medya paylaşımı kessinler' diyorum. Yerli oyuncularımız için. 19.45'te çok duygusallaştı futbolcular deniyor. Galatasaray havaalanına yola çıkmış diye haber geldi deniyor. 21.20'de 'Ne yazık ki maç oynanmıyor eve dönüyoruz' diye yazıyorum. 'Uçağa öne çekebilir miyiz' deniyor. 18.39 ile 22.30 arasında sportif direktör ile yaptığımız yazışmalar burada. Takım da çok hazırdı. Maçın oynanmamasının bizim için dezavantaj olduğunu düşünüyoruz. Galatasaray da böyle düşünebilir." Ertelenen karşılaşmanın Samsun ya da Ankara'da oynanmasının planlandığını belirten Koç, "Biz nerede söylenirse orada oynarız ama ocak ayında oynayamayız. Seçimlerin olduğu hafta olabilir" dedi.
"Ben varken Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar"
"Fenerbahçe ve Galatasaray... Özellikle Fenerbahçe, dönünce burada büyük haksızlığa uğradı. Belli kesimlerde Fenerbahçe ve Ali Koç sıkıntısı var. Fenerbahçe'nin 10 yıldır şampiyon olmamasını sportif tesadüf mü zannediyorsunuz? Ben şunu da iddia ediyorum, Ali Koç'un başkan olduğu Fenerbahçe bu ligde hiçbir zaman şampiyon olamaz. Aziz Yıldırım döneminde çok haksızlığa uğradık. 11 yılda 1 şampiyonluğumuz var. Bizim düşüncemiz bu. Benim Fenerbahçe başkanlığımın, Fenerbahçe'ye belli noktalarda zarar verdiği noktasına geldik. TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe ortak bir karar alıyor, bunun tek suçlusu Ali Koç oluyor."