Paris Olimpiyatları’ndaki performansıyla adından söz ettiren Avustralyalı break dansçı Rachael Gunn, rekabetçi break dans kariyerini sonlandırdığını açıkladı. The Guardian’ın haberine göre, Paris'teki performansı sonrası yoğun bir eleştiri fırtınasına maruz kalan ‘Raygun’ lakaplı 37 yaşındaki eski olimpik dansçı, bu tepkilerin devam eden bir yarış kariyerini sürdürmesini zorlaştırdığını belirtti. Olimpiyatlardaki tarihi katılımına ve breaking’e olan tutkusuna rağmen, Gunn artık eleştiriler ve çevrimiçi tacizlerle dolu bir ortamda rekabet etmeyi sürdüremeyeceğini ifade etti.
Breaking’in olimpiyatlarda ilk kez yer aldığı Paris oyunlarında, Gunn’un sergilediği hareketler sosyal medyada büyük ilgi gördü. "Kanguru sıçrayışı" gibi hareketlerle dolu performansı viral olurken, birçok kişi onun kendine has tarzını beğenip olimpiyat yolculuğunu kutlasa da, bazı sosyal medya kullanıcıları onu alay konusu haline getirdi.
Olimpiyatlara seçilmesine dair komplo teorileri ortaya çıktı
Sosyal medyada yankı bulan bu eleştiriler, bazı insanların Gunn’un olimpiyatlara nasıl hak kazandığını sorgulamasına bile yol açtı. Gunn, 2023 Sydney’deki Okyanusya Şampiyonası’nda birinci olarak Paris’e gitme hakkı kazanmış, Eylül 2024'te ise sıralama sistemindeki bir parametre sayesinde kadınlar kategorisinde dünya sıralamasının zirvesine oturmuştu. Ancak bu yüksek profilli başarı, pek çok dedikodunun patlak vermesine ve onun olimpiyatlara nasıl seçildiğine dair komplo teorilerinin türemesine neden oldu.
Bu durum Gunn için oldukça üzücüydü. 2DayFM ile yaptığı röportajda, kamuoyunun odağında olmanın kendisine getirdiği duygusal yükten bahsederek, komplo teorilerinin ve eleştirilerin yoğunluğunun, kamuoyundaki imajı üzerinde kontrolünü kaybetmesine neden olduğunu dile getirdi. “Bunu hâlâ anlamak imkânsız” diyen Gunn, “Komplo teorileri gerçekten çılgındı ve çok üzücüydü çünkü insanların beni nasıl gördüğü ya da kim olduğum konusunda hiç kontrolüm yokmuş gibi hissettim” ifadelerini kullandı.
Beklenmedik bir şekilde ilgi odağı oldu
Sosyal medya odağında olmaktan öte, Gunn’un performansı bazı ünlü isimlerin de dikkatini çekti. Olimpiyat oyunları sırasında Münih'te sahne alan Adele, Gunn'un performansını “Olimpiyatlarda olan en sevdiğim şey” olarak nitelendirerek, ona beklenmedik bir destek verdi. Gunn ayrıca İngiliz girişimci Sir Richard Branson ile tanıştı, Avustralya’ya döndüğünde prestijli dergilere konuk oldu ve şu anda bir web sitesinin çevrimiçi kampanyasında yer alıyor.
Tüm bunlara rağmen, eleştiriler başarılarının üzerine gölge düşürdü. Gunn pek çok destek mesajı alsa da, olumsuz yorumların ağırlığıyla baş etmek zor olduğunu ifade ederek "Orada olacak olan eleştiri düzeyi ve insanların bunu kayda alıp çevrimiçi hale getireceği gerçeği; bu artık aynı şeyi ifade etmeyecek, her şey değiştiği için aynı deneyim olmayacak" dedi ve rekabetçi alanda kalma konusunda yaşadığı tereddütleri dile getirdi.
Tartışmalar break dansın olimpiyatlardan çıkarılmasına neden oldu
Paris Olimpiyatları, breaking için küresel çapta tanınan bir dönüm noktasıydı ve bu sokak dansının atletik ve sanatsal yönlerini tüm dünyaya gösterdi. Ancak Uluslararası Olimpiyat Komitesi, break dansı 2028 Los Angeles Olimpiyatları programından çıkarma kararı aldı ve bu karar, sporun olimpiyatlardaki geleceğini belirsizliğe sürükledi. Gunn için bu karar, uluslararası rekabete katılma motivasyonunu ortadan kaldıran bir başka darbe oldu.
Kariyerine dair düşüncelerini paylaşan Gunn, aslında yerel yarışmalara katılmayı planladığını ancak kamusal eleştiriler ve bugünün viral medya dünyasının getirdiği baskılar nedeniyle fikrini değiştirdiğini belirtti. Gunn "Kesinlikle rekabet etmeye devam edecektim. Ama şimdi bir battle’a katılmak benim için gerçekten zor bir şey gibi görünüyor" dedi. Bunun yerine Gunn, dans etmeye kendi keyfi için devam edeceğini açıkladı. “Hâlâ dans ediyorum ve hâlâ breaking yapıyorum” diye konuşan Gunn, “Ama bu artık salonumda, partnerimle birlikte yaptığım bir şey” diye ekledi. Bu rahat yaklaşımla Gunn, sosyal medyanın eleştirel bakışlarından uzakta bir huzur bulduğunu söyledi.
Destek mesajlarında teselli buluyor
Son bir yılın tüm zorluklarına rağmen Gunn, onu ilham verici bulan hayranlarından aldığı destek mesajlarında teselli buldu. Çevrimiçi eleştirilerin giderek arttığı bir dünyada, Gunn aldığı olumlu mesajlara tutunmayı seçti. Destek mesajlarından oluşan bir klasör oluşturduğunu belirten Gunn, kendisini “ayakta tutan şeyin” bunlar olduğunu açıkladı. Bu mesajların onun üzerindeki etkisini kendi sözleriyle paylaşan Gunn, “Beni görüp, ‘Beni uzun süredir yapmaya çekindiğim bir şeyi yapmaya teşvik ettin, mutluluk verdin, kahkaha getirdin, seninle gurur duyuyoruz’ diyen insanlar… ve insanların yazdığı gerçekten müthiş şeyler. İşte buna tutunuyorum” dedi. Gunn için bu içten mesajlar, Olimpiyat deneyiminin çevresinde oluşan olumsuzluklara karşı bir denge oluşturuyor.
Ardında karmaşık bir miras bırakıyor
Gunn’un hikayesi, sosyal medyanın hakim olduğu bir çağda sporcuların karşılaştığı baskılara dikkat çekiyor. Bu platform, yaygın görünürlük ve hayranlarla doğrudan etkileşim sağlarken, aynı zamanda yoğun bir eleştiriye de kapı açıyor. Performanslar milyonlarca kişi tarafından analiz edilip eleştirilirken, aniden çevrimiçi üne kavuşmak birçok sporcu için çifte kılıç gibi çalışabiliyor; hem hayranlık hem de yoğun bir baskı getiriyor.
Gunn’un çekilmesi, Avustralya breaking camiası için bir kayıp, özellikle de sporun dünya çapında büyümeye ve ilgi kazanmaya devam ettiği bir dönemde. Bu emeklilik kararı, sadece kişisel bir tercih değil, aynı zamanda sosyal medyanın sporcuların zihinsel sağlığı üzerindeki etkisine dair daha geniş bir yorumu yansıtıyor. Gunn, rekabetçi breaking sahnesinden çekilirken, ardında karmaşık bir miras bırakıyor; Olimpiyat seviyesinde sınırları zorlamak, viral ünlü olmanın inişli çıkışlı yönlerini deneyimlemek ve nihayetinde yalnızca kendisi için dans etmeyi seçerek daha sessiz bir yol izlemek.
Rachael Gunn’un emekliliği, sporcuların sosyal medyanın ve çevrimiçi eleştirilerin etkisi altında nasıl zorlu bir mücadele verdiğini gösteriyor. Olimpiyatlardaki tarihi katılımı ve ardından gelen ilgi, ona dünya çapında tanınma sağlasa da, bu ün beraberinde büyük bir baskı getirdi. Gunn’un kararının, sporcuların mental sağlığını korumanın ve kişisel sınırlarını belirlemenin önemine dair güçlü bir mesaj taşıdığı kesin.
