Türkiye, Temmuz 2025’te büyük bir kuraklık yaşadı. Meteoroloji verilerine göre, yağışlar geçen yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde azaldı. Temmuz ayında metrekareye ortalama 15,6 kilogram yağış düşerken bu yıl Türkiye sadece 9,6 kilogram yağış aldı. Kuraklık, barajların doluluk oranlarını ve içme suyuna erişimi de olumsuz etkiledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs 2025 verilerine göre bitkisel üretimde düşüş öngörülüyor. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde üretimin yüzde 4,1, sebzelerde yüzde 1,7, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise yüzde 24,4 azalacağı tahmin ediliyor.
Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranlarının hızla düşmesi, milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyen su krizi riskini gündeme taşıdı. Ankara'dan İzmir'e, Konya'dan Gaziantep'e kadar birçok kentte baraj seviyeleri kritik eşiklerin altına geriledi. Pek çok bölgede barajlar devre dışı kalırken, bazı bölgelerde zorunlu su kesintileri yaşanıyor.

Kuraklıktan en fazla etkilenen bölge Marmara oldu
Kuraklıktan en şiddetli şekilde etkilenen bölge Marmara bölgesi oldu. Marmara'da bulunan pek çok şehirde barajlar kuruma noktasına geldi. Son dönemde kısa süreli sağanak geçişlerinin yaşandığı kentte yağan yağmur baraj ve göletlerin dolmasına katkı sağlamadı.
Bursa'da barajların doluluk oranı yüzde 15'e geriledi. Bursa'nın su ihtiyacını karşılayan iki barajdan birisi olan Nilüfer Barajı tamamen kurudu. Doğancı Barajı'nda doluluk yüzde 18 seviyesinde seyrederken şehirde yaklaşık bir aylık suyun kaldığı belirtildi. Kentte geçen yılın aynı döneminde barajların doluluk oranı yüzde 47,5 idi. Yaşanan gelişmelerin ardından BUSKİ, 1 Eylül itibarıyla Çınarcık Barajı'nın Bursa'nın içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere Doğancı Barajı'na bağlanacağını duyurdu. Bu adımın kısa vadede kentin su ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacağı belirtilse de uzmanlara göre uzun vadeli sürdürülebilirlik için yeterli değil.
Sıcak havanın etkisiyle günlük su tüketiminin 3,5 milyon metreküp civarında seyrettiği İstanbul'da iki ayda doluluk oranı yüzde 66’dan yüzde 41’e geriledi. Elmalı Barajı yüzde 60 ile zirvede, Kazandere ise yüzde 23 ile dibe indi. Barajlar arasında en yüksek su miktarına sahip olan Elmalı Barajı'nın doluluk oranı yüzde 60.67 olarak belirlenirken, Kazandere Barajı ise yüzde 23.51 ile en düşük seviyede kaldı. Uzmanlar, suyun tasarruflu kullanılması ve gereksiz tüketimden kaçınılması konusunda İstanbullulara çağrı yapıyor.
Edirne'nin en büyük ilçesi Keşan'a içme suyu sağlayan Kadıköy Barajı'nda su seviyesi kuraklık nedeniyle yüzde 1'in altına düştü. Tekirdağ'da Yazır Göleti'nde ise yüzde 4'e gerileyen su seviyesi nedeniyle balıklar yaşam mücadelesi veriyor. Edirne Valisi Yunus Sezer, yapımı tamamlanan Çakmak Barajı'nda bu yıl su biriktirmeye başlanacağını bildirdi.
Kırklareli'nde aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle doluluk oranı azalan barajda, su altındaki Çağlayan Köprüsü gün yüzüne çıkmaya başladı. Tekirdağ'ın Sarılar Mahallesi'nde tarımsal sulama yapılan ve hayvanların su ihtiyacının karşılandığı göletin doluluk oranı yüzde 25'e düştü.
Ege'de kuraklık
Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri'nden sonra ikinci büyük akarsu olan Gediz Nehri de iklim değişikliklerinden ve kuraklıktan etkilendi. İzmir'de içme suyu sağlayan Gördes Barajı başta olmak üzere birçok barajda su seviyelerinde düşüş yaşanırken, Gediz Nehri'nin bazı bölgelerinde kuruma yaşandı.

Kuraklık nedeniyle İzmir’in yoğun su kullanan beş bölgesinde planlı ve dönüşümlü su kesintileri uygulandı. İZSU, yaptığı açıklamada küresel iklim krizine bağlı kuraklığa ve azalan su kaynaklarına dikkat çekti. Çeşme’de ise durum daha da vahimdi; ilçeye su sağlayan Kutlu Aktaş Barajı’ndaki su doluluk oranı yüzde 5’in altına düştüğü için her gece 10 saatlik kesintiler yapıldı. Çeşme'de bir ayı aşkın süredir devam eden kesintiler ancak bugün Karareis İçme Suyu Arıtma Tesisi'nin devreye alınmasıyla sona erdi.

Bodrum barajlarında da doluluk oranları gittikçe azalıyor. Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) yetkilileri barajların kuraklık yüzünden kuruduğuna dikkat çekerek Bodrumluları su tüketimlerine dikkat etmeye çağırdı. Yaklaşık 13 milyon metreküp su tutma kapasiteli Mumcular Barajı'ndaki doluluk oranı geçen yıl ağustosta yüzde 12 olarak ölçülürken, bu yıl aynı dönemde yüzde 22 olarak kaydedildi. Bodrum ve Milas'ın su ihtiyacını karşılayan Milas Geyik Barajı'nda ise doluluk, geçen sene ve bu yılın aynı döneminde yüzde 33 olarak kayıtlara geçti. Bodrum'un yüksek kesimlerindeki bölgelerde oturan bazı ilçe sakinleri, su ihtiyaçlarını tankerlerle karşılıyor. MUSKİ ekiplerinin yüksek kesimlerdeki su depolarına tankerlerle su takviyesi yaptığı belirtildi.
Uşak’ın içme suyu ihtiyacını karşılayan Küçükler Barajı’nda su seviyesinin tamamen tükenmesinin ardından kentte su kısıtlaması başladı. Uşak Belediyesi, 23 Ağustos Cumartesi günü yaptığı açıklamayla şehir genelinde sadece saat 16.00 ile 22.00 arasında su verileceğini duyurdu.
İç Anadolu'da barajlar 'tehlikeli' seviyede
İç Anadolu Bölgesi de kuraklıktan şiddetli etkilenen bölgelerden biri oldu. Ankara ve Konya'da baraj doluluk oranları tehlikeli seviyeye geriledi. Ankara'da barajların doluluk oranı yüzde 18,8'e, Konya'da ise yüzde 17 seviyesine düştü.

Bolu'nun içme suyu ihtiyacının karşılandığı Gölköy Baraj Gölü'nde su seviyesi yüzde 28 ölçüldü. Abant, Mudurnu ve Bolu Dağı'ndaki karların erimesi ve sağanaklarla derelerden gelen su sayesinde ocak ayında yüzde 100 doluluğa ulaşan baraj gölünde, havaların sıcak seyretmesiyle su seviyesi azaldı. Haziran ayı itibarıyla çiftçilerin sulama ihtiyacının da karşılanmasıyla bu oran ağustosta yüzde 28'e geriledi. Baraj gölünde kentin yaklaşık 4 aylık içme suyu ihtiyacını karşılayacak seviyede su kaldığı belirtildi.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, içme suyu konusunda belediyelere önemli görevler düştüğünü belirterek, "Buradan bütün belediyelerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Bunu göz ardı edemeyiz, yok sayamayız, önemsiz göremeyiz" dedi. Yumaklı, kimi yerlerde yüzde 50, kimi yerlerde yüzde 60, kimi yerlerde yüzde 70'e varan oranlarda kayıp kaçağın olduğuna dikkati çekerek, bu anlamda bütün yerel yönetimleri de kayıp kaçak oranlarını indirmeye davet etti.
Türkiye'nin 2100 yılına kadar su kaynaklarının yüzde 25'ini kaybedeceğinin ön görüldüğünü ifade eden Yumaklı, şu anda alınan tedbirlerin başarısız olması durumunda Türkiye'nin 2030'da su stresi olan ülke kategorisinden su fakiri olan ülke kategorisine geçebileceğini kaydetti.
İklim değişikliğinin de etkisiyle, Türkiye her geçen yıl su fakiri bir ülke olmaya daha da yaklaşıyor. Şu an yaklaşık 1.500 metreküp olan kişi başına düşen su miktarının 2030’da 1.100 metreküplere düşeceği, 2040’larda ise 700 metreküplere kadar gerileyebileceği öngörülüyor. Bir ülkede kişi başına düşen su miktarı 1700 metreküpün üzerindeyse su zengini, 1000-1700 metreküp arasında ise su stresi, 1000 metreküpün altındaysa su fakiri kategorisinde yer alıyor. 500 metreküpün altı ise aşırı kıtlık olarak nitelendiriliyor.
İklim değişikliği nedeniyle kuraklıkların sıklığının ve yoğunluğunun artması bekleniyor. Yapılan hesaplamalarda Akdeniz bölgesindeki nüfusun yaklaşık yüzde 54’ünün farklı ölçeklerde su kıtlığı yaşayacağı ortaya konuluyor. Bu oran, emisyonların hızla azaltıldığı durumda yüzde 18’e kadar düşüyor. Bilim dünyası, emisyon azaltımının planlanan seviyeden daha hızlı gerçekleşmesi durumunda dahi, 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Akdeniz bölgesinde 2-3 kat daha uzun süren kuraklıklar yaşanacağı konusunda hemfikir.
Uzmanlar, su kaynaklarının sürdürülebilirliği için vatandaşların tasarruflu davranmasının önemini vurguluyor. İSKİ ve ilgili kurumlar, sulama ve kullanımda kısıtlamalar getirmeye hazırlanırken, kamuoyu da su kullanımına yönelik bilinçlendirme kampanyaları ile destekleniyor.
Meteoroloji yetkilileri, Türkiye’nin iklim değişikliği kaynaklı olarak kuraklık riskinin artacağını ve benzer ekstrem hava koşullarının önümüzdeki yıllarda daha sık görülebileceğini belirtiyor.
Kaynak: Gazete Oksijen