Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Adıyaman'da yıkılan bir binanın altında kalan 28 yaşındaki eczacı Gizem Özkan, 54 saat sonra çıkarıldığı enkazda ilk 1 saatin çok zor geçtiğini ve şarkı mırıldanarak kendini rahatlatmaya çalıştığını söyledi.
"En büyük sıkıntı nefes alamamak"
Depreme 6 katlı apartmanın 4. katındaki evlerinde yakalanan eczacı Gizem Özkan, tüm aile fertlerinin yıkıntılardan kurtarıldığını, ancak yaşadıkları korku dolu saatlerin unutulamayacağını belirtti. Özkan, deprem sonrasında enkaz altında geçen saatler boyunca en büyük sıkıntısının nefes alamamak olduğunu ifade ederek, "Çok büyük çaresizlik. Nefes alamıyorsun, üstünde kocaman bir şey var. Dört taraftan sarılmış şekildesin, nefes alabileceğin yer yok. Benim üstüm sıkışmıştı, altım sıkışmamıştı. Şöyle koltuk altımı kaldırdığım zaman ayaklarımın olduğu alandan nefes pompalıyordum kendime doğru. Biraz yatıp kalktığım zaman tekrar koltuk altını açıp ayaklarımdaki havayı tekrar pompalıyordum. Oksijen ne kadardı bilmiyorum ama komik bir rakamdır herhalde. Ama insan çok ihtiyaç duyuyor" dedi.
"Eşyalara vurarak ses çıkarmaya çalıştım"
Özkan, enkazda geçen saatler boyunca kendini rahatlatmak için çok sevdiği bir şarkıyı mırıldandığını, kendisine ninni gibi gelen bu şarkının adını da gizli tutmak istediğini söyledi. Yıkıntılar altındayken en çok özlediği şeyin ise su içmek olduğunu belirten Özkan, günyüzüne kavuşunca su içebilmeyi düşlediğini dile getirdi.
Uyanık kaldığı saatler boyunca sürekli çevresindeki eşyalara vurarak ses çıkarmaya çalıştığını ifade eden Özkan, şöyle devam etti:
"İlk 1 saat çok zor. Gerçekten tüm kalbinle ölmek istiyorsun. Artçı depremler oluyor. Bir saat sonra insan alışıyor. Ses duyunca kurtulma ihtimalin olunca kendine geliyorsun. Ben sürekli vuruyordum, sesim gelmemiş herhalde. Sonra çok uzaktan bir ses geldi. Hatta şeyi düşündüm ben, 'İnsan göçük altındayken ses nasıl kilometrelerce uzaktaymış gibi gelir?' Biraz tuhafıma gitti"
Özkan, beton bloklar altındayken ilk duyduğu sesi iyi hatırladığını, ancak enkazdan çıkarılırken baygın olduğunu anlattı. Gizem Özkan, yaşadığı için çok mutlu olduğunu, kırıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden çıktığında da ailesine kavuşacağı anı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.
Psikolojik destek alıyorlar
İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yekta Öncel de şu ana kadar 40 hasta kabul ettiklerini söyleyerek, hastaların genelde Kahramanmaraş ve Adıyaman'dan sevk edildiği bilgisini verdi.
Afetzedelerin genellikle kollarında ve bacaklarında ezilme bulunduğunu kaydeden Öncel, "Ekstremite (uzuv) kaybı olan hastalarımız da var ne yazık ki. Kas ezilmesine bağlı dediğimiz crush sendromu var. Bazen böbrek yetmezliği eşlik ediyor. Böbrek yetmezliği nedeniyle şu an 5 hastamız diyaliz tedavisi alıyor" dedi. Öncel, yaralı depremzedeler arasında entübe durumda hasta bulunmadığını dile getirerek, bölgeden getirilen hastalara psikolojik destek verildiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA