16 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 18.11.2022 19:32 | Son Güncelleme: 18.11.2022 19:47

BM İklim Zirvesi’nde tütün ürünlerinin çevresel etkileri tartışıldı

BM İklim Zirvesi'ne katılan Yeşilay, Hava Kalitesi İzleme çalışmasının sonuçlarını paylaştı. Yeşilay Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Erol, “Kapalı alanlarda sigara içilen tüm yerlerin sağlıksız ile tehlikeli arasında hava kirliliği seviyelerine sahip olduğunu belirledik” dedi
BM İklim Zirvesi’nde tütün ürünlerinin çevresel etkileri tartışıldı

6-18 Kasım tarihleri arasında Mısır’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 27. Taraflar Konferansı’na, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte Yeşilay katılım sağladı. Yeşilay’ın ev sahipliğini yaptığı yan etkinlikte tütün ürünlerinin kullanımından doğan dumanın yarattığı hava kirliliği, tütün izmaritlerinin yarattığı çevresel atık sorunu ve tütün yetiştiriciliğinin ormansızlaştırmaya katkıları bütüncül bir bakış açısıyla ele alındı.

Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi Program Yöneticisi Kelvin Khow Chuan Heng ve Afrika Tütün Kontrol İttifakı Genel Sekreteri Leonce Dieudonne Sessou da katıldığı toplantıda Yeşilay Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Erol, tütün kontrolünün bir sağlık sorununun yanı sıra, küresel bir çevre sorunu olduğunun altını çizdi. 

Tütün kontrolü mevzuatı uygulanmalı

Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından Ekim 2019-Kasım 2019 tarihleri ​​arasında İstanbul’da seçilmiş bölge ve mekanlarda Hava Kalitesi İzleme (AQM) çalışmasının sonuçlarını katılımcılarla paylaşan Erol, konuşmasına “Tütün tüketimi sağlığa zararlıdır. Yaşam döngüsüne de çevreye de son derece zarar verir ve kirletir. Bununla birlikte, tütünün zararını ölçen ölçümlerin çoğu, pestisit kullanımı ve kötü hava kalitesi gibi tütün ürünlerinin neden olduğu bazı zararları hariç tutmaya devam ediyor” sözleriyle devam etti.

"Kalabalık şehirlerde kirlilik seviyesi daha kötü"

Sigara içilen tüm kapalı alanların sağlıksız ile tehlikeli arasında hava kirliliği seviyesine sahip olduğunun altını çizen Erol, sigara dumanında bulunan partiküler maddeler nedeniyle ikinci el tütün dumanının hava kirliliğinin önemli bileşenlerinden biri olduğunun kanıtlandığını söyledi. 

Erol “Kalabalık nüfusa sahip büyük şehirlerde hava kirliliği seviyeleri daha da kötü. Egzoz ve diğer hava kirleticilerini de hesaba kattığımızda, durum daha da kötüye gitme riski taşıyor. Bu durum, tütün kontrolünü bir sağlık, küresel ve gezegen sorunu olarak inceleme ihtiyacını göstermektedir. Bu bağlamda, insanları halka açık olan kapalı alanlarda ve iş yerlerinde ikinci el tütün dumanına maruz kalmaktan korumak için mevcut tütün kontrolü mevzuatının uygulanmasını sağlamak ve yaptırımını güçlendirmek önemlidir” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü adına konuşan Kelvin Khow Chuan Heng de yaptığı sunumda, tütün endüstrisinin Greenwashing (yeşil yıkama) ile çevre ve afet yardım kuruluşlarını finanse etmesinin, sigaraların doğal veya organik olarak pazarlanmasının aldatıcı bir pazarlama etkinliği ve yanlış bilgilendirme içerdiğini belirtti. 

Heng, tütün endüstrisinin her yıl dünya çapında bir milyar sigara içen kişi tarafından tüketilen altı trilyon sigara ürettiğini hatırlatarak; “Bu sigaralar, esas olarak selüloz asetat lifleri olarak bilinen mikro plastiklerden oluşan filtreler içerir. Sigara izmaritleri, her yıl yaklaşık 766,6 milyon kilogram zehirli çöple dünya çapında en çok atılan atık maddedir. Ayrıca sahillerdeki en yaygın plastik çöplerdir ve deniz ekosistemlerini mikro plastik sızıntılara karşı daha hassas hale getirir. Yutulduğunda, mikrop lastiklerdeki tehlikeli kimyasallar, kuşlar, balıklar, memeliler, bitkiler ve sürüngenler dahil olmak üzere deniz yaşamında uzun süreli ölümlere neden olur. Bu mikro plastikler besin zincirine giriyor ve genetik, beyin gelişimi, solunum hızları ve daha fazlasındaki değişiklikleri içerebilen ciddi insan sağlığı etkileriyle ilişkilendiriliyor” dedi. 

Heng, tütün endüstrisinin sosyal ve çevresel açıdan sorumlu olduğunu belirterek, “Bu endüstri, sigara içenlerin, içmeyenlerin ve çiftçilerin sağlığı üzerinde hesaplanamaz bir bedele neden oluyor. Ve tütün sadece insanlara zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda çevreye de zarar veriyor” diye konuştu.

"Tütün sekiz kat daha fazla su gerektirir"

Afrika Tütün Kontrol İttifakı Genel Sekreteri Leonce Dieudonne Sessou da tütün üretiminin çevreye etkilerini anlattı. Sessou sunumunda tütün üretiminin getirdiği zararları şöyle sıraladı:

“Tütün tarımı, küresel ormansızlaşmanın yaklaşık yüzde 5'ini oluşturmaktadır. Tütün ekimi için her yıl 200 bin hektar arazi kesiliyor. 300 dal sigara yapmak için yaklaşık bir ağaca ihtiyaç vardır. Ağaçların kaybı, toprağı erozyona karşı savunmasız bırakır, bu da toprağın verimliliğini azaltır ve mahsul yetiştirmeyi zorlaştırır. Tütün yetiştiriciliği için kaynaklar yoğun kullanılır. Tek ürün olarak yetiştirilen tütün bitkileri, birçok hastalığa karşı savunmasızdır. Tütün, örneğin domates ve patatesten sekiz kat daha fazla su gerektirir. Her yıl yaklaşık 22 milyar ton su tütün üretiminde kullanılmaktadır. Bu, 15 milyon olimpik yüzme havuzuna veya kabaca dünyanın en büyük su akışına sahip nehri olan Amazon'un bir günde boşalttığı su hacmine eş değerdir. Tütün üretilen ülkelerde çevre ile ilgili kanunlar daha esnektir”