17 Mayıs 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 07.03.2023 09:11 | Son Güncelleme: 07.03.2023 09:19

Büyüknacar Köyü'ndeki yıkıma halk isyan etti: Kimse bizi uyarmadı

6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Kahramanmaraş'a bağlı Büyüknacar Köyü'ndeki depremzedeler gelecekleri için endişe ediyor. Birçok köylü de yetkililere karşı isyan ediyor. AFP'nin konuştuğu köyün eski muhtarı Ziya Sütdelisi, "Kimse bizi köyümüzün tehlikede olduğu konusunda uyarmadı" dedi
Büyüknacar Köyü'ndeki yıkıma halk isyan etti: Kimse bizi uyarmadı

Kahramanmaraş, Pazarcık'a bağlı Büyüknacar Köyü, bir ay önce on binlerce kişinin ölümüne neden olan yıkıcı bir depremle haritadan silinene kadar Türkiye'nin güneyindeki dağların tepesinde yer alan bir köydü. Merkez üssü sadece 26 kilometre güneyde olan 7.8 büyüklüğündeki 6 Şubat depreminden önce 2 bin kişiye ev sahipliği yapan yerleşim yerinde binaların çoğu yıkıldı. Sarp dağlar ve meşe ve çam ağaçlarıyla dolu yemyeşil vadilerle çevrili bir tarım köyü olan Büyüknacar'da 120 kişi hayatını kaybetti.

AFP'ye konuşan köyün eski muhtarı 53 yaşındaki Ziya Sütdelisi, "Sadece dört ya da beş ev hala ayakta ama hepsi hasar görmüş durumda. Bize her zaman toprağımızın sağlam olduğu söylendi. Kimse bizi köyümüzün tehlikede olduğu konusunda uyarmadı" dedi.

Türkiye dünyanın en aktif fay hatlarından bazılarının üzerinde ve büyük sarsıntılara da yabancı değil. Depremler ve artçıları Türkiye'de 45 binden fazla, Suriye'de ise 5 bin kişinin hayatına mal oldu. Ancak 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından Türkiye'nin cumhuriyet olmasından bu yana hiçbiri bu kadar zarar verici ya da ölümcül olmadı.

"Her şey birkaç saniye içinde yerle bir oldu"

Sütdelisi'nın eşi Kıymet, köylülerin deniz seviyesinden bin metreden daha yüksekte kendilerini nispeten güvende hissettiklerini söyledi. Köyün eski muhtarı taş ve beton evlerin enkazı arasında, "Sonra her şey birkaç saniye içinde yerle bir oldu" sözleriyle yaşadıklarını anlattı. Depremden sağ kurtulanlar şimdi çadırlarda yaşıyor ve milyonlarca hayatı altüst eden bir sarsıntıyla şafak öncesi saatlerde uyanmanın dehşetini yeniden yaşayarak yas tuttuklarını anlatıyor.

"Sanki aynı anda 10 tren geçiyordu"

Sütdelisi, karanlıkta binaları sarkaç gibi sallayan hareket halindeki zeminin gürültüsünü hala unutamadığını "Sanki aynı anda 10 tren geçiyormuş gibiydi" sözleriyle ifade etti. Köylüler, komşu şehir ve kasabalardan yardımın kendilerine ulaşmasının altı gün sürdüğünü, ailelerin mahsur kalan sevdiklerini aramak için enkaz altında el yordamıyla ilerlemek zorunda kaldıklarını söyledi.

Depremzedeler, hasarlı ve karla kaplı yollarda ambulanslar kendilerine ulaşamadığı için yaralıları yakındaki hastanelere kendileri götürmek zorunda kaldıklarını belirtti. Kıymet, "Altı gün boyunca derme çatma bir çadırda 40 kişi kaldık. Hava soğuk ve karlıydı" açıklamasını yaptı. Artık her ailenin kendi çadırı var. Köylüler, yaşlılara ve en savunmasız kişilere tahsis etmeyi planladıkları konteyner evlerin de yolda olduğunu söyledi.

"Evlerin içine girmeye cesaret edemiyoruz"

Ancak yetkililer, insanların burada kalmasına ve köyün yeniden inşa edilmesine izin verilip verilmeyeceğini belirlemek için zemin analizleri yapana kadar Büyüknacar'da hayatta kalanlar için hiçbir şey kesin olarak kararlaştırılmayacak veya değişmeyecek. Geride kalan az sayıdaki bina, geçtiğimiz ay Türkiye'yi sarsan binlerce artçı depremden biri nedeniyle hala yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Büyüknacarlı Hülya Morgül, "Evlerin içine girmeye cesaret edemiyoruz. Onlar bizim düşmanımız gibi" diyerek köylülerin yaşadıkları korkuyu dile getirdi.

Mayıs ayındaki seçimlerde yeniden seçilmesi zor olacağı düşünülen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zarar gören bölgenin tamamını bir yıl içinde yeniden inşa etme sözü verdi. Sütdelisi ailesi gibi Erdoğan da Türkiye'nin dağlarını, hükümetinin önümüzdeki aylarda geliştirmeye odaklanacağı sağlam zemin olarak nitelendirdi. Erdoğan depremden sonra yaptığı açıklamada "Yeni yerleşim yerlerini planlarken şehirlerimizi mümkün olduğunca ovalardan dağlara, sağlam zeminlere yönlendiriyoruz" dedi.

"Her şeyimiz burada"

Evli ve iki çocuk annesi Nurten Morgül, ailesi için toparlanıp gitmenin zor olduğunu söyledi. Morgül, "Gelir kaynağımız, tarlalarımız, hayvanlarımız; her şeyimiz burada" sözleriyle yaşadıklarını anlattı. Ziya Sütdelisi de geleceğe odaklanmakta zorlandığını ifade etti. 57 yaşındaki eski muhtar "Bir ay oldu ama aklımız başımızda değil. Kendimize gelmemiz biraz zaman alacak" dedi.

"Çocuklarımız için hayat devam etmek zorunda"

Sütdelisi, Gaziantep'ten gönüllü gelen bir berber o ve diğer iki kişiye açık havada ücretsiz saç kesimi teklif ederken "Hepimiz acı çektik, birbirimize yardım ediyoruz" sözleriyle duygularını ile getirdi. Depremzede, "Çocuklarımız için hayat devam etmek zorunda" ifadeleriyle sözüne devam etti.