24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 04.03.2023 09:25 | Son Güncelleme: 04.03.2023 09:32

Colorado Madencilik profesörü yanıtladı: Türkiye’de depremleri ne tetikliyor

Türkiye bir aydan kısa bir süre içinde on binlerce kişinin ölümüne neden olan çok sayıda büyük deprem yaşadı, artçı depremler de devam ediyor. Peki bu depremlerin sebebi ne, iklim kriziyle bir alakası var mı? Colorado Madencilik Okulu'ndan Prof. Ebru Bozdağ en çok merak edilenleri yanıtladı
Colorado Madencilik profesörü yanıtladı: Türkiye’de depremleri ne tetikliyor

6 Şubat'ta meydana gelen yıkıcı depremlerden bu yana Türkiye'yi vuran bir dizi sarsıntının ardından  Türkiye'nin güneyinde güçlü artçı depremler devam ediyor. Türkiye ve Suriye'de toplam ölü sayısı 50 bini aştı. Birleşmiş Milletler mülteci ajansı UNHCR'nin istatistiklerine göre, Türkiye'nin 11 farklı ilinde 15 milyon insan büyük depremlerden ve ardından gelen sarsıntılardan etkilendi. Haber sitesi Yahoo! News'a artçı depremler hakkında konuşan ve Colorado Madencilik Okulu’nda jeofizik profesörü olan Ebru Bozdağ, hem depremlerin oluşumunu hem de deprem hakkında yanlış bilinenleri anlattı.

Deprem nasıl gerçekleşir?

Bozdağ sorulan bu soruyu "Depremlerin birincil nedeni yüzeydeki tektonik plakaların göreceli hareketidir" şeklinde cevapladı. Jeofizik profesörü depremlerin oluşumu konusunda "Dünya'nın çok kabaca dört ana katmanı vardır. Bu katmanlar yüzeyden merkeze doğru şu şekildedir: Kabuk, manto, dış ve iç çekirdekler. Kabuk, mantodaki konveksiyon akımları nedeniyle mantonun üzerinde yüzen sert tektonik plakalara ayrılır. Levhalar birbirlerine göre hareket ettikçe, levha sınırlarında depremler meydana gelir. Ancak tektonik plakaların içinde de bazı sismik faaliyetler gözlemliyoruz. Depremlerin bir başka nedeni de tektonik plakaların içinde meydana gelebilen manto bulutları ve buna bağlı volkanik faaliyetlerle ilgilidir, tıpkı Pasifik Plakasının neredeyse ortasında yer alan Hawaii'de görülen depremler gibi" dedi

Türkiye bir ayda neden bu kadar çok deprem yaşadı?

Türkiye'nin dünyanın sismik açıdan en aktif bölgelerinden birinde yer aldığını belirten Ebru Bozdağ "Arap Levhasının kuzeye doğru itilmesi ve Akdeniz'deki dalma-batma nedeniyle, Anadolu Levhası iki ana fay bölgesini kullanarak saat yönünün tersine bir dönme hareketi gerçekleştirerek batıdan kaçmaya çalışıyor. Bu faylar da Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayları" diye konuştu.

Jeolog arkası kesilmeyen depremlere neden olarak "Doğu Anadolu'da son zamanlarda meydana gelen depremler, Doğu Anadolu Fayı ve üç tektonik levhanın birleştiği, üçlü kavşak olarak adlandırılan Arap Levhası, Anadolu Levhası ve Afrika Levhası üzerindeki faylarda meydana geldi. Arap ve Afrika levhaları her yıl yaklaşık birkaç milimetre kuzeye doğru hareket etmekte, bu da fay zonları olarak bilinen levha sınırlarında stres biriktiriyor. Son depremlerle birlikte faylar boyunca stresin serbest kaldığını gözlemliyoruz" açıklamasını yaptı.

Türkiye’de depremlerin sıklaşması mümkün mü?

Büyük depremlerden sonra tektonik plakalar yerleşene kadar birkaç ay, bazen bir yıldan fazla süreyle artçı depremlerin olmasının olağandışı bir durum olmadığını belirten Bozdağ, sözlerine "Depremlerin fayların devamındaki ya da yakındaki faylardaki gerilimi arttırarak başka depremleri tetiklemesi de mümkün" şeklinde devam etti.

İklim kriziyle depremler arasında bir ilişki var mı?

Bozdağ bir süredir kafaları kurcalayan bu düşünce için, "Böyle bir gözlemimiz yok, ancak sismik aktivitenin birincil kaynağı iç süreçler, yani yer altından kaynaklandığı için muhtemelen de olmayacaktır" dedi.

Depremler bölgede başka yıkıcı afetlere yol açabilir mi?

Bozdağ, "Bu tür büyük depremlerden sonra giderek azalan artçı sarsıntılar gözlemliyoruz. O zaman bölgede benzer depremlerin oluşması için aynı miktarda stresin birikmesi için belli bir süreye ihtiyaç var. Dolayısıyla şu anda aynı yerlerde büyük depremlerin olması pek olası değil" şeklinde konuştu.

Sözlerinin devamına ancak diyerek başlayan profesör, felaketin doğrudan binaların kalitesiyle ilgili olduğunu belirterek şunları ekledi: "Eğer bölge iyi hazırlanmışsa, kurallara uyuyorsa ve bilim ve mühendislik uzmanlarından geri bildirim alıyorsa, bir sonraki büyük depremin sonuçları felaket boyutlarına ulaşmaz"

Depremin olacağı önceden tahmin edildi mi, insanlar uyarıldı mı?

Ebru Bozdağ soruya "Depremleri önceden tahmin edemeyiz, yani şu yerde, şu zamanda, şu büyüklükte bir deprem olacak diyemeyiz. Bununla birlikte, fayları hemen hemen biliyoruz ve sismik aktiviteyi düzenli olarak izliyoruz, böylece depremleri ve ilgili büyüklükleri nerede beklememiz gerektiğini oldukça iyi biliyoruz" yanıtını verdi.

Türkiye gelecekte ölüm ve yıkımı önlemek için ne yapabilir?

Bozdağ, Türkiye'nin sismik faaliyetleri izleyecek ve sismik tehlikeleri belirleyecek bilimsel ve mühendislik birikimine sahip olduğunu ancak asıl sorunun inşaat sürecinde yaşandığını söyledi. Profesör, "Türkiye aynı zamanda uygun bina kodlarına da sahip. Sorun bu kuralların uygulanmasında yaşanıyor. Sismik tehlikeleri azaltmak için sismik riski göz önünde bulundurarak uygun yerlerde uygun binalar inşa etmeliyiz. Doğal olarak, şehirleri yumuşak çökeltiler yerine sert kayalar üzerine inşa etmek daha iyi olacaktır. Bu tür alanlar tarım veya rekreasyon alanları vb. için kullanılmalıdır. Fay hatları üzerine bina inşa edilmemesi de arzu edilen bir durumdur. Ne yazık ki Türkiye'deki temel sorun binaların kalitesidir ve binalar tortul havzalar gibi yumuşak malzemeler üzerine inşa edildiği için daha da kötüleşmekte ve bu da şiddeti arttırmaktadır" sözlerini kullandı.