Yüksek getirili sahte fon dolandırıcılığı davasında tutuklu sanık Seçil Erzan, ifadesinde akrabalarına çok para verdiğini ve onla ‘hayır’ diyemediği için bu durumun ortaya çıktığını söyledi. Duruşmanın bugün yapılan oturumunda Erzan’a para veren akrabalarının da ifadesi alındı. Mahkemede hakim karşısına çıkan ilk isim ise Erzan’ın kuzeninin eşi Merve Özer Yılmaz oldu.
Merve Yılmaz: Seçil Erzan’ı tanıyorum. Eşimin kuzeni. Ali Yörük’ü tanımıyorum. Ben 2012’de Denizbank Güneşli Şubesi’nde özel bankacılıkta para değerlendirmek üzere peyderpey tamamen kumbara mantığıyla Seçil’e para veriyordum. Tamamen her şey normal giderken 2022’de mantıksızlıklar silsilesi olmaya başladı. O zamana kadar hiç kısa vadeli para vermemiştim. 2022 Aralık'ta Seçil bir pozisyon var dedi. Ben buraya 2 milyon TL para koydum. Martta ‘sisteme para girmesi lazım’ diyerek bana geldi. 4 milyon 160 bin TL yeni para ekledim. 6 milyon 500 olarak çıkarttı. Bu mantıksızlık silsilesinde en sonunda şubat sonuna geldiğimde Seçil, açık pozisyon var diyerek ‘205 bin dolar bana bulur musun’ dedi.
2022’de özel pozisyona kadar 700 bin dolar para yatırmıştım. Özel bankada 50 milyon TL oldu diyordu. Bize söylediği, bizim kotamız artıkça sistemde bizim özel bankacılık müşterisi olduğumuzdu.
Hepimizim hesabını Seçil yönetiyordu
Hakim: Özel bankacılık müşterisi olduğunuzu nasıl bilmiyorsunuz! Telefondan bile giriliyor artık.
Merve Yılmaz: Ben hiç telefondan kullanmadım. Ama Seçil’in söylediği buydu. Elimizde de kredi kartımız vardı. Özel bankacılıkta olmayacak şeyler oluyordu. Toplamda 4.1 milyon dolar yatırdım. 600 bin dolar alacağım var. Bu tamamen anapara. Verdiğim tarihlerdeki kurlarıyla hesapladım.
Hakim: Sizin ikinizin birlikte mi?
Merve Yılmaz: Eşimin ayrı. Kayınvalidem, kayınpederim; hepsinin hesabını tamamen Seçil yönetiyordu.
Epözdemir: Seçil, eşinizin ve sizin bundan kazancınız olduğunu söyledi.
Fatih hoca ev satışı yapacak!
Merve Yılmaz: Net söyleyeyim, yok öyle bir şey. 8 Mart’a kadar fon kelimesini söylemedi. 8 Mart'ta artık Seçil bana bir fon kurduğunu, 14 Mart'ta bizim paraların da bu fona dahil edildiğini söyledi. Söylediği şey şuydu: “40 milyon dolar para var. Çıkarabilmesi için para girişi olması lazım. Ya da Fatih hoca 20 bin dolarlık ev satışı yapacak dedi. Ben son güne kadar bu ekranı görmek istedim. Bankada bu işlemlerin olduğu ekranı bana gösteremedi. 7 Nisan'da Seçil kesin olarak, ertesi gün polise teslim olacağını söyledi. Çorlu'da teslim olacaktı. Annesi İstanbul’daydı.
Müşteki avukatı Okan: Hiç Fatih Terim’le karşı karşıya gelip fonla ilgili konuşma fırsatınız oldu mu?
Merve Yılmaz: Hayır, ben sadece Fatih hoca ve futbolcuların olduğu bir fon olarak biliyordum.
Müşteki avukatı Şekip Mosturoplu: 16 Mart'ta Selçuk beyle nerede görüştünüz?
Merve Yılmaz: Aktifbank’ta. 9 Mart'ta randevu verseydi daha farklı olacaktı. 14 Mart'ta Seçil artık itiraf etmişti bana. 16 Mart'ta Selçuk bey bunu teyit etmiş oldu. Ben ona ‘Selçuk bey sizin yönettiğinizi düşündüğümüz bir özel bankacılık hesabımız’ var dedim. O da olmadığını söyledi.
Şekip Mosturoğlu: 14 Mart'ta siz niye polise gitmediniz? 17'sinde Emre Belözoğlu’nu dolandırıyor.
Bizi oyaladığını fark ettim
Merve Yılmaz: Bana 8 Mart'ta fondan bahsediyor. 14 Mart'ta ‘sizin de paralarınızı dahil ettim’ dedi. Ben de bizi oyaladığını anladım. Ben, ‘fon olmadığını itiraf etti’ demedim. Biz özel bankacılıkta kendi hesabımız olduğunu düşünüyorduk. Bu 10 yıllık süreçte hiçbir zaman özel bankacılık müşterisi olmamışız. Seçil de ben kendi ISIN kodum üzerinden fona aktardım dedi.
İbrahim Çağlar vekili: Seçil Erzan’la aranızda diğer banka görevlilerinin de duyabileceği sert bir tartışma yaşandı mı?
Merve Yılmaz: 14 Mart'ta. Seçilin odasına girdim. Seçil irkildi, saçını çektim. Böyle bir tartışma yaşandı.
Av. Nazlı Karaaslan: Bu paraları banka hesabınızdan mı çekip verdiniz?
Merve Yılmaz: Evet. 97 bin 500 euro’nun ardından, peyderpey ona hep ödeme yaptım. Eşimle ortak bir havuzum yoktu. Hatta ben eşime, ‘Bu sene Seçil ile olan işlerde hep çok sıkıntı yaşadım’ dedim. Ben zaten varlıklı bir ailede doğdum büyüdüm. Seçil benim kredi kartımı neden ödesin! Ben kendi masraflarını ödüyordum.
Av. Nazlı Karaaslan: Siz sadece Merve olarak mı işlem yaptınız yoksa 3. kişileri bu sisteme dahil ettiniz mi?
Ben, annem, babam para verdik
Merve Yılmaz: 2022’de 4 milyon 160 bin TL para verdim. Kardeşimin eşi Yusuf’tan aldım. Seçil’den aldığım 6 milyon 500 bin iade aldım. İçeride kalan param vardı; aralık, ocak, şubatta koyduğum 3 milyon. Üstünü kendime aldım. Mayısta Gülnur diye bir arkadaşımdan 2 milyon 920 bin verdim. 3.5 milyon verdi Seçil. Söylediği faiz şeklinde... Benim aldığım iki kişi de parasını değerlendirmek için değildi. Ben borç aldım onlardan. Benim 50 milyon TL bloke olan paramın içinde anne babamın paraları da var. Ben, annem, babam; üçümüzün 700 bin dolar.
Av. Nazlı Karaaslan: 7 Nisan'da zorla senet imzalattırdığınızı söylüyor.
Merve Yılmaz: Seçil 7 Nisan'da bankadan alabilirsiniz diyerek benim, anne ve babamın ismini yazarak imzalı kağıt verdi. Zorla imzalattırmadık.
Kuzeni Tanın Yılmaz ifade verdi
Merve Yılmaz’dan sonra kuzeni Tanın Yılmaz ifadesine başladı.
Tanın Yılmaz: Seçil Erzan kardeşim yerine koyduğum birisiydi. 2012’de Denizbank’ta hesap açmamla başladı bankacılık ilişkim. Düzenli olarak emanet ettiğim paralar vardır. Ben bunları kendisi değerlendirsin veya şahsi borç olarak vermedim. Özel bankacılıkta değerlendirsin diye verdim. Bizim kendimize ait hesabımız vardı.
Hakim: Neden siz kendiniz bankaya gidip yapmıyorsunuz işlemlerinizi? Bir kere hesap açınca oraya para yatırabilirsiniz.
Tanın Yılmaz: Seçil Florya şubedeydi o zaman. Ben de Güneşli’deydim. Hiç bakmadım hesapta nerede bu para diye. Seçil de gizli olduğunu söyledi. 2012 yılından itibaren baktığımız zaman ben kendisine 1 milyon 800 bin dolar para verdim. Artı eksi olabilir ama 500 bin dolar civarı bir rakam kendisinden aldım. Eşimin ayrı benim ayrıydı hesabımız.
Deprem günü para istedi
Hakim: ilk ne zaman anormallik sezdiniz?
Tanın Yılmaz: Seçil’in bitmek bilmeyen bir para talebi vardı. 6 Şubat’ta deprem oldu. Biz Erzurum'da idik. Çok şiddetli hissettik. Bana o gün ‘bana daha ne kadar para getirebilirsin’ diye sordu. Kanım dondu. 1 milyon 265 bin dolar alacağım var.
Hakim: Fondan ne ne zaman haberiniz oldu?
Tanın Yılmaz: 8 Mart günü bize fondan bahsetti. 9 Mart’ta ben ve eşim Seçil’in evinde oturup konuşmak istedik. Bu arada bize mütemadiyen söylediği ‘sizin paranız ayrı, bu ayrı. Dolayısıyla endişe etmeyin’ yönündeydi. Seçil bana Starbucks kese kağıdı gibi bir şey içinde para verdi. 150 bin dolar meselesi budur. Seçil, ne münasebet dedim.
Şekip Mosturoğlu: Rehin vererek para buldu mu Seçil Hanım? Para bulduysa siz bu insanların fona girmesine yardımcı oldunuz mu? Desteklenmesini sağlamış oluyorsunuz.
Tanın Yılmaz: Fon vb. herhangi bir konuya destek olmadım. Seçil yana yakıla benden ‘yanlış pozisyon girmişim’ diyerek para istedi. Ben de ona yardım ettim
Mosturoğlu: Arabanız rehine verilmiş, bu konu nedir?
Tanın Yılmaz: Araba rehini 17 Mart cuma günü kalktı. Fakat o hafta pazartesi rehin koyan kişiyle buluştum kaldırması için. O kişi noterde aynen şu mazereti sundu. Kimliğimi unutmuşum dedi ve bir daha gelmedi.
“Nerede bu uyuz”
Epözdemir: Erzan ile aramızda bir mesajlaşma var. "Nerede bu uyuz?” diye soruyor siz de “Yurtdışında" diyorsunuz. Yazışmada kimi kastediyorsunuz? Eşinizin kardeşlerini mi?
Tanın Yılmaz: Evet.
Epözdemir: Eşinizin kardeşlerinin nerede olduğunu kuzeninize mi soruyorsunuz? Bu hayatın olağan akışına uygun mu? Seçil’in size söylediği aldılar yüzde 50 dediği ne?
Tanın Yılmaz: Ben, eşim dahil kimseyle para mevzularını konuşmuyorum. Bilmiyorum.
Epözdemir: No 3 ve no 4 kim? Kız kardeşleri mi eşinizin?
Tanın Yılmaz: Ben ailemle ilgili yaptığım yanlışın farkındayım.
Ortam gerildi, ara verildi
Av. Nazlı Karaaslan: Seçil ile yazışmanızda sürekli ‘papel, mangır’ diyorsunuz. Bu paralar dolar mı? Seçil size para mı veriyordu?
Tanın Yılmaz: Bunlar benim kazandığım ve Seçil’e verdiğim paralardı. Siz iyice haddinizi aşıyorsunuz! (Parmağını sallayarak.)
Epözdemir: Sayın başkan tanık gelmiş meslektaşımıza parmağını sallıyor. Siz de hiç müdahale etmiyorsunuz. (Mahkeme 10 dakika ara verdi.)
Av. Nazlı Karaaslan: Seçil'den stopaj adı altında para tahsil ettiniz mi? Lexus arabanız var mı? Çünkü stopajla Lexus diye bir mesajınız var.
Tanın Yılmaz: Stopaj adı altında para talep etmedim. Seçil beni o kadar iyi manipüle ediyordu ki WhatsApp’a en son kaçta girdiğimi bile takip eden birisi. Benden 5 milyon TL istedi ama ben bunu yatırım için vermedim, borç olarak verdim.
Av. Nazlı Karaaslan: Madem sizin özel bankacılık hesabınız var, niye Seçil’den kredi kullanmak için dileniyorsunuz?
Tanın Yılmaz: Ben Seçil’den para falan dilenmedim.
Av. Nazlı Karaaslan: Seçil'in Emre Belözoğlu'ndan para aldığını biliyor muydunuz?
Tanın Yılmaz: Hayır.
Ödemeleri fon getirisi altında yapıyordu
Seçil Erzan’ın ifadelerinde suçladığı bir diğer kişi ise Semih Kaya’nın menajeri Fırat Özdemir. Erzan ifadelerinde Özdemir’in kendisine baskı kurduğunu, tehdit ettiğini ve zorla vaat ettiği rakamdan fazla para aldığını iddia etmişti. Mahkeme heyeti Fırat Özdemir’i dinledi, sorulular yöneltti. İşte Özdemir’in ifadesi ve sorulara verdiği cevap:
Fırat Özdemir: 2008 yılından beri bankanın özel bankacılık müşterisiyim. Paranın, bankanın genel müdürlüğünde saklama alanında muhafaza edildiğini, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun işin içinde olduğunu söyledi. Seçil’e verdiğim para toplamda 3 seferde, 2022 Aralık 3 milyon 400 bin dolar pozisyon açıldığını söyledi. Elden ofisinde verdim. 646 bin dolar daha parayı evime geldiğinde teslim ettim.
Ocak başında bana ödemeler yaptı. Ocak ayının sonlarına doğru tekrar pozisyon açıldığını söyledi. 1 milyon 400 bin doları kendisine teslim ettim. 1 milyon 14 bin TL anaparadan vereceği var. Arada yaptığı ödemeleri fon getirisi adı altında yapıyordu. Kendisi anaparanın durduğunu, yaptığı ödemelerin fon getirisi olduğunu söylüyordu. Bu dosyada Semih Kaya dışında temsil ettiğim futbolcu yok. Seçil Erzan vadesi gelen paraları ertelemeye başlamıştı. Şubat başında Semih Kaya ile konuştum fonu.
Seçil Erzan demek Denizbank demekti
Fırat Özdemir: Hanımefendi ile ofisine giderken hep randevulu gittim. Her gidişimde banka nezdinde aldığım, banka kaşeli imzalı kağıt verdi. Bu kağıdı da oradaki printerdan getirtti. Benim zaten şubeden randevu alıp görüşmemi normal karşılıyorum. Seçil Erzan demek Denizbank demekti. Birçok kez büyük kulüplerle olan kredilerde masada oturmasından öyle anladım. Hanımefendi genel müdürlük yardımcılığına oynadığını, bu yüzden Florya şubeden Büyükdere gibi daha hacimli bir şubeye geldiğini özellikle belirtiyordu.
Hakim: Kendiniz dışında birinden para getirdiniz mi?
Fırat Özdemir: Hayır. Ailemden borç aldım.
Hakim: Size bu fondan bahsederken hiç fatih Terim’den bahsetti mi?
Fırat Özdemir: Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu dedi, Fatih Terim demedi.
Epözdemir: Cebir, tehdit iddiaları var, ne söylemek istersiniz?
Fırat Özdemir: Ben kendisine hayatımda böyle kelimeler kullanmadım. 13 Şubat'ta evine gittim. Kendisi kaç defa beni evine çağırdı. Zorla evine gitmem söz konusu değil.
Epözdemir: Sizin diğer soruşturma dosyanızı gizlilik nedeniyle göremiyoruz ama siz bahsettiğiniz Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’dan şikayetçi oldunuz mu?
Fırat Özdemir: Seçil Erzan ve Denizbank yetkilisi herkesten şikayetçi oldum, evet.
Poşetle çıkıyor poşetsiz dönüyordu!
Davada tanık olarak Erzan’ın annesinin bakıcılığını yapan Gülsenal Bayırova’nın da tanık olarak ifadesi alındı. Bayırova özellikle evde yaşanan olaylarla ilgili sorular yöneltildi:
Gülsenal Bayırova: Seçil Hanımın annesinin bakıcısıydım. 7 Nisan'da gelen giden akrabaları vardı.
Hakim: Bankadan gelen oldu mu?
Gülsenal Bayırova: Sermin hanım…
Hakim: Ses kaydı almış…
Gülsenal Bayırova: Evet. Anneyi götür, dediler. Eve geldiğimde Sermin hanım ses kaydı aldı. Banka sahip çıkıyor, çok iyi geçti, dediler. Nilgün Arabacı ve Sermin hanım vardı. Konuşmaları duymadım, ben dışarıdaydım. Ben Seçil hanımın şeyini anlamadım ama hep tedirgin geziyordu. Bir kere Çorlu'da pijamalarıyla küçücük poşetiyle dışarı çıkarken gördüm. Bir kere de Göktürk’teki evinde elinde poşetle çıkıp poşetsiz döndüğünü gördüm.
Seçil Erzan: 7 Nisan akşamı kim geldi anlatır mısın?
Gülsenal Bayırova: Ben odadaydım. Merve hanım, Tanın bey, Hüseyin Eligül, Sermin Eligül, Nilgün Arabacı vardı. Bir şeyler yaşandı, bayağı sesler yükseldi. Kimin ne söylediğini duymadım. Anne çok rahatsızdı, dışarı çıkmak istiyordu, onu tutmaya çalışıyordum. Bizi tefeciler geliyor diyerek evden çıkardılar. Göz görecek gibi değildi, sağanak yağışlıydı. Birisini aramışlar Hüseyin abiyi aramış olabilirler. Hüseyin abi, eşi, Nilgün abla, Murat abi, biz bizeydik.
