26 Kasım 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 03.06.2022 04:30 | Son Güncelleme: 03.06.2022 13:53

LGS'ye 2 gün kala neler yapmalı, sınavda neye dikkat etmeli?

Pazar günü 1 milyon 236 bin evde LGS heyecanı yaşanacak. Herkesin aklında aynı sorular: Son 2 günde neler yapmalı, sınavda neye dikkat etmeli ve özel okul kayıt sistemi nasıl olacak? Yasemin Pakkan’a göre, “Okumaktan sıkılmayan çocuklar avantajlı olacak...”
LGS'ye 2 gün kala neler yapmalı, sınavda neye dikkat etmeli?
Öge Demirkan Öge Demirkan

Pazar günü 8. Sınıfa giden 1 milyon 236 bin öğrenci Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında ter dökecek. Sınavları neredeyse gün boyu sürecek. Önce sabah 09:30 sınavlarının ilk bölümü başlayacak ve 50 soruyu cevaplayabilmeleri için 75 dakika süre verilecek. 45 dakikalık molanın ardından ikinci sınav oturumu ise saat 11:30’da başlayacak ve 40 soru sorulacak. Kendilerine verilen zaman süresi ise 80 dakika olacak. Öğrencilerin 155 dakika içinde verecekleri cevaplar ise onların eğitim hayatlarının belirlenmesinde mihenk taşı olacak.

Çocuklar 1 yıl boyunca bugüne çalıştılar, hazırlandılar. Peki son 2 günde neler yapmalılar, sınavda neye dikkat etmeliler. Sıvan sonucu belli olduktan sonra özel okul kayıt sistemi nasıl olacak. İşte bu soruları Özel Pakkan Eğitim Kurumları’nın kurucusu Yasemin Pakkan’a sorduk.  

Çocuklar yaklaşık 1 yıldır bugüne çalışıyorlar sonra da 90 soruya verdikleri cevaplara göre onlara başarılı ya da başarısız diyeceğiz. Bu çok merhametsizce değil mi?

Bir yılı daha geride bırakıyoruz ve bu süreçte çocuklarımız ağır işçi gibi çalıştılar. Sabah hazırlık, erkenden servis, okulda geçen 8-9 ders, ardından koşa koşa gidilen ekstra kurslar ya da dersler, eve dönünce okulun ödevleri, sonra deneme sınavları derken çocuklarımızı gözümüzle bile takip etmekte zorlandık. Bu büyük bir emek açıkçası. Sınavdaki başarıları ne olursa olsun büyük bir kutlamayı hak etti bu öğrenciler. Pes etmeyen, düşen ama kalkan ve sonuna kadar varan çocuk başardı. Yarıda havlu da atabilirdi ama bugüne kadar yaptığı denemelerdeki her türlü iyi ya da kötü sonuca rağmen ipi göğüslemeye kadar gelen her genç zaten kazanandır. Unutmayalım ki gerçek hayat sınavı, yılmazlık üzerinden okunur. Onlara söyleyeceğim tek şey, bir an bile tereddüt etmeden kendinizle gurur duyun.

Sınavdan bir gün önce herkeste büyük bir heyecan oluyor. Bugünü nasıl yönetmeli aileler?

Sınav günü heyecanlı bir gün elbet ama hayatın sonu değil. Normal ve önemli bir gün sadece. İyilik nasıl bulaşıcıysa heyecan da bulaşıcı unutmayın. Çocukların normal ama önemli bir güne uyanabilmeleri çok önemli. Son gece uyuyamayan çocuğu zorla uyutmaya çalışmak, ortamda gerginlik yaratacak bir hassasiyet göstermek maalesef olumlu geri dönüş sağlamıyor. Son günün en önemli işi,elinden gelenin en iyisini yapan gencimizi takdir etmek olmalı. Çocuğumuza iyi geleceği fikriyle daha önce yenmemiş yiyeceklerin yedirilmesi, rutinde olmayan sohbetler, aile buluşmaları ve bedensel yorgunluk yaratacak ekstra hareketlilik bana göre adayın sınavheyecanını arttırıyor. 

08:15’te okulda olun

Aileler bazen konuyu abartmıyorlar mı?

Moral olsun diye çocuğu sınava uğurlayan apartmanlar var. Şehir dışından gelen akrabalar oluyor. Babaanne, anneanne okula kadar geliyor. Bunları yapmayın. Çocuk üzerinde beklentiyi artırıyor. Beklenti baskı demektir. Bir de ‘kazanamazsan sana şu ödül yok, arkadaşın yaptı sen yapamadın, ben bu okula gidemedim ama sen gideceksin’ gibi cümleler de çok yanlış. Çocuktan tek beklentimiz yapabileceğinin en iyisini yapması olmalı. Güven verilmeli. Zaten çocuklar son bir yılda çok zorlu bir süreçten geçti. Düzenli çalışan bir öğrenci sonuç ne olursa olsun başarılı demektir.

Ya sınav günü? Bugün için özellikle yapılması gerekenler neler?

Sınav günü en önemli şeylerden biri sınava geç kalmamak. Sınav sabahını, çocukların sınav salonuna alınış saatini veokula varış zamanı açısından trafiği gözeterek planlamak gerekiyor. Geç kalmak öğrencileri heyecanlandırıyor ve yetişilse bile o heyecanı yönetmek çocuğumuz için zor hale gelebiliyor. Yine sınav alanına zamanından çok erken gelmek de çocuklarımız için yorucu olabiliyor. Bu yıl yine geçen yılki gibi çocuklarımız kendi okullarında sınava girecekleri için aileler okul yolunu iyi biliyor. Kolaylıkla bu süreci yönetebileceklerine inanıyorum. 

Peki sizce saat kaçta okulda olunmalı?

Sabah 08.15 bence uygun. Koşturma, telaş, geç kalma endişesi olmadan okula gidilmeli. Lavaboya giderler, ellerini yıkarlar ve ardından sınava odaklanırlar. Daha önce öğretmenleri tarafından konuştukları sınav stratejisini son kez zihinlerinde canlandırabilirler.

İçme suyunu yere koyun

Çocuklar sınava kendi okullarında girecekler ama okulda tanımadıkları gözetmenler olacak değil mi? Nelere dikkat etmeliler bu anda?

Evet sınavın adilliği açısından bu çok güzel bir uygulama. Çocuklarımız okullarında Millî Eğitim Bakanlığınca görevlendirilmiş öğretmenler tarafından karşılanacak ve sınav salonlarına yönlendirilecek. Oturacakları yer, sınav kağıtları hazır olacak. Bu süreçte gözetmenlerin yönergelerini dikkatle dinlemek çok önemli. Ben öğrencilerime kimseye değil, gözetmen öğretmeninize odaklanın ve onun söylediklerini yapın diyorum. Sonuçta bu noktada kurallara harfiyen uymak hayatı kolaylaştırır. Sınava gelirken çocukların yanlarında getirdiği kalem, silgi, kalemtıraş gibi malzemelerin mutlaka daha önceden kullanılmış, denenmiş malzemeler olmasını öneriyorum. Çok sivri uçlu bir kalem optik kâğıdı zedeleyebilir, denenmemiş bir silgi kâğıtta karalanmaya sebep olabilir. İçme sularının masanın üzerinde olmamasına da özellikle dikkat etsin gençler. Optik kâğıdın zarar görmesi halinde adaylarımız zor durumda kalabilir. Sınava başlarken bir önemli konu da kitapçık türünün işaretlenmesi. Sınav sonunda gözetmenler elbet kontrol edeceklerdir ama ben çocuklarıma bu işaretlemeyi kendilerinin de kontrol etmesini sık sık söylüyorum.

Bu sınav yine diğer tüm merkezi sınavlar gibi bir sıralama sınavı. Sınav içeriğinde neler önemli olacak?

LGS önemli bir taktik sınavı. Sadece bilginin değil, becerinin, yılmazlığın, muhakemenin ölçüldüğü bir alan. Bu nedenle yalnızca bilmek değil, kurallara uymak, olası risklere hazır olmak, heyecanı yönetebilmek, sakinlik önemli bir yer tutacak sınavda. Kaygı elbet olacak. Yıl boyu sınavın ciddiyetinin farkında olmaları ve bir tempoya girmeleri açısından çocuklarımızda varlık gösteren sınırlı dozdaki kaygının ne kadar önemli ve olumlu olduğunu biliyoruz. Ancak tabii ki kontrolün çocuğumuzun elinden gitmemesi önemli. Kaygısına yenilmemeli çocuklarımız. Velilerin ve okulların oluşturduğu beklenti havası kaygının dozu üzerinde etkili oluyor tabii ki. Her çocuğun kendini gerçekleştirebilmesi, potansiyelini sonuna kadar kullanabilmesi tek hedef olmalı. Daha fazlası hiç kimseye yaramaz. Bu sınavlarda yorumlama yapabilen, muhakemesi güçlü, okumaktan sıkılmayan öğrenciler avantajlı oluyor. 

Kitap okuyan avantajlı

Bu yılki sınav geçen yıllara göre zor mu kolay mı olacak sizce?

Sıralama sınavlarının doğası gereği her sınavda kolay sorular, orta zorluktaolanlar ve seçici, eleyici zorluktaki sorular elbet yer alıyor. Bu yıl da böyle olacaktır. Müfredat ve kapsam çok net. Soru sayısı ve biçimi de… Birkaç seçici, zorlayıcı soruyu mutlaka bekliyoruz ancak LGS zaten yapısı itibariyle daha çok muhakeme sorgulayan bir sınav. Sorunun çözümü için gerekli bilgiyi, formülü vs. hepsini sorunun içinde bulabiliyorsunuz. Aranan beceri, bu bilgi ve formüller üzerinden yorumlama ve doğru sonuca erişme becerisi. İşte bu çok deneyim gerektiriyor. Yoksa her testin sorularından yarıya yakını tüm çocuklarımızın çözebileceği kolaylıkta oluyor. Geri kalanın yarısı biraz zor, diğerleriyse biraz daha seçici ve eleyici olabiliyor. 

Çocuklar bazen, ‘Soru çok uzundu, sıkıldım’ diyor. Bu ne derece sağlıklı bir durum?

Bu tür sorularda kitap okuma alışkanlığı olan çocuklar büyük avantaj sahibi oluyor. Kitap okuma alışkanlığı olan öğrenci, ister Türkçe olsun ister Matematik soruyu çok daha hızlı ve net anlıyor. Ama burada çocuğu suçlamamak gerek çünkü bir evde anne, baba kitap okuyorsa o çocuk da kitap okuma alışkanlığını daha kolay kazanıyor. Çocuk evde kitap okuyan kişi göremiyorsa ondan bunu beklemek çok haksızlık olur. 

İşte gerçek sınav

Sınav anında çocuklar soruları görünce bazen ‘çok zor’ diyerek umutsuzluğa kapılabiliyorlar.

Çocuklarımız genelde ilk iki soruyu yapabilirlerse sınav kolaydı diyorlar ama şunu unutmamak lazım sınavlarda aynı soruların karışık biçimde yer aldığı 4 ayrı kitapçık türü oluyor hatta bazı kitapçıklarda ilk iki soru orta zorluktaki gruptan bile çıkabiliyor. Öğrencilerimiz sakın umutsuzluğa kapılmasın. İşte gerçek sınav tam burası. Tüm yıl gösterdikleri çabayı bu anda bir kez daha göstermeleri çok önemli. Yapamadıkları sorularla cebelleşmeden, biraz ilerleyip sonra geri dönerek o soruyu bir daha ele almak gerçekten işe yarayabiliyor. Eğitim sistemimiz içinde çocuklarımız ilkokuldan liseye kadar, kolaydan zora giden bir sistem içinde derslerini görüyorlar ancak sınav sorularının sıralanışı maalesef her zaman böyle olamıyor.

Sorulara nereden başlamalı ve zamanı nasıl kullanmalı adaylar?

Genelde ilk oturumda bir zaman sorunu yaşamıyor çocuklarımız. Az önce de dediğim gibi öğrencimiz yapamadığı soruyu atlayıp, testin bitiminde geri dönecek biçimde zamanını kontrol ederse genel olarak ilk bölümde bir sıkıntı yaşamayacaktır. Burada önemli olan şey, atladığı sorununkarşılığını cevap kağıdında da boş bırakması. Sınava giren adaylar yıl boyunca pek çok taktik geliştiriyor ve bazı alışkanlıkları oluşuyor. Hiçbirine itirazım yok.Önemli olan dikkati elden asla bırakmasınlar. Birden fazla kontrol iyidir. Zamanı verimli kullanan adayın bu kontroller için de vakti kalır. Zaman sıkıntısı asıl ikinci oturumda yaşanıyor daha çok. Matematik ve Fen testlerinin zamanlamasını yapmak önemli. 

Hangi testten başlamak gerekir?

Genelde bana en çok sorulan sorulardan biri bu. Ben adayların alışkanlıkları nasılsa öyle devam etmelerinden yanayım. Ancak burada önemli olan bir konu daha var. Öğrencimiz hangi testten başlarsa başlasın, cevap kağıdında o testin karşılığını işaretlemeye dikkat etmeli.Soru kitapçığındaki sıralamadan farklı olarak ikinci oturuma Matematik değil de Fen testinden başlamayı tercih eden bir öğrenci cevap kağıdında da ilk bölümde yer alan Matematik sütununa değil Fen sütununa cevapları kodlamalı. Birinci oturumdan yüksek moralle bu oturuma geçen çocuklarımız zamanı kullanmakta daha başarılı oluyor.

Aman dikkat!

Sınav iki ayrı oturum biçiminde olacak yine değil mi?

Evet, LGS yine iki ayrı oturum olarak yapılacak. Bu oturumlar arasında bir nefes arası da olacak. Fakat ben bu aradaki serbest zamana ‘Aman Dikkat!’ demek istiyorum. İki oturum arasındaki bu kısa zaman çocuklarımızın ihtiyaçlarını gidermesi, yüzünü yıkaması, nefes alabilmesi, mümkün olursa ağzına bir iki lokma bir şey atabilmesi, suyunu yudumlaması ve sakinliğini koruması adına çok anlamlı. Ancak kendi okulunda, kendi arkadaşlarıyla sınava giren öğrenciler ilk iş olarak çıktıkları sınavı konuşmaya ve soruların yanıtlarını tartışmaya başlıyor. Bir sorunun dahi cevabını diğer bir arkadaşından farklı yaptığını duyan adayın morali aniden bozulabiliyor. Bir sonraki oturumda ihtiyaç olan moral ve motivasyon açısından son derece tehlikeli bir şey işte bu. Eski yıllarda tanımadıkları adaylarla, bambaşka okullarda sınava giren öğrenciler için bu ara böylesi bir risk taşımıyordu. Ancak salgın koşulları nedeniyle kendi okullarında sınava giren çocuklarımız için bir sınanma noktası haline geldi. Ben öğrencilerime mümkünse kimseyle konuşmamalarını, sadece kendilerine odaklanmalarını ısrarla söylüyorum. 

Hiç kimse ile konuşmasa bile soruları düşündüğünde yanlış cevap verdiğini anlayabilir. Bunu nasıl engelleyecek öğrenci?

Sıvandan çıktıktan sonra sorularla bağlantısını kesecek. O sınav bitti, geride kaldı ve o sorularla ilgili yapacağı bir şey yok. Ama önünde bir sınav var ve oraya odaklanmalı, moralini korumalı hatta artırmalı. Yapması gereken öğleden sonraki sınava yüksek motivasyon, enerji ve moralle girmesi. Ayrıca sınav sırasında öksüren, sesli nefes alıp veren öğrenciler olabilir, gözetmen öğretmenlerin kısık sesle bile olsa bir iki cümle etmesi gerekebilir. Burada öğrencinin dış dünyaya kendisini kapatmasından başka bir yol yok. Yıl boyu buna da hazırlıyoruz biz çocuklarımızı. Dediğim gibi LGS sadece bir bilgi sınavı değil. Çocuklarımızın soğukkanlılıklarını korumak gibi becerilerini de sınıyor aynı zamanda.

Sınavdan sonra çocuklar cevapları görüp, yaptıklarını değerlendirebilecek mi?

Evet, sınavdan sonra çocuklarımıza kitapçıklar veriliyor. Bazı okullar sınav bitiminde hemen dağıtıyor, bazı okullar pazartesi gününe bile sarkıtabiliyor bu teslim sürecini. Biz okulumuzda öğrencilerimizin kitapçıklarını ekip olarak tek tek kontrol ediyoruz. Sonrasında öğrencilerimizle bir araya gelip doğru ve yanlışlarını belirlemek için değerlendirme yapıyor ve kitapçıklarını onlara veriyoruz. Yaklaşık netlerini hesaplıyor ve bir öngörü sürecine giriyoruz. Tabii ki bu noktada henüz puanlar hakkında net bir şey söylemek imkânsız. Çünkü testlerin standart sapması ve ülke genelindeki durum da sıralamayıetkiliyor.

Çocukların sınavı bitiyor, siz eğitimcilerin sınavı başlıyor yani!

Evet, aynen böyle diyebiliriz. Biz yıllara dayanan tecrübemizle, diğer okulların ve Türkiye Özel Okullar Birliğinin açıklamalarını da takip ederek zaman içinde birtakım yeni öngörüler geliştiriyoruz. Bunlar gerçek sonuca daha yakın öngörüler oluyor. Burada tecrübeli ellerden çıkmış hesaplamalar, bütünü görebilen tahminler çok kıymetli. Yine son iki yıldır yaptığımız gibi bu yıl da öğrencimiz olsun olmasın, tüm Türkiye’den adayların ve velilerin destek aldığı danışmanlık hizmetimize devam edeceğiz. Pakkan LGS Komisyonu olarak gerek internet üzerinden yaptığımız canlı yayınlarımızla gerekse bize ulaşan velilerin sorularını cevaplayarak bu süreçte fayda üretmeye çalışıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı 30 Haziran’da sonuçları açıklayacağını duyurdu. Sonuçlar ve yüzdelik dilimler açıklandıktan sonra çocuklarımızın aldıkları puanı okul kaydına dönüştürmek üzere bu sefer de velilerin sınavı başlamış oluyor.

Saat saat takip edin

Ön kayıt ve tercih dönemi, özellikle veliler için bolca soru işaretiyle dolu. Onlara neler söylemek istersiniz?

Evet ilk kez bu sürecin içine giren velilerimizin telaşına biz de her yıl şahit oluyoruz. İlk bakışta onlara karmaşık gibi görünse de yıllara dayanan bir alan tecrübesi oluşmuş durumda taraflarda. Genelde velilerimiz de onca telaşlarına rağmen bir süre sonra bu işin gerçek bir uzmanı oluyor. Şunu söyleyebilirim ki sistem çok medeni. Takvim çok net. 30 Haziran itibariyle önce yabancı ve bazı Türk özel okulların ön kayıt dönemi başlıyor. Geçen yıllardan farklı olarak bu yıl sadece tek bir ön kayıt dönemi var. Daha sonra serbest kayıt dönemine geçilecek. Ön kayıt döneminde, yerleşim piramidinin en üstünde yer alan öğrenciler öncelikli olarak kayıt hakkı kazanırlar.Görünen o ki tempolu bir serbest kayıt dönemi sayesinde bayrama kadar olan zaman dilimi içinde yabancı ve bazı Türk özel okullarının kayıtlarıtamamlanacak. Bu dönemde hedefiniz olan okulları her gün, saat saat takip etmek önemli. Okullarla sürekli iletişim halinde olup her gün kontenjanlarının ne kadarının dolduğunu ve daha ne kadar başvurunun beklediğini takip etmek gerekiyor. Dediğim gibi okullar bunu çok medeni bir şekilde, hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek biçimde yönetiyor. Velilerimize düşen bir ya da birkaç okulu titizlikle izlemek, kayıt için çağrıldıkları gün ve saatlerde mutlaka orada olmak. Özel okul kayıt başvurularının büyük bir kısmı bayrama kadar biter. Sonrasında resmî okulların tercihleri için çalışmalar başlar. Okullardaki rehberlik bölümleri bu konuda öğrencilere danışmanlık yapmaktadır. Bu tarihlerin tümü Millî Eğitim Bakanlığının yayınlayacağı tercih ve yerleştirme kılavuzundan ve özel okulların resmî internet sitelerinden takip edilebilir. Biz de neredeyse her gün yapacağımız açıklama ve canlı yayınlarla sürecin duyurulmasına katkı sağlıyoruz. 

Bu noktayı biraz daha açmak gerekiyor. Önce çocukların aldığı puanlar açıklanacak ve ardından özel okullar taban puanlarını açıklayacak. Bundan sonra sistem nasıl işleyecek?

Örneğin bir öğrencimiz 460 puan aldı. Girmeyi istediği 4 okulun taban puanı da 460’ın altında yani 4’üne de ön kayıt yaptıracak. Ardından okul kontenjanını esas alarak yapılan başvurulardaki öğrencilerin puanlarına göre bir sıralama yapacak. Buradan asil ve yedek öğrenci listesi belirlenecek. Asıl listedeki öğrencilere kayıt yaptırmaya davet edecekler. Kayıt yaptırmayanlar olursa da yedek listeye geçilecek. 

Yıllık ücretin yüzde 10'u yanar

Yine örnek üzerinden gidersek, A okuluna girmek hayalim ama orada yedek listedeyim. Hemen altındaki B okulunda ise asıl listedeyim. Ama B’ye kayıt yaptırmazsam hakkım yanacak. Ne yapmalıyım?

Evet, kesin kayıt listesinde adınız varsa ve size verilen sürede kaydı yaptırmazsanız kayıt halkınız yanar. Burada en önemli konu yedek listede kaçıncı olduğunuz. Geçen yıl yedek listeden en son kaçıncı öğrenci kayıt yaptırmış bunu da öğrenmekte fayda var. Rehber öğretmenlerle değerlendirip bir strateji uygulanmalı. Kaydı yaptırıp kesin kayıttan vazgeçmek o okulda yıllık ücretin yüzde onunu bırakmayı gerektirir. 

Bir de resmi okullar için tercih bayramdan sonra başlayacak. Bu aşamada ne yapılmalı? 

Burada velilerimizin en çok dikkat etmesi gereken detay şu; eğer öğrencimiz bir özel okula kayıt yaptırmış durumdaysa resmî okul tercihi yapamıyor. Bu nedenle çocuğumuzun puanına en uygun okula yerleşebilmesini sağlamak için süreci iyi takip etmek önemli. Resmi okullarda yüzdelik dilim çok önemli. Tercih yapıldıktan sonra yerleştirme otomatik olarak yapılıyor. Burada rehber öğretmenlerin yönlendirmesi çok önemli.