Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki 'kılıçlı yemin' görüntüleriyle ilgili soruşturma sonucunda TSK'dan ihraç edilen beş teğmenden biri olan Serhat Gündar, kararın iptali için dava açtı.
ANKA'nın haberine göre, Gündar'ın avukatlarının İdare Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, Yüksek Disiplin Kurulu'nda ihraç kararına karşı oy kullanan üyelerden birinin kurulun en kıdemli (korgeneral) ve dolayısıyla en uzun süre askerlik tecrübesine sahip olduğu, birinin şube müdürü, birinin tuğgeneral ve birinin de hakim albay rütbesinde Hukuk Hizmetleri Başkanı olduğuna dikkat çekildi.
Dilekçede, “Dava konusu işlemin, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi emir komuta zinciri içinde karar alan ve hareket eden bir kurumda, üstelik Devletin ve Milli Savunma Bakanlığı’nın en üst yöneticilerinin ‘teğmenlerin atılması gerektiği’ yönündeki basına da yansıyan beyanlarına ve bu yöndeki iradelerine rağmen sadece bir oy fazlası ile tesis edilmiş olması dikkat çekicidir” denildi.
"Törenden sonra kılıç çatma, on yıllardır devam edegelen bir gelenektir"
Disiplin soruşturma raporunda, teğmenlerin tören dışında sahada izinsiz toplandıkları ve faaliyet icra ettiklerinin iddia edildiği aktarılan dilekçede, söz konusu iddianın hayatın olağan akışıyla da mezuniyet törenlerinin icrasıyla da örtüşmediği savunularak şu ifadelere yer verildi: "Her mezuniyet töreninden sonra teğmenler sahada toplanır, kılıç çatar, bazen marş söyler, aileleriyle kucaklaşır, sevinçlerini paylaşırlar. Bunun için izin istenmez ve bunu yapabilirsiniz diye izin verilmez. Bu gelenekseldir. Zira törenden sonra kılıç çatma, on yıllardır devam edegelen bir gelenektir. Bu esnada tabiidir ki yine gelenekselleşmiş olarak özlü sözler söylenmekte, marşlar okunmaktadır."
Tüm soruşturma evrakında ve dava konusu işlemde, 'mevzuattan kaldırılan ant' olarak isimlendirilen metnin, 29 Ağustos akşamı yapılan eğlencede ve hatta 16 Ağustos 2024 tarihinde Milli Savunma Bakanı’nın huzurunda, Özel Kuvvetler Komutanlığı Kurs Bitirme Töreni’nde, üstelik resmi tören program dahilinde okunduğu aktarılan dilekçede şöyle denildi: "Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilin sapma göstermeyen ve ihraç edilen teğmenlerle birbirini doğrular nitelikteki beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, sıralı amirlerinin ifadelerinde dahi tören sonrasına ilişkin açık ve kesin bir emir verilmediğinin belirtildiği ortadadır. Dolayısıyla, müvekkilin resmi tören bittikten sonra mezun olmanın verdiği sevinci açığa vurma şeklindeki davranışlarında, emre itaatsizlik ya da başka bir suça vücut verebilecek herhangi bir durum olmadığının gözetilmesi gerekir.
Sonuç olarak, toplumun çok büyük kısmına göre, (kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 90 civarında) teğmenlerin eylemi nedeniyle Devletin ve TSK’nın itibarının zedelenmediği apaçık ortadadır. Dava konusu işlemle teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma cezasının açıklanması sonrasında kamuoyunda oluşan tepkiler, Devletin ve TSK'nın itibarına zarar veren olgunun, tören sonrasında yaşananlar değil, bizatihi bunun bir cezalandırma sebebi sayılması olduğunun göstergesidir."
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten ayırma cezası verilen diğer dört teğmenin de kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması için idare mahkemesine başvurmaları bekleniyor.
Dört üye karşı oy kullanmıştı
30 Ağustos 2024'teki Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreni sonrasında teğmenlerin kılıç çatarak, yürürlükten kaldırılan öğrenci andını okumaları ve ''Mustafa Kemal’in askerleriyiz'' sloganı atmasının ardından başlatılan disiplin soruşturmasında beş teğmen, sevk edildikleri Yüksek Disiplin Kurulu’nca ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma'' cezası almıştı.
Dokuz üyeli Yüksek Disiplin Kurulu’nun beş üyesinin oy çokluğuyla alınan kararda, teğmenlerin eylemleriyle, TSK’yı tartışılır hale getirerek, "toplumda ayrışmaya sebep oldukları" ve ordunun vatan, millet ve Atatürk’e olan sevgisinden hiç şüphe duymayan millet nezdinde yıpranmasına neden oldukları belirtilmişti.
Kurmay Başkan dahil kurulun dört üyesi ise teğmenlerin eylemlerinin, disiplinsizlik teşkil eden fiil olarak kabul edilemeyeceğini ifade ederek, teğmenler hakkında Silahlı Kuvvetler'den ayırma cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine işaret etmişti.