MHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, "Bugün Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlara baktığımızda değil Türkiye'de, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük rahatlıkla kararını veremez" dedi. Bülbül, Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) tarafından Adapazarı Belediyesi Orhangazi Kültür Merkezi'nde düzenlenen İstiklalden İstikbale Türk ve Türkiye Yüzyılı panelinde konuştu.
Türk milletinin dünya tarihine yaptığı katkı ve medeniyet anlamında da ortaya koyduğu katkının, siyasi tarih olarak bakıldığında da Türk milletleri ve devletlerinin bu noktadaki öneminin, herkesin malumu olduğunu söyledi. Cumhuriyetin birinci yüzyılının tamamlandığına işaret eden Bülbül, dünya var olduğu sürece Türk milleti ve devletinin var olması için ellerinden gelen bütün gayreti sarf edeceklerini kaydetti. Bülbül, Türkiye'nin, genç nüfusla ekonomik sermaye birikimiyle devletin imkan ve kapasitesiyle üniversite, sanayi ve ordusuyla bugün bölgesinde büyük güç durumunda olan, bölgesindeki meselelerde oyun kurucu pozisyonunda olabilen ve dünyadaki birçok küresel meselede de söz sahibi olabilecek bir devlet olduğunu vurguladı.
"2018'den sonra siyasi kriz çıkarabilecek 5-6 olayı sıkıntısız atlattık"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne değinen Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: "15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle bizler Allah'a şükürler olsun ki bir daha darbenin 'd'sinin gündeme gelmeyeceği zemini ortaya koyduk. Bunun en önemli özelliği neydi? Yönetimde istikrar. 2018'den itibaren uygulama sürecine baktığımızda gördük ki her biri bir hükümet devirebilecek, siyasi kriz yaratabilecek 5-6 hadiseyi bu dönemde yaşamış olmamıza rağmen -içinde savaşından pandemisine, ekonomik krizinden terörle mücadelesine ve depremine varıncaya kadar birçok hadise yaşandı - hiçbir gün siyasi istikrar anlamında zafiyet ve sıkıntıdan kimse bahsedemedi."
"Tek adam rejimi olsa dava açıldığı gün HDP kapatılırdı"
Bülbül, Türkiye'nin uluslararası camiada, dış politikada attığı adımlarda da büyük kazançlar elde ettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesini kullanırken Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nı asla yalnız bırakmayacak birleşmiş sağlam bir siyasi irade olan Cumhur İttifakı'nın var olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirenlere yönelik de Bülbül, "Bugün 'Yargıda Anayasa Mahkemesini Cumhurbaşkanı tamamen kumandasına alacak' dediler değil mi? Bugün Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlara baktığımızda değil Türkiye'de, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük rahatlıkla Anayasa Mahkemeleri kararını veremez, değil mi? HDP'nin kapatılması kararı halen karara bağlanmadı. Bugün Türkiye'de 'tek adam rejimi' diye bir rejimden bahsediliyor olsaydı herhalde Cumhurbaşkanı talimatını verir, dava açıldığı gün HDP'nin kapatılması söz konusu olabilirdi" diye konuştu.
"Türkiye 82 Anayasası'ndan kurtulmalı"
Bülbül, TEKNOFEST kuşağının iyi takip edilmesi, sayılarının artırılması ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Cumhur İttifakı'na değinen Bülbül, "Cumhur İttifakı, Türkiye'nin başına bela olan bütün tehdit ve tehlikeleri yok etmek üzere ant içmiş durumdadır. Olay sadece tehdit ve tehlikeleri yok etmek değil, en önemli olan iç cepheyi çok daha kudretli, birikimli ve müreffeh hale getirmektir. Bunun için meclisimizde çok yoğun çaba içindeyiz" dedi. Bülbül, Türkiye'nin sivil anlayışla yapılmış bir anayasa ihtiyacı olduğunun altını çizerek, "Türkiye'nin yamalı bohçaya dönmüş 1982 Anayasası'ndan da bir darbe vesayet anayasasından da kurtulması gerekmektedir. Bu çerçevede Cumhur İttifakı bir anlayış birliği içindedir. Çalışmalarımız var" diye konuştu.
"Parti ve biz teferruatız"
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın da Cumhur İttifakı'nın bir araya gelme nedeninin önce ülke ve millet olduğunu belirterek, "Parti ve biz teferruatızdır aynı yüz yıl önce olduğu gibi çünkü söz konusu vatanın bekasıdır, birliğidir, dirliğidir" dedi. Aydın, Cumhur İttifakı olarak yeni bir yüzyıla girdiklerini söyledi. İkinci yüzyılın adının 'Türkiye' olmasından bazılarının rahatsız olduğunu dile getiren Aydın, önceki yüzyılda Türkiye'nin durumundan bahsetti. İşgal yıllarında dahi TBMM'nin bombalanmadığını ancak 15 Temmuz'da (2016) TBMM'nin bombalandığını hatırlatan Aydın, "Bu coğrafyada varlıklı olmanın, ayakta durmanın bir bedeli var. O bedeli defalarca ödedik, Allah bir daha ödetmesin bize" ifadesini kullandı.
Siyasetin barışı öncelemesi gerektiğini, bu davranışın yurt içinde ve dışında aynı tavırla sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Aydın, şöyle devam etti: "Siz içeride farklı, dışarıda farklı olunca işte Yunan, Amerika ve Avrupa parlamentosundaki gibi ülke çıkarları, ali menfaatler söz konusu olduğunda herkes aynı şeyi söylüyor ama bize gelince bir kakofoni başlıyor. Her kafadan başka bir ses. Onlar Selahattin Demirtaş denen teröriste 'af' diyor, bizimkiler de 'af' diyor. Daha görevinin birinci gününde ya 'Selam olsun' diyor. Selam gönderdiğin kimdir senin, bir baksana. Onun için biz bunlara mahal vermeyeceğiz Allah'ın izniyle. Cumhur İttifakı'nın bir araya gelme nedeni işte böyle bir vizyonu çok net bir şekilde, yaşadıklarımızdan çıkardığımız dersler neticesinde ortaya konulmuş bir sistematiktir. Yani önce ülke ve millettir, parti ve biz teferruatızdır aynı yüz yıl önce olduğu gibi çünkü söz konusu vatanın bekasıdır, birliğidir, dirliğidir. Siyasetimizin merkezinde de o vardır."
Kaynak: AA