8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu. Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor. Baba Arif Güran, müşteki, aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 26 kişi tanık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da müşteki kurum sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.
Duruşma öncesinde, Türkiye Barolar Birliği (TBB) davaya katılma talebinde bulundu. Sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu avukatlarına söz verildi. Duruşmada, ilk olarak tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar savunma yapıyor. Sanığın duruşmadaki savunması sırasında baba Arif Güran gözyaşı döktü ve sakinleşmesi için salondan çıkarıldı. Savunma esnasında Arif Güran, sanığa "Seni Allah'a havale ediyorum" dedi. Sanık Bahtiyar'ın savunması sürüyor.
Duruşmayı, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti milletvekilleri Meral Danış Beştaş ve Ceylan Akça Cupolo, DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, farklı bölgelerden gelen baro başkanları, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük ve sanatçı Gülben Ergen de izledi.
Mahkemede ifade veren Bahtiyar sıva işiyle uğraştığını, ayda 60 bin TL kazandığını, son verdiği beyanının doğru olduğunu söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, son beyanını okudu. Olay gününü anlatan Bahtiyar, “Yaya olarak Arif Güran’ın evine doğru gittim. Orada Salim Güran ile buluştum. Başka kimse yoktu. Salim Güran yukarıdaydı, ben ağaçları suluyordum” dedi.
Mahkeme başkanının ‘Neden çelişkili konuştun?’ sorusu üzerine de Bahtiyar, “O zaman korkmuştum. O yüzden öyle ifade vermiştim. Salim Güran beni çağırdığında evden herhangi bir bağrışma sesi duymadım. Eve girdim. Bir odaya gittik. Narin yatıyordu. Salim, ‘Narin’in annesiyle ilişkimizi gördüğü için öldürdüm dedi’ diye konuştu.
"Narin’i arabaya koyduğumda Yüksel Güran ağlıyordu"
Mahkeme başkanı, güvenlik kamerası saati ve baz kayıtlarını belirterek, "Peki hangi ara ilişkiye girdiler" diye sordu. Bahtiyar, "Salim bana ‘Narin’i götür bir yere at’ dedi. ‘Parça parça halinde suya at kimse görmesin’ dedi. Beni tehdit ettikten sonra yapmak zorunda kaldım. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra senin kafana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim getirdi. Evden dışarı çıktı, battaniyeyi getirdi. Narin yerde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra benim evin ahırına getirdim. O sırada kimseyi görmedim. Sonra kırmızı arabama götürdüm. Narin’i arabaya koyduğumda yukarıya baktım, Yüksel ağlıyordu. Narin'i battaniyeye sardıktan sonra ben aşağı indim. Salim arabasıyla aşağı doğru geldi. Ben ilk olarak ahıra gittim. Orada torbaya koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Battaniyeyi, Salim Güran geldi, benden aldı. Eşim ve annem evdeydi, dışarıda değildi. Çuvalı arabanın arka tarafında, paspas kısmına koydum. Ben köyden çıktıktan sonra Salim de arkamdan geldi. Ben cesedi arabama torbayla koyduktan sonra battaniyeyi benden aldı. Cesedi arabamın arka paspas kısmına koydum. Salim bana ‘Cesedi göle götür, parça parça haline getir’ dedi. Ben de oraya götürdüm, cesedi parçalamadım. Oraya bıraktım. Cesedi oraya bıraktığımı kimseye söylemedim. Battaniyede ıslaklık olduğunu hatırlamıyorum” dedi.
İfadesine devam eden Bahtiyar, “Salim ile bu olaydan sonra görüşmedim. Narin’i arabaya koyduğum zaman başımı kaldırdım. Yüksel tepeye gelmişti, beni izliyordu” dedi. Mahkeme Başkanı, Nevzat Bahtiyar’a “Narin’i nasıl öldürmüş olabilir?” diye sordu. Bunun üzerine Bahtiyar, “Boğarak. Narin'in boğularak öldürüldüğünü düşünüyorum. Vücudunda herhangi bir kan görmedim. Cesedi vicdanım el vermediği için parçalamadım. Cesedin üstüne sadece, su alıp götürmesin diye 1 taş bırakmıştım. Kendi inisiyatifimle o taşı bıraktım. Yüksel veya Enes ile de bu olaydan sonra konuşmadım. Dereye götürdüğümü Salim ile Yüksel biliyordu” dedi.
"Güran ailesiyle bir husumetim yok"
Bu sırada Arif Güran, tekrar mahkeme salonuna geldi. Mahkeme Başkanı, Bahtiyar’a “Cesedi bıraktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsun. İlk defa hayatında bir ceset gördün, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi evine peynir almaya mı gittin, öyle mi?” diye sordu. Bahtiyar, “Evet” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Neden itirafta bulundun?” diye sordu, Bahtiyar bu soruya cevap veremedi. İfadesine devam eden Nevzat Bahtiyar, “Güran ailesiyle bir husumetim yok” dedi. Savcı baz bilgilerini sorarak, “Salim Güran’ın seni silahla korkuttuğunu söyledin. Baz bilgilerine göre 4’ünüz de aynı yerdesiniz. Silahla nasıl tehdit etti? Salim seni silahla o 8 dakikada mi tehdit etti?” sorusu üzerine Bahtiyar, “Yanındaki silahla yaptı. Salim silahını yanında taşıyor. Silahı çıkardı. ‘Bunu yok etmezsen senin oğlunun kafasına sıkarım, sonra da senin kafana sıkarım dedi" diyen Bahtiyar, mahkeme başkanının “Salim Güran’ın olay günü elbisesi ne renkti?” sorusuna da “Hatırlamıyorum” diye cevap verdi.
Savcının, “Salim Güran’ın 17.46'da senden gelen 41 saniyelik görüşmeniz var, ne konuştunuz?” sorusuna da “Ben Salim’i aramadım” diyerek konuşmayı inkar etti. “Dereye Narin’i kucağında götürdüğünü söyledin. 25 kilo bir kız. Tek başına mıydın? İpi nerede buldun?” sorusu üzerine de “Çantanın ipini kullandım, tek başımaydım” yanıtını verdi.
Soruların çoğuna ‘Hatırlamıyorum’ yanıtını verdi
Önceki dönem baro başkanı Nahit Eren, Bahtiyar’a “Salim Güran’ı ne zamandan beri tanıyorsun?” diye sordu. Bahtiyar, “Çocukluktan beri birlikteyiz. 30 yıl var. Vaktimiz oldukça ben onu o beni arar kahveye giderdik. Köyde görüşürdük” dedi. Bahtiyar, Eren’in sorduğu soruların çoğuna ‘Hatırlamıyorum’ yanıtını verdi. Eren’in, ‘Olay günü 15.08 geçe Salim Güran’ın aradığını söyledin, o cümleleri hatırlıyor musun?’ sorusuna, “Hayır, hatırlamıyorum. Ona ‘Suyumuz yok’ demiştim” dedi. Belediyede su arızasının olmadığına dair tutanağın olduğunu söylemesi üzerine de “Bilgim yok” dedi.
Eren’in “Sen gittiğin zaman debisi nasıldı derenin?” sorusuna, “Orası su altında değildi. Ayaklarım su içine girdi” dedi. “38 dakika orada kalmışsın. O sürede ne yaptın? Elbiselerini, pantolonunu, ayakkabını çıkardın mı” sorusuna da “Hayır, hiç suya girmedim. Cesedi bırakırken suyun içindeydim suyun yüksekliği 40-50 santimetre yüksekti. Çalıları koymadım. 1 taş koydum. Su o kadar yüksek değildi. Ayakkabı ve pantolonla suya girdim sonra girmedim” ifadelerini kullandı.
Baro avukatlarından Aydın Özdemir, “Narin’i siz mi boğdunuz” diye sordu. Bahtiyar, “Salim boğdu, kendisi bana Narin'i boğduğunu söyledi” dedi. “Kardeşini kim tehdit etti?” sorusuna, “Bilmiyorum. Salim'in amcası Ali Rıza Güran, Hacı Hasan'a söylemiş, ‘Nevzat’a bir miktar para ve arazi verelim, onun evini köye getirelim’ demiş. Kimse benimle kekeme diye dalga geçmedi” ifadelerini kullandı.
"Kendimi darbettim"
Nahit Eren, “24 Ağustos’ta jandarma seninle ilgili bir tanımlama yapıyor ve senin tedirgin olduğunu söylüyor. 25 Ağustos’ta bunun üzerine senden yeniden ifade alıyor, kolundaki ısırığı soruyor. Sen de ‘Mısır tarlasında olmuş olabilir, hatırlamıyorum’ demişsin” dedi. Enes Güran da “Ben kendimi darbettiğimi daha sonra onlara söyledim, söylüyorum da” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı, “Salim Güran’ın herhangi bir kızıyla ilişkiye girdiğin için Salim Güran seni dövmüş olabilir mi?” sorusu üzerine Enes Güran, “Hayır. Biz savcıların karşısına çıktığımızda kendimizde değildik. Cezaevine girmeden önce savcılara verdiğim beyanları kabul etmiyorum” dedi.
"Telefonu neden yanına almadın?"
Eren’in “İnsanın kardeşi kaybolsa, ihtiyaç duyacağı şey telefondur. Sen o sırada telefonunu yanına almamanı izah eder misin?” sorusu üzerine Enes Güran, “Maşallah Güran, ‘Narin evimize gelmemiş’ dedikten sonra, ben kısık sesle ‘Narin’ diye arıyordum. O sırada telefonumu almak aklıma gelmedi” ifadelerini kullandı.
Daha sonra Eren, “Sürekli dosyayı soruyorsun. Cezaevinden evi arayınca ‘Narin’i öptüm, diş fırçası vs.’ merak ediyorsun. Bu tür konulara her girdiğinde raporu merak ediyorsun. Kaygılandığın bir şey mi var raporda?” diye sordu. Enes Güran ise “Kesinlikle yok. Panik ve korkuyla Narin’in diş fırçamı kullandığı zamanı merak ettim. Kardeşimin raporu çıkacak, suçsuz olduğumuz ortaya çıkacak” yanıtını verdi. Enes Güran, sorulan çoğu soruya da "Bilmiyorum" cevabını verdi. Enes Güran’ın ifadesinin ardından Mahkeme Başkanı, duruşmaya 1 saat ara verdi.
"O odadan çıktıktan sonra bir daha Narin'i görmedim"
Duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar ve ağabey Enes Güran'ın savunmasının ardından anne Yüksel Güran'ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı, sanık Yüksel Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti. Güran, savunmasında Narin'in kaybolduğu günün sabahı çok sevinçli olduğunu söyledi. Bir oğlunun dışında tüm aile bireyleriyle kahvaltı yaptıklarını anlatan Güran, "Mutluyduk, bilmiyorduk son soframız olacağını." dedi.
Güran, Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos gününe ilişkin şunları söyledi: "Narin, evdeydi. Bana 'Anne, ne zaman bana gelinlik alacaksın, ne zaman enişteye gideceğiz?' dedi. Bırakmadılar kızıma gelinlik alayım. Narin bir benim, bir ağabeyinin yanına koşuyordu. Ağabeyine 'Neden bana oyuncak getirmedin? diyordu. Amcamın kızı, kız kardeşime gelmişti, ona 'Hoş geldin' demek için evine gittim. Çocuklar acıktıklarını söyledi. Narin, patates kızartması istedi. İyi ki ona patates kızartmışım. Daha sonra Muhammet ile Narin, telefon için kavga etti. Saat 13.00 gibi halen sofradaydı. Bulaşıkları yıkayıp temizlik yaptık. 'Anne, Kur'an kursuna geç kaldım.' dedi. Kızıma 'Gitme, sıcaktır' dedim. 'Anne, 16.00'ya kadar ders veriliyor, yalvarırım' dedi, beni ikna etti. 'Akşama kadar Hatice'nin yanına oynamaya gideceğim.' dedi. Daha sonra Kur'an kursuna gitti. Yemin ederim Narin, o odadan çıktıktan sonra gözüm kör olsun ki bir daha Narin'i görmedim. Narin, dışarı çıktığı zaman Muhammet içeri girdi. Daha sonra yattım, Enes telefonla oynuyordu. Uyanıp mutfağa gidip su içtim, tekrar gelip yattım. Odayı toplarken Muhammet’in çıkıp çıkmadığını hatırlamıyorum. O sırada Hediye bize geldi, bayağı oturduk. Elbise, düğün ve askerlik ile ilgili konuştuk. Daha sonra Enes'in elbiselerini getirdim, katlıyordum ki Enes'in telefonu çaldı, arkadaşı ile konuştu, daha sonra çıktı. Ne kadar konuştuğunu bilmiyorum. Hediye Güran, eve gideceğini söyledi. Kapıya çıktığında Enes eve geldi. Saati hatırlamıyorum. Enes'e 'Neredesin?' diye sordum. 'Çeşmenin veya caminin yanındayım' dedi, tam hatırlamıyorum. Daha sonra televizyonun bulunduğu odaya gitti, babasını aradı. Yemeğe yetişmeyeceğini biliyordum. Daha sonra evi toparladım. Enes, tekrar dışarı çıktı."
"Kim öldürmüşse onları Allah'a havale ediyorum"
Yüksel Güran, jandarmanın "Salim'i hiç gördünüz mü?" diye sorduğunu belirterek, "'Görmedim' dedim ama daha sonra dinamoyu çalıştırdığımda gördüm sanki" ifadesini kullandı. Narin'in kaybolduğu gün Nevzat Bahtiyar'ı hiç görmediğini öne süren Güran, mahkeme başkanının, televizyonlara verdiği röportajlarda "Kim öldürdüyse gelsin, bir yere koysun, en azından bir mezarı olur" dediğini hatırlatması üzerine, şu beyanda bulundu: "Yemin ederim, bunu hiç dememişim. 8 yaşında kızım var, kayıptır. Tüm Türkiye arıyor, bulamıyor. Bulurlarsa en azından bir mezarı olacak. Ne söylediysem tersine söylenmiştir. Narin'in kaybolması aklımızın ucundan geçmiyordu. Komşulara ve yakınlarıma sordum ama Narin oralara gitmemişti. Cami inşaattır, 'Belki Narin orada oynamış, kafasını bir yere vurup düşmüştür' diye caminin kapısına vurdum, 'Açın' dedim. Daha sonra hepimiz aramaya başladık. Her tarafı aradık ama Narin’i bulamadık. Nevzat'ın karısı da benimle birlikte geldi. Beni teselli ediyordu. Hepimiz, Narin'i arıyorduk. Bir çukur nerede varsa orada onu arıyorduk. Sonra kim jandarmayı aradı bilmiyorum, dünya başımıza yıkıldı."
Mahkeme başkanının "Narin'i sen öldürmedin mi?" sorusunu Yüksel Güran, "Yemin ederim, ben öldürmedim." diye yanıtladı. "Salim öldürdü mü?" sorusu üzerine Yüksel Güran, "Sanmıyorum. Salim öldürmüşse veya kim öldürmüşse onları Allah'a havale ediyorum." ifadelerini kullandı. "Peki Nevzat mı öldürdü?" sorusunu ise Güran, "Her şey ortada." diye cevapladı. Anne Güran, "Oğlun öldürmüş olabilir mi?" sorusu üzerine "Hayır." dedi. Mahkeme başkanının, "Köydeki kadınların kavgasından haberiniz var mı, size küfrettiler mi?" diye sorması üzerine Güran, "Hayır, hiç kimseyi görmemişim." ifadesini kullandı.
"Yemin ederim teslim ederim"
Yüksel Güran'a tutanaklarda yer alan "Enes'i nasıl korurum?" şeklindeki ifadeleri de hatırlatıldı. Anne Güran, bir kadın jandarma personelinin, "Ankara'da bir dairede Enes'in ve tüm ailenin fotoğraflarının olduğu" bilgisini kendisiyle paylaşması üzerine birilerinin Enes'i öldüreceğinden korktuğunu ve bu nedenle "Enes'i nasıl koruyabilirim?" dediğini öne sürdü. Mahkeme başkanının "Narin'i öldürse kendi ellerinle teslim eder misin?" diye sorması üzerine Güran, "Yemin ederim teslim ederim. Kızım öldüğü zaman tüm sevgimi Narin'e verdim, hepimiz Narin için ölüyorduk. Narin, benim kıymetlimdi. İnsan ölüyor, mezarı oluyor ama 8 yaşındaki bir kız çocuğum için ciğerim yanıyordu, bu cümleleri kullandım." diye konuştu.
"Salim ile hiçbir alakamız yok"
HTS raporuna göre olay günü saat 15.20'de Salim Güran'ın evlerinde olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine de Yüksel Güran, "Kesinlikle Salim evimize gelmemiş" dedi. Mahkeme başkanının, "Nevzat'ın öldürdüğünü söylüyorsun. Nevzat'ın beyanına göre Nevzat da eve gelmiş. Baz kaydı, Nevzat'ın Arif Güran'ın evine gittiğini gösteriyor. Senin, Enes'in, Salim'in ve Nevzat'ın da evde olduğunu söylüyor" demesi üzerine anne Güran, şu beyanda bulundu: "Kesinlikle Salim ve Nevzat evimize gelmemiştir. Evimizin etrafından dolanıp dolanmadıklarını bilmiyorum. Evin etrafına gelse nereden göreyim, camlar kapalı. Oturuyoruz, uzanıyoruz, evin içinde yatıyoruz, dışarı çıkmıyoruz. Ne araba ne ayak sesi duymadım." "Salim ile ilişkiniz var mı?" sorusunu ise Güran, "Yemin ediyorum, Salim ile hiçbir alakamız yoktur." diye yanıtladı. "Oğlunu başka biriyle, bir havyan ile uygunsuz şekilde gördün mü?" diye sorulan anne Güran, "Hayır, hayır. Kesinlikle öyle bir şey yok, benim çocuklarım akıllıdır" dedi.
"Bana iftira atıyor"
"Salim Güran, ailenin reisi mi?" diye sorulması üzerine Yüksel Güran, "Hayır, hepsi kendi evinin reisidir." dedi. Güran, "Nevzat, Salim'e iftira atmış olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine de şunları söyledi: "Allah bilir. Bana iftira atıyor, namusuma leke sürüyor. Allah'tan korkmuyor. Kim yapmışsa Narin'in katilini istiyorum. Bırakmadılar, Narin'e gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler, hayallerimizi yıktılar, namusumuzu kirlettiler. 22 senedir evliyim, hiçbir hatam olmadı, 5 çocuğum var. Nasıl namusuma leke sürüyorum? Kocam bir gün yüzüme tokat atmadı, yüzüme tükürmedi. Kocam bana gül gibi bakıyordu. Saçımı süpürge ediyorum. Çocuklarımın harçlığı için sabah erken kalkıyorum. Beni öldürün, Salim ile alakam yok. Asın beni burada. Bunun yüzüne bakın, bu insan mıdır? Namusuma leke sürmeyin, Güranlara leke sürmeyin. Yemin ederim, Salim evimize gelmemiş. 5 çocuğum var, tüm çocuklarımın psikolojisi bozulmuş."
Savcının "Enes Güran'ın olay gününe ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu" hatırlatması üzerine ise anne Güran, "Enes'in aklına her şey gelmiyor, çocuktur" ifadesini kullandı. Diyarbakır Barosu avukatlarından Mehdi Özdemir, "Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal ile karşılaştınız mı?" diye sorunca Güran, "Beni teselli ediyordu. 'Narin'i bulacağız. diyordu" beyanında bulundu. Mahallede kadınların arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan avukatın "'Narin'in mezarı olsun' diye aranızda bir bağrışma oldu mu?" sorusunu ise Yüksel Güran, "Kesinlikle olmadı" diye yanıtladı.
Avukatın Narin'in kaybolduğu gün bir yere gidip gitmediğini sorması üzerine Güran, o gün hiçbir yere gitmediğini öne sürdü. "Narin kaybolduktan sonra Salim'i gördünüz mü?" diye sorulan Yüksel Güran, "Yemin ederim görmedim. Sadece Hüseyin Güran'ın kapısında gördüm, o da saniye sürdü. Salim'in çocuklarını hiç görmedim. Akşamüstü karısı, çocukları, kardeşi, hepsi kapıdaydı. Öğlen hiç onları görmedim." dedi. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren'in "Ben bir anneyi sorgulamam. Salondaki kalabalığı görüyorsun. Hepimiz Narin için buradayız. Öldürenler ceza alsın diye buradayız" şeklindeki sözleri üzerine gözyaşı döken anne Yüksel Güran, "Kızımı öldürdüler, bırakmadılar gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler. Bizi de öldürdüler." dedi.
"Evdeki kan T. Kaya diye bir çocuğun"
Nahit Eren'in, "Şu an burada sen olmalısın müşteki olarak ama karakol seni çağırmış, ifadeni almış, 'Kızına ne olmuş bulalım diye' Demişler ki 'Eşarp var merdivenin üstünde.' Demişsin ki imama, 'Bu mor eşarp mı başındaydı? diye" belirtmesi üzerine Güran, "İmam, 'Bu eşarba benziyor ama emin değilim' dedi. Buna benzediğini söyledi. Eşarp evdeydi, şu anda da evdedir." "Sizin evde bir insan kanı vardı" diyen Eren'in bu kanın kime ait olduğunu sorması üzerine Güran, "T. Kaya diye bir çocuğun kanı" yanıtını verdi. Güran, "Herkes, Narin'in üzerine titriyordu çünkü bir kızım vardı, engelliydi, kaybettim. O yüzden Narin'i çok seviyorlardı." ifadelerini kullandı. Avukat Asya Cemre Işık'ın, "Evde bulunan mor yazma nerede?" sorusu üzerine anne Güran, "Narin gittiği gün mor yazma başındaydı. İmam, 'Narin'in başında mor yazma olduğunu söyleyince ben de evde bulunan mor yazmayı jandarmaya gösterdim. Yemin ederim Narin'i görmedik. Narin'in tırnağını dünyaya değişmem." diye konuştu.
"Nevzat, ikimize de iftira atıyor"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen katılan avukatın "Nevzat, Narin'i neden öldürsün? diye sorması üzerine Yüksel Güran, şu beyanda bulundu: "Kızımda olaydan birkaç gün önce 20 lira vardı. 'Kızım, bu parayı sana kim verdi? dedim. 'Nevzat ağabey verdi.' dedi. 'Kızım, neden alıyorsun?' dedim. (Nevzat Bahtiyar) Önce 'Salim'in aracında DNA çıktı, bana (Narin'in cansız bedenini) yolda verdi.' dedi. Sonra (Narin'in cesedinin) bizim evde olduğunu söyledi ifadesini değiştirerek. Allah'ım bu adam delirmiş de kızımı öldürmüş. Sonra ifade değiştirdi, evin içerisine getirdi."
Anne Güran, Nevzat Bahtiyar'ın evlerinin içine girmediğini öne sürdü. Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ da "Narin, amcası Salim'in aracına ne zaman bindi?" diye sorması üzerine Yüksel Güran, "14 Temmuz'da" dedi. "Olaydan önce Salim'in aracına bindiniz mi?" diye sorulması üzerine anne Güran, "Nereye gitseydik kendi aracımızla gidiyorduk" dedi. "Nevzat, evinize misafirliğe gelir miydi?" diye sorulan Güran, "Nevzat, bize hiç gelmiyordu, hiç hatırlamıyorum, eşi bize geliyordu. Suları yoktu, sürekli bize gelip su alıyorlardı. Bu da bizim iyiliğimizdi, başımıza bu geldi" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının "Nevzat'ın olay günü biriyle cinsel ilişkiye girdiğini duydunuz mu?" diye sorması üzerine Güran, şöyle dedi: "Hayır, duymadım. O kadar istiyorum ki ona saldırayım. Hiç Allah'tan korkmuyor mu? Onu ve çocuklarını Allah'a havale ediyorum. Yemin ederim ikisi de (Salim Güran, Nevzat Bahtiyar) evimize gelmedi. Nevzat, ikimize de iftira atıyor. Narin'in katilini istiyorum, katilini çıkarın bana." "Narin, görmemesi gereken başka bir şey görmüş olabilir mi?" diye sorulan anne Yüksel Güran, "Hayır." yanıtını verdi. Duruşma, tutuklu sanık amca Salim Güran'ın savunması ile devam ediyor.
Ne olmuştu?
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
Kaynak: AA