CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu ziyaret için İYİ Parti Genel Merkezi'ne geldi. Görüşmenin ardından ikili basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortak açıklamada ilk olarak Dervişoğlu konuştu. Özel'e ziyareti için teşekkür eden Dervişoğlu "Hemen hemen Türkiye'nin bütün meselelerine değindik ve üzerinde karşılıklı görüşlerimizi de sarf ettik. Siyasi partiler arasında yürütülen samimi diyaloğun ülkemizin sorunlarının çözümüne çok katkı sağlayacağı inancını taşıyorum. Bu inancı da sayın genel başkanın da taşıdığını biliyorum" dedi.
"Baktığımız pencere genellikle CHP ile aynı oluyor"
Dervişoğlu "Geride bıraktığımız günlerde yapılan çalışmalarda da birbirimize karşı bir samimiyet testine ihtiyaç duymadığımızı sizlerin de bilmesini istiyorum. CHP ile İYİ Parti'nin geçmişe dönük birçok ortak çalışmalar gerçekleştirdiği kamuoyunun da malumudur. Ne zaman Türkiye'nin önemli bir problemi kamuoyunun gündemine gelse hayata baktığımız pencere genellikle CHP ile ve onun muhterem genel başkanıyla aynı pencere oluyor. Duyarlılıklarımızı muhafaza edeceğiz, farklılıklarımızı muhafaza edeceğiz ve ülkemize hizmet yolculuğumuzu da diğer siyasi partilerle olduğu gibi CHP ile de sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
"Birbirimizle çelişki yaşamadığımız bir geçmişimiz var"
Özel ise, "Seçim bölgelerimiz komşudur. Meclis'te Grup Başkanvekili olarak buluştuk. Zaman içinde aramızda gelişen diyalog, karşılıklı samimiyet, birinin söylediğini gözünden anlayacak kadar iyi bir zemine taşındı. Birbirimizle hiçbir çelişki yaşamadığımız gibi pek çok sıkıntıyı, krizi yaşanmadan aşılmasına katkı sağlamış bir geçmişimiz var" diye konuştu.
Basın toplantısında Özel ile Dervişoğlu'na Yargıtay Başsavcılığı ataması ve Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yaşananlar da soruldu. Dervişoğlu, konunun detayları hakkında sağlıklı bilgi olmadığı gerekçesiyle değerlendirme yapmadı. Dervişoğlu "Eksik bilgiyle yanlış yorum yapmamaya özen göstermem lazım" dedi.
Özel de konuyla ilgili şunları söyledi:
- AKP ve MHP arasında yaşanan meselenin kendisi neyse; bir gerilim mi, bir pazarlık mı, bir karşılıklı restleşme mi. Bu bir fillerin boğuşması ama altta adaletin ezilmesi. Anaların ezilmesi, evlatların ezilmesiyle sonuçlanıyor.
- Bugün Ayşe Ateş'in yüreğindeki yangın, Sinan Ateş'in evlatlarının, babalarını keybettikleri sürece ilişkin tek beklentileri birtakım kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler. Sonra üstü kapalı atılan tweetler, üstü kapalı yapılan beyanlarla iyice kriminal bir hikayeyi iyice güçlendiriyor.
- Yapılan atama 37 tur Papa seçimine dönen bir yüksek yargı seçiminde iki liderin görüşmesinden sonra adayın birinin çekilip başka bir makamı talep etmedi, ve o adaya giden oyların bir nereye yönlendirileceğine ilişkin bir inanç hakimdi. Ama bu dayatmaya ya Yargıtay’da oy kullananlar uymadılar ya da adayı çekelim ama arkadaşlar bildiğini yapsın dedi birileri.
- Yargıtay’daki sonuç Erdoğan’ın beklediği gibi olmadı ama yaptığı atama maalesef 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun değildir. Anayasa ihlalinin sembol ismini başsavcı olarak atıyorsanız o zaman mevcut anayasaya uymama sorunu devam ediyor demektir.
- Nasıl normalleşecek bu ülke? Herkes aklını başına alsın. Huzur içinde yaşayacaksak adalete güven duymamız lazım. Bu şartlarda, mahkemeye güvenin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Mesele fevkalade yanlıştır. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanının bir an önce açıklama yapması lazım.
