6 Şubat depremlerinden sonra Türkiye, yüz milyonlarca ton molozu deprem yerinden temizlemek gibi büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldı. Yetkililer, 6 Şubat depremi ve artçı sarsıntılar sonucunda en az 156 bin binanın ya tamamen yıkıldığını ya da yıkılmayı gerektirecek derecede hasar gördüğünü, şehirlerin tamamının paramparça olmuş beton ve çelikten ibaret kaldığını söyledi. BM Kalkınma Programı (UNDP), ortaya çıkan 116 ila 210 milyon ton molozun, 1 metre yüksekliğe yığılması halinde 100 km karelik bir alana eşdeğer olduğunu açıkladı. Bu alanın büyüklüğe ise kabaca Barselona'ya eşdeğer.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler öncesinde evleri bir yıl içinde yeniden inşa etme sözü verdi ancak uzmanlar güvenliğin hızdan önce gelmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Bir yetkili, bazı projeler için ihale ve sözleşmelerin çoktan tamamlandığını ve güvenlikten ödün verilmeyeceğini söyledi. Birçok şehirde kurtarma ekiplerinin yerini, beton dağlarının üstünde çalışan binlerce kamyon ve ekskavatör aldı. Hatay iline bağlı Antakya kentindeki işçiler, bir binanın enkazını temizlemenin birkaç gün sürebileceğini söyledi.
"Gölcük depreminden 10 kat daha fazla moloz var"
UNDP Mukim Temsilcisi Louisa Vinton yaptığı açıklamada "Sorunun kapsamı neredeyse kavranamayacak kadar büyük" sözlerini kullandı. UNDP, felaketin 1999'daki son büyük Türk depreminden en az 10 kat daha fazla moloz ürettiğini söyledi. Şu ana kadar çıkarılan molozların büyük bir kısmı yakınlardaki geçici çöplüklerde depolandı ve bu da kirlenme endişelerinin artmasına sebep oldu. Bazı uzmanlar eski yapı malzemelerinin, Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede yasaklanmış kansere yol açan bir lif olan asbest içerebileceğini belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar attığı bir tweet'te asbest gibi zararlı maddelerin yayılmasını önlemek için toz bastırma sistemlerinin kullanıldığını paylaştı. Antakya ve Osmaniye gibi şehirlerde bazı vidanjörlerin kamyonlara yüklenen molozların hortumla yıkandığı, ancak diğer birçok durumda böyle bir önlemin alınmadığı görüldü.
Çevresel uyarılar gün geçtikçe artıyor
Antakya'da moloz kaldırma işinde doğrudan çalışan üç kişiye göre yakınlık ve kolaylık, moloz dökülmesinin yapılacağı yerlerin seçiminde ana unsur oldu. Ancak Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kahraman, enkazın depolandığı yerin jeoloji ve çevre uzmanları tarafından titiz bir çalışma gerektirdiğini söyledi. Bazı çevre aktivistleri ve muhalif siyasetçiler, molozların uygunsuz bir şekilde temizlenmesinin ekolojik felakete yol açabileceği konusunda uyarı yaptı. CHP'den Gökhan Günaydın, "Molozların ayrıştırılmadan ve geri dönüştürülmeden şehre, zeytinliklere ve dere yataklarına dökülmesi yeni çevre felaketlerine yol açıyor" dedi.
Birpınar geçtiğimiz Cuma günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada Hatay'da enkaz dökümü için seçilen alanların tarım ve yerleşim alanlarının yanı sıra sulak ve koruma altındaki alanlardan uzak olduğunu belirtti. Arslan, Hatay'da şu ana kadar toplam 200 futbol sahası büyüklüğünde 19 geçici alan belirlendiğini ve günde 150 bin metreküp moloz taşındığını başka bir tweet'le paylaşımlarına ekledi.
Her gün binlerce kamyon moloz taşıyor
Bu hafta yüzlerce moloz kamyonu Antakya'nın doğusundaki tepelere doğru yola çıktı ve molozları yeşilliklerin ve zeytin ağaçlarının yakınındaki alanlara boşalttı. Kaldırım tuğlası ve çimento blok fabrikası sahibi 51 yaşındaki Altan Arslan, depremden sonra moloz depolamak için arazisini devlete bağışladığını söyledi. Arslan, her gün binlerce kamyonun geldiğini ve molozların devasa bir höyük haline geldiğini söyledi. Buldozerler daha sonra atıkları düzleştirip uçurumun kenarına doğru iterek bazı molozların vadiye yuvarlanmasına ve büyük toz bulutları oluşturmasına neden oldu.
"İnsanlar molozları düşünemeyecek kadar zor durumda"
Ekskavatörler bahçesindeki yeni çimento blok yığınlarının yanına parçalanmış beton taşırken fabrika sahibi "Bunun gibi birkaç tarlaya daha ihtiyacımız olabilir çünkü yıkım çok büyük" açıklamasında bulundu. Yerel halkın depremin hemen ardından molozların nereye döküldüğü konusunda endişelenemeyecek kadar travma geçirdiğini de sözlerine ekledi. Arslan'ın fabrikası Antakya'nın inşasına yardımcı olmuş, ancak üzerinde durduğu arazi artık şehrin mezarlığı haline gelmiş. Arslan yaşanan felaket için "Bu şehri yaparken çok mutluyduk ama böyle yıkıldığını görmek..." sözlerini kullandı.