Hep ve her şekilde kazanmak; hep güçlü olmak, ya da güçlü görünmek; eğilmemek, sürekli dik durmak; hatayı kabul etmemek ve mümkünse bir hata sonunda hiçbir bedel ödememek... Bunlar Türkiye’de içinde yaşadığımız dönemin hâkim anlayışı gibi gözüküyor. Hayatı güç ve güçlü olmak, en azından güçlü görünmek üzerinden değerlendirip, özrü, pişmanlığı ve yarışta kaybetmeyi zafiyet olarak anlamak. Bir süredir Türkiye’de, sadece siyaseti değil, sanki hayatın birçok boyutunu güç ve kibrin biçimlendirdiği bu anlayış şekillendiriyor. Bilmiyorum yanılıyor muyum?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim