23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
26.11.2021 04:30

“Boş yuva” sendromunda ne okuyayım?

Sevgili Kitap Terapisti, bir yakınım kızını evlendiriyor. Ve yaşantısı doğal olarak farklı bir yöne doğru evriliyor. Artık kızını akşam sofrada göremeyecek. İçinde bir boşluk oluştuğunu dile getiriyor. Bu “boşluğu” en iyi ifade eden roman ya da öyküyü arıyoruz. Bize neler önerebilirsiniz? Sevgiler, S. Serdar Yegül. Serdar Bey, boş yuva sendromunu çok güzel dile getirmişsiniz. Çocuklar evden ayrıldıktan sonra yaşanan bir yaşam evresi sorunu. En yaşamam diyen annelerin babaların bile mücadele ettiği bir duygu durumu. Çok normal değil mi? Yıllar boyu bir düzene alışıyorsunuz, eviniz ses dolu, oyuncak, eşya dolu, kitap kalem dolu, çocukların arkadaşlarıyla dolu ve sonra birden puf! Kendi yollarına gidiyorlar, biliyoruz ki gitmeliler ama anne babalar, yani geride kalanlar da artık yepyeni bir düzene geçmeliler. Konuyla ilgili çok fazla yabancı kaynak var ama baktım da hiçbiri Türkçeye çevrilmemiş. (Empty Nest kelimeleriyle bakarsanız bulabilirsiniz.) Herhalde bunun henüz ruhsal bir sorun olduğu düşünülmemiş. Biraz beklerseniz, on bir yıl kadar, benim kız evden gidince yazarım. Ancak geride kalmak ve hayata kaldığı yerden devam etmekle ilgili aklıma ilk gelen kitap Kalanlar.

Gidenler, kalanlar...

14 Ekim’de bir olay oluyor ve birden dünya nüfusunun yüzde ikisi yok oluyor. Nereye gidiyorlar, gelecekler mi kimse bilmiyor. Kiminin çocuğu gidiyor, kiminin bütün ailesi. Tom Perrotta kalanların ruh hallerini büyük bir detay, incelik ve hassasiyetle anlatıyor. Elbette arkadaşınızın durumu farklı. O kızıyla konuşabilir, görüşebilir, ilişkisini aynı evde olmadan sürdürebilir. Ki zaten bu sendromdan muzdarip olanlara uzmanlar bunları hatırlatıyor. Diğer hatırlattıkları şeyler kendilerine bir ilgi alanı bulmaları, belki yeni bir hobi edinmeleri, daha önce yapmak isteyip yapamadıklarını gerçekleştirmeleri. Önerebileceğim bir başka kitap, Sahildeki Evimiz. 65 yaşında, Nantucket’taki evinde yalnız kalmış bir kadının paranın suyunu çektiğini fark edince evinin odalarına kiracılar alması, bu kiracıların evi kahkahalar, olaylar, eğlenceyle doldurması ve sonra bir gün beklenmeyen bir misafirle olayların karışmasını konu alıyor. Arkadaşınıza hitap edebileceğini düşünüyorum.

Çocuğundan ayrılan annenin hikayesi

Son olarak aklıma ister istemez Elena Ferrante’nin Napoli dörtlemesinden Kayıp Kızın Hikâyesi geliyor. Çok çarpıcı, çok üzücü, ama gerçekten de çocuğundan ayrılan bir annenin hayatta kalma çabasını mükemmel anlatan bir roman. Arkadaşınızın durumuyla alâkası olmamakla beraber kesinlikle güzel bir kayıp hikâyesi. Zira bu yaranın merheminin kişinin kendisinde, kendi aklında fikrinde, kendi iç dünyasında olduğunu gösteriyor. Zaten aslında bu yazının henüz çocukları evden gitmemiş anne babalara da faydası olabileceğini düşünüyorum. Bir gün evden gidecekler, burası kesin ve yapılacak en iyi şey kendimizi tamamen ebeveynliğe kaptırıp, kişiliğimizi kaybetmemek ve bu kimlikler dışında da var olduğumuzu hatırlamak. Umarım kitaplar arkadaşınızın hoşuna gider, bir yardımı olur. Sevgiler.

Reçete

1. Kalanlar / Tom Perrotta / Çeviren: Berrak Göçer / Siren Yayınları / Roman / 360 Sayfa 2. Sahildeki Evimiz / Jane Green / Çeviren: Bilge Turan / Artemis Yayınları / Roman / 424 Sayfa 3. Kayıp Kızın Hikâyesi / Elena Ferrante / Çeviren: Eren Yücesan Cendey / Everest Yayınları / Roman / 512 Sayfa