İş hayatına dair birçok şeyi gençliğinde turistik bir otelde çalışarak, ünlü caz sanatçılarını izleyerek, halı satarak öğreniyor. Boğaziçi Endüstri Mühendisliği’ne birincilikle giriyor. 1987’de henüz internet yokken, “yapay zeka” ile tanışıyor. 1989’da Silikon Vadisi’nde çalışmaya başlıyor. Yahoo’nun finans portalını kurduğunda, henüz portal kelimesi bilinmiyor. Ortağı olduğu TIBCO’da Amazon, E-Bay, Fedex gibi şirketlerin alt yapısını kuruyor. Amerika’da yılda 2 milyar dolarlık enerji tasarrufu sağlayan, gerçek data üzerinden şebekelere enerji dağıtımı yapan sistemi kurduktan sonra Dünya Ekonomik Forumu’nun dikkatini çekiyor ve forumun icra kuruluna katılıyor. 2017’de Dünya Ekonomik Forumu’nun Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağı’nı kuruyor. Bu hafta San Francisco’dayız. Konuğumuz Murat Sönmez’le liderlik öyküsünü, ekonomimizden insan olmanın tanımına, hayatımızı değiştiren Dördüncü Sanayii Devrimi’ni, veri ekonomisini konuştuk. Çocukluğunuzdan başlayalım sohbetimize... İngilizceyi ilkokulda öğrendim, geceleri yatmadan ansiklopedi okuyan bir tiptim. 14 yaşından itibaren yazları Kuşadası’nda bir otelde çalıştım. Barmenlikten, oda temizliğine her işi yaptım. Müşteri hizmetini ilk orada öğrendim. Aynı zamanda İstanbul Festivali’nde çalışıp, Zubin Mehta, Paco de Lucia gibi sanatçıların provalarında, en küçük ayrıntılara dikkat ettiklerini gördüm. Sonra? Boğaziçi Endüstri Mühendisliği’ne birincilikle girdim. Öğrenciyken programcılığa aşık oldum ve yüksek lisansımı Virginia Tech’de yapmaya karar verdim. Ancak bir dönem okuyacak param vardı. Ne yaptınız? Türk halısı sattım. Halıyı değil, deneyimi satıyordum. “Ayakkabılarınızı çıkartın, gözlerini kapayın… Binlerce yıllık bir kültüre adım attınız” diyordum. Mezun olduğumda, ana caddedeki tüm dükkanlarda ve tüm hocalarımın evinde Türk halısı vardı. Bir acayip tez öykünüz var, anlatır mısınız? Okulun en zor tez hocasını seçtim. İki yıl boyunca 18 farklı tez konusu önerdim; 18’incisi kabul oldu. Pes etmemeyi, mükemmelliyetçi insanlarla çalışmayı ve büyük resimde her şeyin bir nedeni olduğunu bu iki yılda öğrendim. Benden önce mezun olan arkadaşlarım, Silikon Vadisi’nde iş buldular ve beni yanlarına çağırdılar. Tezimi zamanında bitirsem ekonomik krizin vurduğu Amerika’da bu fırsat karşıma çıkmayacaktı, belki de Türkiye’ye dönecektim. O iki sene boyunca konuşmacı olmayı, Fransızca’yı öğrendim ve yapay zeka ile tanıştım. Hepsi kariyerimde büyük rol oynadı. Yapay zeka o yıllarda var mıydı? Internet bile yoktu. Evet. 1987’de vardı, 1960’larda ortaya çıkan bir kavram. Çalışması için iki şey gerekiyor; bilgisayar kapasitesi ve veri. İnternetin gelmesi veriye ulaşımı artırdı. Silikon Vadisi yıllarından bahseder misiniz? Yarı iletken çip üreten şirketlerin fabrika otomasyonlarını yapan, Intel, Motorola gibi şirketlere hizmet veren bir kurumda saha mühendisi olarak çalışmaya başladım. Teorik değil, müşteri odaklı tasarımın gerekliliğini fark edip, programlarını baştan yazdım. 5 yıl sonra tesadüfen Vivek Ranadive ile tanıştım. Internet protokolü IP üzerinden, bankalara gerçek zamanlı veri dağıtımı yapan bir şirketi vardı. Ona katıldım. Internet yok o zaman, herkesin kendi networkü vardı. Sonra? Intel’i arayıp, kalite kontrolünü yanlış yaptıklarını söyledim. Dünyanın en büyük çip üreticisine bunu söylediğimde 30 yaşındaydım. Toplantı verdiler ve açıklamam için 20 dakikam olduğunu söylediler. O gün, Intel bizim müşterimiz oldu. Yahoo’nun finans portalını biz kurduk. Portal kelimesi bilinmiyor daha. Yahoo’nun parası yok. Dedim ki, “Bu işi yapacağız ancak reklam gelirinin yüzde 15’ini alırız.” Finans Müdürümüz işin reklam alacağından emin değildi. Beş sene sonra, aynı şartlarda anlaşmayı yeniledik. Reklam yüzdelerinin yüzde 15’i, 10-15 milyon dolar etmişti. Zamanla şirket çok büyüdü. Şirketi Reuters’e satıp, küçük bir yüzdesini alıp, Vivek’le ayrıldık. 97’de, 18 kişi TIBCO’yu kurduk. O şirkette de ilkleri yaptık. Mesela? Amazon’un arama motoru hızlı öneride bulunamıyordu. Onu yaptık. 2000’de eBay çöktü, alt yapısını yeniledik. Fedex, gerçek zamanlı takip sistemi kurarken bizi kullandı. Enerji sektörüne açıldık. İlk bir yılda gerçek zamanlı veri kullanımında dünya lideri bir şirket olduk. 1998’de Avrupa’ya açıldık. 1999’da şirketi halka açtık. 17 sene birlikte çalıştık; 4 bin müşterimiz, 18 ülkede 38 ofisimiz oldu. Vivek’le hayatımızın seyrini değiştiren iki olay oldu. Anlatır mısınız? Vivek’in kızı basketbol oynuyor ama takım çok başarısız. Kızına koçluk yapmak istiyor ama basketboldan hiç anlamıyor. Verilere dayalı bir sistem kurduk ve basketbolun hücumla değil, savunmayla kazanılabileceğini öngördük. Vivek kızların kondisyonunu artırdı, tam saha presse yönelltti. Sonraki her maçlarını kazandılar. Ünlü yazar Malcolm Gladwell bunu duyuyor ve New Yorker’a makale yazıyor. İkincisi? Çok sıcak bir günde, herkes klimalarına yüklenince, Kuzeydoğu Amerika’da elektrik şebekeleri üç gün devre dışı kalıyor. ABD, bunun üzerine dağıtım ve üretim şebekelerini ayırmaya karar veriyor. Projelerin hepsini aldık. Dediler ki “Biz arz talebi karşılayamıyoruz. Geçmiş kullanımlara yönelik tahmin yapıyoruz.” Akıllı metrelerle, 140 bin trafodan gelen gerçek zamanlı veriyi analiz ederek, her trafoya ne kadar enerji gideceğini tespit ettik. İlk sene 2 milyarlık enerji tasarrufu yapıldı. Nasıl bağlanacak bu iki olay? Golden State Wariors takımı Gladwell’in makalesini okuyor, o sırada sahipleri değişmiş. Vivek’e takımın başkan yardımcılığını ve hissedarlığını öneriyorlar. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Forbes’un haberini okuyor ve bana ulaşıyor. Çok özetle Vivek basketbola, ben kar amacı gütmeyen bir şirket olan Dünya Ekonomik Forumu’na geçiyorum. Ne zaman oluyor bu? Dünya Ekonomik Forumu’na önce TIBCO olarak katıldık. 2014’de WEF Başkanı Klaus Schwab, “Bize Doğu sentezini, teknolojiyi, liderliği bilen biri lazım” diyerek beni WEF’in icra kuruluna davet etti. İlk iki sene şirketler için WEF’i bir toplantı organizatörü konumundan çıkartıp, stratejik bir platforma dönüştürmeye çalıştım. Sonrasında da Dördüncü Sanayii Devrimi Merkezleri Ağları’nın başına geçtim. En merak ettiğim konuya geldik. Anlatır mısınız? Dördüncü Sanayii Devrimi, birbirimizle iletişimden, iş yapma şeklimize, ekonomimize, insan olmanın tanımına kadar her şeyi değiştiriyor. San Francisco’da Dördüncü Sanayii Devrimi Merkezleri Ağları’nı genç bir ekiple kurdum. Üç senede Hindistan, Japonya, Türkiye derken 13 ülkede merkez açtık. Deniyor ki düşük maaşlı/ düşük gelirli iş kalmayacak... Doğru. Yeni becerilerin geliştirilmesi ve hayat boyu eğitim şart. 40 sene boyunca yapılan bir iş yok artık. Gençliğimde daktilo kursu vardı, şimdi telefonlarımıza konuşarak yazıyoruz. Teknolojik gelişmeyi engelleyemeyiz, olumlu yanlarına odaklanmak lazım. Mesela? Sağlık hizmeti için insanların hastaneye gitmeleri lazım. Ama hastaneye ulaşımın zor olduğu yerler var. Mesela Rwanda... WEF olarak, drone’lar ile kan ve ilaç dağıtımı yaptık. Bu yöntem bazı ülkelerde drone’lar ile Covid aşısı dağıtımının önünü açtı. Harari, 200 yıl içinde insanın robotlaşacağını söylüyor. Robotlaşmak demeyelim de DNA’mız değişiyor. Doğal evrimden, sentetik evrime geçtik. Bilgisayar kodu yazarak yeni bir gen oluşturabiliyoruz. Yeni DNA’yı üç boyutlu yazıcıda basabiliyoruz. Ölümsüz mü olacağız? Eskiye göre zaten daha uzun yaşıyoruz. Eskiden olmayan Alzheimer gibi hastalıklar, bu nedenle çıkıyor. 70 genç bir yaş olacak. Artan nüfus ekonomik olarak yapay zeka ile desteklenecek. Birçok hizmet telefonlarınıza gelecek. Datanıza bakarak sizi tanıyan, spor, sağlık, eğitim, her anlamda sizi yönlendiren kişisel yaşam koçunuz olacak. Datanın etik kullanımından nasıl emin olacağız? Veri kullanımı bir aplikasyonla kişilerin onayına bağlanacak. Mesela benim verimi kanser araştırması için kullanabilirler. Ama ilaç yapıp para kazanacaklarsa verimi satın almak zorundalar. Google ve Facebook bugün yaptıklarını yapamayacaklar yani. Bunun teknolojik altyapısı kuruldu, pratikte henüz uygulanmıyor, ama uygulanacak. WEF’de dört ülkede pilot çalışmasına başlamıştık. Ben hala bu yapay zekanın öngörülemeyen sonuçlarından korkuyorum. Elektrik ilk bulunduğunda, yangınlar çıktı, şehirler yandı. Önlem olarak sigorta sistemi geliştirildi. Şimdi elektriksiz bir hayat düşünemiyoruz. Bahsettiğim veri ekonomisine geçiş, dördüncü sanayii devriminin sigorta sistemi olacak. Sonuç odaklı bir sistem kuruyoruz. Odaklandığımız sonuç iyi ve pozitif.