22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
13.05.2022 04:31

Vitamin T'yi atlamayın

Vitaminleri severiz. Vitaminlerin antioksidan olanları, enflamasyonu azaltmaya yardımcı olanları var. Bu antiokisidan ve antienflamatuar vitaminler kadar etkili bir vitamin daha var: Vitamin T... Dahası bedeva. Ona ulaşmamızı engelleyen tek şey ayakkabılarımız

Vitamin T ile kastettiğim, ‘topraklanma’nın T’si. Evet, toprakla temas tam bir vitamin takviyesi gibi çalışır. Aynı antioksidan ve antienflamatuar etkileri sağlar. Tek yapmamız gereken onunla temas kurmak. Nasıl oluyor da toprakla temas kurmak gibi basit bir eylem vitaminlerle yarışıyor?

Öncelikle biraz jeofizik konuşmalıyız. Yerküremiz bir batarya gibidir. Üzerinde elektrik yükü vardır. Serbest elektronlar (free electrons) olarak tanımlanan parçacıkları bolca barındırır. Doğa olaylarıyla bu elektik yükünü hep yüksek tutar. Her gün dünyanın farklı yerlerinde binlerce şimşek çakar. Rüzgar hareketleri, yağmur, güneş ışınları hepsi yerkürenin yüzeyini bu serbest elektronlarla devamlı şarj eder. Elektronlar eksi yüklü atom altı parçacıklardır. O yüzden biz onlara negatif yük deriz. Yeryüzü negatif yüklüdür. Dünyanın farklı yerlerinde farklı miktarda negatif yük olabilir. Bazı yerlerin şifalı kabul edilmesinde o bölgedeki negatif yükün yani serbest elektronların fazlalığı söz konusudur. İyi ama bu serbest elektronların olup olamamasının bize nasıl faydası var?

Toprağa çıplak ayakla basmak ya da denize girmek, vücuttaki elektrik yükünü dengelediği için stresi azaltıyor... Bu bilinen bir gerçek. Ancak fazlası var. Sporcular üzerinde yapılan denemeler, topraklanmanın spor sonrası kasların daha çabuk toparlanmasını sağladığını gösterdi

Vücudumuzdaki elektrik yükü

Dünya nasıl kocaman bir batarya ise bizler de birer küçük bataryayız. Bizim vücudumuzda da elektrik yükü var. Ve bunu teşhis amaçlı ölçeriz. EKG ile kalptekini, EEG ile beyindekini, EMG ile kaslardakini ölçüyoruz. Tüm beyin, sinir sistemi, kaslar elektriksel sinyaller kullanarak çalışır. Esasında her bir hücremiz elektriksel iletiye sahiptir. Biz buna biyoelektrik diyelim. Her hücremizin zarında çok sayıda kapı vardır. Voltaj bağımlı kapılar olarak adlandırılırlar. Adı üstünde, bu kapılardaki voltaj değişikliği kapının açılıp kapanmasını sağlar. Böylece hücrelere gereken maddeler girebilir, içindeki atıklar dışarı atılabilir. Her hücre zarında zar voltajı mevcuttur. Biz buna aksiyon potansiyeli deriz. Bu voltajın belli aralıklarda  tutulması gerekir. İdeal aralığın üstünde de altında da voltaj istenmez. Elektriksel voltajımızı dengede tutmak vücut için çok önemli bir iş. Günlük olarak enerjinin yüzde 20’si bu dengelenmeye harcanır. 

Çıplak ayakla gezince neden rahatlıyoruz?

Elektriksel canlılar olduğumuzu hatırlayalım. Elektrik, arada iletken bir ortam varsa akabilir. Vücudumuz elektriği iletemeseydi, parmağımızı fişe soktuğumuzda ölüm tehlikesi yaşamaktan korkmazdık. İletken olan vücudumuz ile yerküre temas ettiğinde, bu ikisi arasında bir alışveriş olur. Elektriğin iletilebilmesi elektronlarla olan bir iştir. İki iletken temas ettiğinde ikisi arasında bir voltaj dengelenmesi olur. Yeryüzüne temas ile dengesiz elektiksel alanımız varsa dengeleriz. Bu yüzden parkta, kumda çıplak ayakla gezince bir rahatlama hissederiz. Gerginliğimiz, stresimiz azalır. Oysa bir alışveriş merkezinde vakit geçirince, çıkışta arabanın kapısına dokununca o minik elektriklenmeyi hissederiz. Bu istenmeyen bir elektrik yüküdür. Bizi yorgun ve gergin yapar. 

Topraklanmanın sağlığa iyi geldiği sporcular üzerinde denemiştir. Ünlü bisiklet yarışı Tour de France ‘ın 2003, 2005 ve 2007 yıllarında, Amerikalı bisikletçilere yarış sonrası topraklanma uygulanmıştır. Alınan sonuçlara göre bisikletçiler yarış sonrası daha hızlı toparlanmışlardır. Kaslarındaki tendinit denen rahatsızlık hızlı iyileşmiş, sakatlıkları daha hızlı düzelmiştir. 

Serbest elektronlar antioksidan gibi çalışıyor

Sporcular dışında kardiyolojide de topraklanmanın etkisi incelenmiş, kamp yaparak toprak üzerinde uyuyanlarda yüksek tansiyonun hızla dengelendiği görülmüştür. Depresyonu azaltmada, kronik ağrıları hafifletmekte etkileri var. Her ne kadar çalışmalar küçük gruplarda yapılmışsa da sonuçlar umut verici. Henüz topraklanma, 'Her gün bol su için' gibi doktorlar tarafından sıklıkla önerilen bir eylem olmasa da bunun giderek değişeceğini umuyorum. Çünkü teknik detaylara inince topraklanma hakikaten takviye vitamin gibi.

Topraklanma ile yerküreden aldığımız serbest elektronlar birer antioksidan gibi çalışır. Antioksidanların serbest radikallere karşı bizi koruyan maddeler olduğunu biliyoruz. Sebze ve meyvelerde bolca olan antioksidanlar sağlığımız için önemli. Basitçe serbest radikal demek, bir atomun elektron sayısında bir tür eşitsizlik var demektir. O atom eksik elektronlarını tamamlamak ister. Elektron çalabileceği yerlere saldırır. Vücudumuzda her an serbest radikaller oluştuğu için, bu saldırıdan kendi ürettiğimiz antioksidanlarla kurtuluruz. Ancak gençlikte ve sağlıklı olduğumuz zamanlarda daha iyi yapılan bu nötralizasyon işi, yaşlandıkça yetersizleşir. Sağlıksız beslenme, sağlıksız yaşam şeklimiz ve yaşlanmanın kendisi giderek artan bir serbest radikal yükü getirir. Enfeksiyonlar, kronik enflamatuar hastalıklar, fazla kilo, uyku sorunları vs. de bu yükü artırır. İhtiyacımız olan antiaoksidanları taze sebze ve meyvelerden ve takviyelerden almaya çalışırız. Ama topraklanmak da aynı etkiyi yapar. Yeryüzüyle her temas bize bu nötralizasyonu sağlar.

Günlük yaşamımız doğadan kopuk. Evdeyken terlik ve halıyla, uyurken yerden yüksek yatakta, yolda, işte ayakkabı ile temastayız. Eskiden makosen ayakkabılar vardı. Şimdi  plastik, kauçuk gibi iletken olmayan ayakkabılarla toprak üzerinde geziyoruz. Bazen aylarca toprakla direkt temas kurmuyoruz. Ancak bir tatilde, deniz kenarında veya parkta, ormanda yalın ayak dolaşmışsak veya denize girmişsek büyük bir rahatlama hissederek ne kaybettiğimizi anlıyoruz. O gece çok daha iyi uyuyoruz. Sadece doğayla temas bizi fabrika ayarlarımıza, daha doğrusu fabrika voltajımıza döndürüyor. 

Topraklanmak için neler yapabiliriz?

  • Yalın ayak dolaşmak
  • Islak çimde, kumda dolaşmak.
  • Ağaçlara temas etmek
  • Denize girmek
  • Sokaktaki hayvanları sevmek.

Bunlar basit öneriler gibi görülebilir. Ama bol su için demek de basit durur ama çok önemlidir. Topraklanmak bir tedavi yöntemi olarak görülmeli. Şehir hayatının sağlığa pek çok bakımdan olumsuz etkisi var. Aylarca toprakla temas etmeden yaşadığımız için stresliyiz. Esasında stres olaylardan çok onlara verdiğimz tepkimizle ilgili. Bir dahaki sefere işten eve stresli olarak döndüğünüzde, o günkü olayları ve kişileri suçlamadan önce hıncınızı ayakkabılarınızdan alın; onları bir süre için ayağınızdan fırlatıp atın, en yakın toprağa basın.