Neden bazılarımızın otoimmün hastalığı veya alerjisi var, bazılarımızın yok diye merak edenler için cevap bağışıklık sisteminin tahammülünde… Burada öncelikle tahammül için tolerans ifadesini konuşmalıyız. Tolerans bağışıklık sistemi için en önemli kelime. Bağışıklık sistemi neye tolerans gösterecek, neye toleranssız olacak doğru seçebilmeli. Kendi vücuduna tolerans göstermezse otoimmünite, bir polene tolerans göstermezse alerji, yediği bir yiyeceğe tolerans göstermezse gıda intoleransı olur. Alerji ve otoimmünite bağışıklık sisteminin yanlış şeye, gereksiz ‘yükseldiği’ , fazla tepki verdiği durumlardır. Doğru bağışıklık cevabı için önce self tanıma yani kendi vücudumuzun bağışıklık sistemince tanınması ve sistemin kendine toleranslı olması gerekir. Self toleransın tersi kendine saldırı yani otoimmünitedir. T lenfositler olarak adını duyduğumuz bağışıklık hücreleri self tolerans işinde de otoimmünitede yer alır. T lenfositlerin bize saldırmamayı öğrendikleri yerin adı timüs organcığıdır. Timüsten sadece yüzde 2’si bu toleransı öğrenip çıkar, yüzde 98’i ise daha oracıkta öldürülür. Yani bizim yapılarımıza saldırmamayı öğrenememiş, self tolerans yapamayan T lenfositleri vücut affetmez. Onların yaşamasına izin vermez. Self toleransı öğrenmiş T’lerin bize değil viral, bakteriyel ajanlara veya tümörlere, eskimiş hücrelere saldırmaları gerekir. İkinci bir konu da bağışıklık sisteminin masum etkenlere tolerans gösterebilmesi gereğidir. Mesela polen yüzünden defalarca hapşıran birinin immün sistemi polenin masumluğunu anlayamamış ona tolerans geliştirememiş demektir. Onu düşman gibi algılar. Ama polenden rahatsız olmayan birinin immün sistemi polenin masumluğunu anlar ve ona tolerans gösterir. Ya da bir gıda birine dokunmaz iken diğerinin o gıdaya in-toleransı olabilir. Yani iki temel konu var: 1- İmmün sistem vücudumuzun sağlam dokularına toleranslı olmalı, olmazsa otoimmün hastalıklar başlıyor, 2- İmmün sistem dışardan gelen masum polen, yiyecek gibi maddelere karşı da toleranslı olmalı, olmazsa alerji gelişiyor. Doğru tolerans anne karnında başlar. Bozulması da yine annenin hamilelikte yaptıkları ile çok alakalıdır. Mesela anne çok antibiyotik aldıysa, toksinlere maruz kaldıysa, stresli ise, kendisi hamilelikte sızdıran bağırsağa sahipse, alerjisi, otoimmün hastalıkları varsa bu, bebeğin de toleransını etkiler. Bebek; sezeryanla doğduysa, anne sütü yerine formül mama kullandıysa, özellikle de inek sütüyle erken zamanda beslendiyse çocuğun toleransı azalır, otoimmüniteye veya alerjiye yatkınlığı artar.
11.06.2021 04:30
Zararsız bir şeye gereksiz sinirlenip fazla ‘yükselen’ tahammülsüz bağışıklık sistemi
İşlenmiş gıda tüketiminin sonu geliyor mu?
22 Kasım 2024
Yaşlanırken yitirdiğimi metabolik yetenek
15 Kasım 2024
Uzun yaşamak istiyorsanız iyi uyuyun
08 Kasım 2024
Karaciğer sağlığı ve longevity
01 Kasım 2024
Yağlar da yaşlanır: Adipaging
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024