Üniversiteyi bitirdiğim yıl, yani 2005 yılında ilk kez trenle ziyaret ettiğim Venedik’e tam anlamıyla aşık olmuştum. Kaldığım evin yatak odası Büyük Kanal’a bakıyordu ve ben eski taşlara çarpan suyun ritmik sesiyle uykuya dalıp geçen vaporetto’ların gırtlaktan gelen sesiyle uyanıyordum. O pansiyon şık bir butik otele dönüştü ve Venedik artık kaldıracağından daha fazla turist çekiyor. Sonrasında defalarca gittiğim bu şehrin sestieri'sinde (mahallelerinde) hâlâ gözüm kapalı yürüyebileceğimi ve kaybolmayacağımı hissediyorum. Bu hafta sizi festivaller şehri Venedik’e götürüyorum.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim