Kış Uykusu’nu okumak

İlk uzun metrajlı filmi Kasaba’yı çektiği yıl kariyerine başlamış bir film eleştirmeni olarak Nuri Bilge Ceylan filmleri hakkında yazmak beni bir parça germiştir hep. Çünkü sevdiğim filmlerin benimle mutlak bir bağı vardır ki o yüzden sevmişimdir o filmi, dolayısıyla onlar hakkında konuşmak ve yazmak demek kendimle ilgili bazı yüzleşmeler yaşamak ve bunların bir kısmını yazıda hissettirmek demektir. Aslında Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinin her seferinde bizi nasıl başa çıkacağımızı kestiremediğimiz duygularımızla başbaşa bıraktığını söylemek pek de yanlış olmaz. Onun başarısının en büyük sırrı budur. Sizi sadece harika görüntüler, iyi yazılmış karakterler ve defalarca prova edilmiş, üzerinde saatlerce çalışılmış diyaloglarla ve güçlü oyunculuklarla değil; hikayelerinin kıvrımlarında sizi de içine düşüren kuyular, küçük odalarla ve bazen yalnızlığınızı paylaşan bazen de sizi koca dünyada küçücük hissettiren doğayla karşı karşıya getirir. Sonra kendi içinize de bakarken bulursunuz kendinizi.