Bodrum’la ilgili yazıp çizmeye başlayıp da Cahit Kayra’dan söz etmeyeni dövmezler, ama küçümseyebilirler. Çok da haklı olurlar. Oksijen’de iki haftadır Bodrum sayfası hazırlamak gibi bir çabaya girdiğimden beri benim de sürekli aklımda; “Cahit Kayra’ya ulaş! Kabul ederse atla hemen Moda’daki evine git! Bodrum’u nasıl bilirdiniz diye sor. Hatta bir şey bile sorma, bir iskemle çek, iki metre uzağında oturup, sadece dinle! Ölmez ağacın gölgesinde yapraklarının sesini dinler gibi dinle. 104 yaşında bir insandan ne öğrensen kar. Üstelik yazılarına bakılırsa çok muzip biri. Daha ne duruyorsun, hemen ara!” İç sesimin emrini dinledim ve gazeteci Kerem Çalışkan’ı aradım. Aynı kitabevinden kitapları var. Ulaşmama yardım etmesi için yayıneviyle bağlantı kurmasını rica ettim. Çalışkan, çalışkan bir ağabeyimiz olarak anında döndü, ama haberi kötüydü: “Hastaneye kaldırılmış!” Ne, nasıl olur, yoksa, aman ha falan derken her gazeteci için o sinir bozucu cümleyi de ekledi: “Ama yazma, açıklamayı biz yapamayız, dediler.” Hasta hakkına ve ailesine saygı! Peki güzel, o zaman ben de Cahit Kayra’nın oğlu fotoğraf sanatçısı Gündüz Kayra’ya ulaşmaya çalışırım. Neyse ki ulaştım da… Gündüz Kayra epey sakin bir açıklama yaptı. “Öncelikle Covid değil” dedi; “Ciğer su toplamış. Aslında kateter yardımıyla bu sıvının tahliyesi yapılabiliyor, ancak malum yaşının 104 olması bu yönteme pek izin vermiyor. Doktorları doğal bir yolla sıvının çıkmasını bekliyor. Şu an Acıbadem’de bir hastanede. Tedavi daha ne kadar sürecek bilmiyoruz, ama inşallah bunu da atlatacak.” KILIÇDAROĞLU’NUN KİTABI, 38 KUŞAĞI Cahit Kayra’yla tanışmış her okurun yazarla ilgili seçip “en birinci”si yaptığı bir kitabı vardır. Seçenek çok çünkü; maliye bürokrasisinden Osmanlı’ya, Bodrum’dan Cezayir’e kadar 44 eser. Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için “1938 Kuşağı / Cumhuriyetle Yetişenler” kitabı önemlidir; “O kitabı ilk okuduğumda çok heyecanlanmıştım“ der Kılıçdaroğlu… Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı “Tarih-i Enderun” ve “Bostancıbaşı Defterleri”ni literatüre kazandırdığı Osmanlı kitaplarının önemli eserler olduğunu belirtir. Rahmetli Güngör Uras’ın liste birincisi “Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü”, “Marjinal Siyaset Teorileri” ve “Marjinal Ekonomi Teorileri” kitaplarıdır; ikisi de Maliye kökenli oldukları için “Üstadım” dediği Kayra’nın özellikle bu üç kitabını okurlarına hararetle tavsiye eder. Cemal Süreya “Romantik Bir Karga”yı çok sevmiş mesela… Prof. Dr. Emre Kongar, “Bodrum üzerine Çeşitlemeler muhteşem bir eserdir” diye yazmış vaktiyle. Oğlu Gündüz Kayra ise “Son kitabı Bir Çalışma Odası’nı tavsiye ederim, çok eğlenceli” dedi. Okuyacağım mutlaka, ama naçizane benim birincim de “Hoşçakal Bodrum”. “AKŞAMLARI BİR KADEH RAKI VE ÖZGÜRLÜĞÜ SEVİYORUM” Neden bu kadar çok kitap derseniz, yanıtı sadece 104 yıl yaşamak değil. Ya da bürokrasinin hemen her kademesinde bulunup, tam bir devlet adamı kimliğine büründükten sonra üzerine bir de Bülent Ecevit’in kurduğu hükümette Enerji Bakanlığı gibi önemli bir kademede siyaset yapmış olmak veya dünyayı çok iyi takip etmek, çok fazla “önemli şahsiyet” tanımak da değil. Tüm bu deneyimlere sahip olup geride tek bir satır bile bırakmamış ne kadar çok devlet ve siyaset adamımız var. Neden bu kadar çok çalıştığının ve yazdığının sebebini şöyle açıklıyor Cahit Kayra, ki hepimize ilham kaynağı olabilir bu açıklama: “Yaşama Yanıt Vermek diye bir şey var. Doğadaki bütün varlıklar kendilerini gerçekleştirerek yaşama yanıt vermeye çalışırlar. Bitkilerin çiçek açmaları, elma ağacının meyve vermesi, bulutların yağmura dönüşmesi hep böyle yanıtlardır. İnsanlar için de aynı yasa var. Yaşam olağanüstü bir şey. Yaşayan insanın bunun değerini bilmesi gerek. Yobaz karanlıklar dünyasına gömülürken, bizler yaşama yanıt verebildiğimiz ölçüde mutlu oluruz. Kimimiz para kazanarak, kimimiz aşklar peşinde, kimimiz gerçekleri arayarak, kimimiz güzel sesler, kimimiz güzel renkler içinde hep mutluluğu ararız. Benim bu öyküleri yazmamın nedeni bu! Mutlu olmak için yazıyorum. Bu mutluluk tek başına oluşan bir bencillik değil. Bir bütün içinde olan bir şey. Bu bütün içinde eşimi, dostlarımı, okurlarımı, akşamları bir kadeh rakıyı ve özgürlüğü seviyor ve yaşama yanıt vermeye çalışıyorum.” (Kasım 1996 Hoşçakal Bodrum) KAYRA’YI OKUMADAN CUMHURİYET TARİHİ ANLAŞILAMAZ Cahit Kayra’yla ilgili önceki yıllarda yapılmış birkaç değerlendirmeden alıntılar şöyle: - Prof. Dr. İlber Ortaylı: Cahit Kayra 1917 Trabzon doğumludur. 1938’de Atatürk’ün değiştirmiş olduğu isimle Siyasal Bilgiler Okulu’nu (Mülkiye Mektebi’ni) bitirerek maliye bürokrasisine adım atmıştır. Üç yıllık maliye müfettiş muavinliği döneminden sonra 1941’de maliye müfettişi olmuş, mesleğinin daha ilk basamağında iken saptanan çalışkanlık ve yetenekleriyle 1942 ortalarında hazırlanan ve yürürlüğe giren Varlık Vergisi uygulamalarını düzenleyen bakanlıktaki üst kurulda yardımcı olarak yer almıştır.
- Cahit Bey aşırı milliyetçi değildir, cumhuriyetçidir. Dolayısıyla onun yazdığı Varlık Vergisi üzerine kitapta yetkili uzmanın verdiği rakamları, yorumları, açıklamaları bulursunuz. Varlık Vergisi üzerine konuşanların fikir ve yorumlarına saygı duyulur; ancak bu gibi eserleri göz önünde bulundurmaları gerektiğine şüphe yoktur.
- Cahit Kayra gibi ölçülü ve titiz bir tarih yazarının anlattıklarının ve yazdıklarının yakın tarihçiliğimiz için bir kazanç olduğu kanısındayım. … Cahit Bey’in her kitabı okuyanlar için bir kazançtır. Bu berrak hafızalı, geniş bilgili, titiz yazarımıza ancak verimli çalışmalar dilenir. (Milliyet, 20.01.2013)
- Mehmet Baydur: Cahit Kayra’nın 1938 Kuşağı / Olaylar, İnsanlar, Anılar başlıklı eseri, 12 Eylül’ün karanlığına kadar uzanan, olağanüstü bir el tarafından yazılmış siyasî bir analiz. Yaşam öyküsünü anlatırken Türkiye’yi anlatıyor Kayra. Mizah, ironi, iyimserlik, kötümserlik, akılcılık, devrimci bir cumhuriyet sevdalısının hayata ve politikaya hem içerden hem dışarıdan bakabilmesi. Genç kalmayı başarmış, kendisiyle de dalga geçebilme yetisine sahip olan olağanüstü bir insan Cahit Kayra. (Cumhuriyet, 22.4.2001)
- Prof. Dr. Emre Kongar: Cahit Kayra’yı 1970’li yılların sonuna doğru Ankara’da politikacı olarak tanıdım... Ecevit’in 1977 seçimlerinden önce, CHP programını yeniden yazmak için Göreme Sokak’ta oluşturduğu “Beyin takımının” koordinatörüydü! Bir politikacı kimliğiyle tanıdığım bu büyük insanın büyük bir yazar da olduğunu ancak yıllar sonra Bodrum üzerine yayımladığı öykü kitabı ile anladım. “Bodrum Üzerine Çeşitlemeler” adlı öykü kitabı muhteşem bir eserdir: İnsan ruhunun derinliklerine işleyen bir gözlem gücünü ve son derece çarpıcı, ince bir mizah anlayışını yansıtır. Gerek araştırma gerekse edebiyat alanında pek çok yapıt sahibi olan Kayra, bu yıl Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’nü, son araştırma kitabı olan “Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü 1923-1950 / Devletçilik: Altın Yıllar” adlı eseriyle kazanmıştır …Kayra’nın tüm kitapları okunmadan Cumhuriyet tarihi bütünüyle anlaşılamaz! (Cumhuriyet, 14.12.2013)
- Cemal Süreya: …Humour bir silah gibi değil, ne bileyim, bir şiir gibi gelişiyor Kayra’da… Cahit Kayra’nın başarısı başka nereden geliyor diye düşündüm. Kime benziyor? Vittorio de Sica’nın yönettiği aynı zamanda baş kişiyi oynadığı filmlerin tadı var. (Milliyet Sanat Dergisi)
- Güngör Uras: Mülkiyeli büyüğümüz Cahit Kayra “Marjinal İktisat Teorileri” isimli kitabından sonra şimdi de “Marjinal Siyaset Teorileri”ni yazdı. Tarihçi Kitabevi tarafından bastırılan Marjinal Siyaset Teorileri’nde Cahit Kayra, “mizahi bir anlatım ile” politikaya yeni soyunacaklara yol gösterir gibi yaparak, Türkiye’de politika sahnesindeki oyunları sergiliyor. Ustamızının politikaya yeni soyunacaklara önerilerinden bazılarını özetleyerek aktaracağım.
- Politikada yalan söylemek helaldir: Yalan ne kadar gerçek dışı olsa da, bir tortu bırakır. Eski Yunanlılar derler ki: “Sonsuz doğrular yoktur ama sonsuz yalanlar vardır.” İhtiyatlı yalan işe yaramaz. Uyduracaksanız okkalı yalan uydurmalısınız.
- Suçlayanı suçlayın: Siyasetçi suçlama ile karşılaşabilir. Suçlamanın delilleri de olabilir. Ana gerçek bir siyasetçi suçlamadan yılmaz. Suçlayanı suçlar. Suçlayarak hücum eder: “Kanıtla. Kanıtlayamazsın... Çünkü yalancısın. Şerefsizin birisin. Komünistsin. Eşcinselsin...” Böylece deliller gürültüye gider. Suçlanan değil, suçlayan suçlu duruma düşer.
- Devamlı mağduru oynayın: Türk insanı mağdurun yanındadır. Çünkü yıllar boyu kötü şartlarda yaşamıştır. Savaşlar, mezhep kavgaları, haksızlıklar, açlık, hastalıklar. Sonu gelmeyen mağdurluk. Sel gelmiş köyü götürmüş. Dede Yemen’den geri dönmemiş, Babasını Yunanlı kesmiş. Jandarma zulmünden yaka silkmiş...
- Savunmayın, daima saldırın: Halkın gönlünü çelmek istiyorsanız, her söyleme şöyle başlayın: “Bunların yapmadıkları kalmadı. Bunlar bizi inim inim inlettiler. Aç bıraktılar. Ekmeği karneye bağladılar. Camilere arpa doldurdular. Varlık vergisi aldılar...”
- Savunmaya gerek yok. Devamlı saldırın: Düşmanla karşı karşıyasınız. Hangi tarafın güçlü olduğu önemli değil. Saldıran siz olun. Kavga ederken bağırın, nara atın, acayip sesler çıkarın. Karşı tarafa küfürler, tehditler savurun. (Eskiler kılıç ve kalkanla düşmana saldırırken arkada bando kahramanlık marşları çalardı.)
- Savunmayı katiyen düşünmeyin: Gözünüz pek olacak. Size hırsız diyene baskın çıkın: “Bana hırsız diyenin alnını karışlarım. Esas hırsız sizsiniz. Hırsız olduğunuzu herkes biliyor” deyin.
- Gündem yaratın: (Gündem yaratma Türk işi bir politik “innovation”dur.) Herhangi bir nedenle kamuoyu aleyhinizde ise, herhangi bir nedenle eleştiriliyorsanız, kolayı var. Gündem yaratın. Bizim kamuoyu çabuk unutur. Kurtuluş Savaşı’nı bile unutmadı mı? Yeni gündem yaratın. Aleyhinizdeki gündemi unutturun... Gündem yaratırken kamuoyunu etkileyecek büyük yalanları kullanabilirsiniz.
- Panem et circenses: Eski Roma’da Juvenal adında bir şair varmış. O dermiş ki, “Panem et circenses.” Türkçesi, “Roma halkına ekmek ver, bir de sirk oyunları... Ondan sonra istediğini yap... Ses çıkarmazlar...”
- Türk halkı kanaatkârdır: Türk halkının yatırım, üretim, cari açık, büyüme gibi konulara ilgisi yoktur. Halkımızın büyük kesiminin derdi geçinecek kadar havadan para, havadan sosyal yardım, bedava sağlık hizmetidir. Halka ekonomik büyümeden, yatırımdan, dış borçtan söz edecek yerde, yapılacak gıda yardımlarını anlatın. Emekliliğin kolaylaştırılacağını söyleyin.
- Bunlar Cahit Kayra’nın kitabında yer alan anlatımların belli bölümleri. Ustamız, “kendi yapmadıklarını, daha doğrusu yapamadıklarını başkalarına tavsiye ediyor. Tavsiyeler riskli. “Ben şahsen hepsini aktarmaktan çekindim... (!) İyisi mi siz kitabevinden Marjinal Siyaset Teorileri’ni satın alarak, evinizde gizli saklı (!) okuyunuz. Anlatım mizahi, okuması kolay…(Milliyet, 11.01.2015)