24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
01.10.2021 04:29

En pratik çözüm Geyik Barajı

Bodrumlular susuzluk için çare arıyor: Kuyu açmak, denizden su arıtmak, büyük su depoları yaptırmak akla gelen ilk çözümler. Oysa MUSKİ’den daha kalıcı, daha az maliyetli ve daha bir pratik çözüm önerisi var: Geyik Barajı’ndan Bodrum’a gelen ham su tahsisinin artırılması

"…Gördüğünüz içler acısı fotoğraf, Bodrum’un su ihtiyacını karşılayan tek kaynak olan Mumcular Baraj gölümüzden. Aylardır yağmayan yağmurlar, pandemi sonrasında 181 binden 500 bine ulaşarak halen artmaya devam eden sabit nüfusumuz ve yaşadığımız orman yangınlarındaki mecburi su kullanımı nedeniyle, tek su kaynağımız olan Mumcular Baraj gölümüz ile buna paralel olarak, Bodrum’daki 36 su kuyumuz ne yazık ki kurudu ve Bodrum’a su gönderimi durdu. An itibarıyla, doluluk oranı yüzde 35’e düşen Milas’ın Geyik Barajı’ndan karşılanmaya çalışılıyor su ihtiyacımız fakat, aktarım kısıtlı bir oranda olduğu için, ne yazık ki yetmiyor, yetemiyor. Hep birlikte, çok ağır bir şekilde yaşadığımız su sıkıntısının nedeni açık ve net olarak bu. Kalıcı bir su çözümü için Büyükşehir Belediyemiz ve Muski Genel Müdürlüğümüz deniz suyu arıtması da dahil olmak üzere birçok alternatif proje üstünde gece gündüz demeden çalışıyor fakat bu projeler de olağanüstü zaman ve finansman gerektirdiğinden, şu andaki ihtiyacımıza acil çözüm olamıyor…” Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, 27 Eylül günü sosyal medya hesabından bu mesajı gönderdi. Mesajın devamı da en az yukarıdaki bölüm kadar çarpıcıydı. Aras, komşumuz Milas’taki Bargilya Tuzla Sulak Alanı’na 30 bin nüfuslu bir kasaba yapmayı planlayan müteahhit Ali Ağaoğlu’na seslenerek “…hayatın temel şartı olan su konusundaki durumumuz ortada, sadece bu nedenle bile ‘Bodrum’un adını kullanarak geleceğini yok etme teşebbüsünden’ vazgeçmelisiniz” çağrısında bulundu. 

Ahmet Aras’ın Instagram hesabından çölleşmiş Mumcular Baraj Gölü.
Ahmet Aras’ın Instagram hesabından çölleşmiş Mumcular Baraj Gölü.
Kent savunması adına bir belediye başkanının ünlü bir iş insanına kamuoyu önünde bu netlikte bir çağrı yapması Bargilya’yı Türkiye gündemine soktu, ilgiyle takip edilen kimi gazeteci ve televizyoncular konuyu işlemeye başladılar. Ancak Bodrumlular için o mesajın susuzlukla ilgili kısmı da aynı derecede önemliydi. Zaten bir süredir kendisini ciddi bir biçimde hissettiren susuzluk konusunu Doç Dr. Ceyhun Özçelik’le konuşarak 23 Temmuz tarihli Oksijen’de “Bodrum’da Su Bitti” başlığı altında yazmıştık. Bu kez sorularımızı Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne (MUSKİ) yönelttik. Yazılı soru-cevap yapmak zorunda kalmanın tüm dezavantajına rağmen içerikte aydınlatıcı bilgiler var: Vatandaşın kuyu açması izne mi tabidir? Eğer öyleyse bu izin nereden alınır? İzinsiz açılan kuyunun yaptırımı var mı, nedir?  167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu’na (YAS) göre kuyular Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından verilen izinlere uygun açılmaktadır. Ancak, Bodrum Yarımadası kapalı havza olması nedeniyle son yıllarda açılan kuyuların tamamı kaçaktır. DSİ tarafından kaçak kuyulara dair işlem tesis edilmekte olup konuyla ilgili MUSKİ’nin bildirim yapmak dışında bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.  Bodrum’da uzun yıllar içinde açılmış, izinsiz binin üzerinde kuyu olduğu söyleniyor; sizin elinizdeki bilgi nedir? Bu kuyular faturalandırılıyor mu? Herhangi bir bilgi bulunmamakla beraber o rakama yakın kaçak kuyu olduğu tahmin edilmektedir. Hayır, faturalandırma yapılmamaktadır. YAS Kanunu gereği yeraltı suları ile ilgili her türlü yetki ve sorumluluk DSİ Genel Müdürlüğü’ndedir. Kaçak kuyu açılıyor, o kuyunun suyu bitince bir tane daha açılıyor. Bunun sonunu bir uzman olarak görebiliyor musunuz?  Her şeyde olduğu gibi vahşi ve düzensiz öngörüsüz su kullanımı havzayı bitirmektedir. Geri dönüşümü de mümkün değildir. MUSKİ’nin Bodrum’da sisteme su verdiği kuyuları var mı? Bu kuyuların sayısının artırılması düşünülüyor mu yoksa yeraltında da su bitmek üzere mi? MUSKİ’ye bağlı aktif kuyu sayısı 110 civarındadır. Her geçen gün mevcut rezerv azalmaktadır.  Denizden su arıtıp kullanmak izne tabi midir? Yetkili merci hangi kurumdur? Evet, izne tabidir. Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan özellikle geri dönen (arıtılmış suyun artığı) suyun deşarjı ile ilgili izin gerekiyor. Ayrıca maliyetler bir hayli yüksek. Bir maliyet karşılaştırmasıyla bunu bize anlatabilir misiniz? Ne kadar maliyetli bir çözümdür bu? 1 metreküp deniz suyunun arıtma maliyeti 0.45 avro, terfi ve diğer işletim giderleri ile birlikte 0.85 avro seviyesine ulaşmaktadır. 

Geyik Barajı’nda karar DSİ’nin

MUSKİ’nin bir denizden arıtma suyu getirme projesi var mı?  Deniz suyu ve Ekinambarı kaynakları üzerinde “Reverse Osmosis” teknolojisi ile arıtılması üzerine çalışmalar yürütülmektedir. Ancak, mevcut işletme ve yatırım maliyetleri ile çevreye etkileri değerlendirildiğinde geçmiş döneme göre çok gelişen teknolojinin daha da geliştirilmesi halinde bu yöntemin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bodrum Yarımadası adına en kısa çözüm Geyik Barajı’ndan ham su tahsisinin artırılarak, Güvercinlik İçme Suyu arıtma tesisinin yaklaşık 45 milyon lira yatırımla ikinci etabının yapılmasıdır. DSİ tarafından tahsis yapılır yapılmaz arıtma tesisinin ikinci etabının inşasına başlanacaktır.  Şu an Mumcular Barajı’ndan çiftçiye de mi su verilemiyor?  İçme suyuna su verilmemekle beraber bugün itibarıyla halen tarımsal sulamaya su verilmektedir.  Yeni kuyular açmak ya da denizden su arıtmak gibi doğanın dengesiyle oynayacak ve maliyetli çözümler yerine Geyik Barajı’ndaki suyun tamamının Bodrum’a verilmesi en doğru çözüm değil mi? Bu seçenek masada mı yoksa tamamen barajın suyunu kullanan Yeniköy Termik Santrali’nin kararına mı kalmış durumda? Kesinlikle, gerekli başvurular defaten yapılmış sonucu beklenmektedir.  Yeniköy Kemerköy termik santralleri özelleştirilirken Geyik Barajı’nın kullanım hakkı da işletmeye devredilmiş, ancak yanlış bilmiyorsam içme suyunun kullanım önceliği kamunundur. Oysa Geyik’teki içme suyu şu an santralin soğutma işlemi için kullanılıyor. Vatandaş suyunu denizden alacağına santral işletmesinin denizden alması kamu açısından daha doğru bir karar olmaz mı? Bu kararı kim verecek?  Özelleştirme İdaresi’nce yapılan ihale kapsamında termik santraller özelleştirilmiştir. Kamu kaynakları ile yapılan baraj özelleştirme kapsamına alınmamıştır. Başka bir deyişle halen kamunun elindedir ve su tahsisinin yapılması ile karar üretme yetkisi DSİ’dedir.  Bildiğim kadarıyla Bodrum’un yılda kullandığı su miktarı 15.6 milyon metreküp. En azından faturalandırılmış su miktarı bu. Şu an rezerv ne kaldı? Yarımadada yapılan çalışmalar neticesinde ortalama 25-26 hektometreküp rezerv bulunmakta, yalnız bu rezerv yağışla direkt ilişkili olduğundan dolayı öncelikle çekilen suyun bilinmesi gerekmektedir. 

Fon var, izin çıkmadı

Suyun yüzde 40’ını arızalı borularda kaybediyoruz. Aslında hangi çözümü bulursak bulalım hep 1-0 gerideyiz. Bu konuda hangi noktadayız şu an? 2014 yılında çalışmalara başlandığında yüzde 60’ların üzerinde kayıp-kaçak oranları varken bugüne kadar yapılan çalışmalarla yüzde 38’e kadar çekilmiştir. Kayıp-kaçakla mücadele ile daha etkin ve süreklilik arz eden şekilde teknoloji destekli mücadele edebilmek adına, proje hazırlanmış olup dış kreditörlerle 60 milyon avro maliyetli projenin fonlanması üzerine antant kalınmıştır. Dış borçlanma yetkisi alabilmek için gerekli olan prosedürün yerine getirilebilmesi için 2020 yılı Kasım ayından bu yana Cumhurbaşkanlığı nezdinde başvurular yapılmış, ancak halen sonuç alınamamıştır.  Yangınlar planları ne kadar değiştirdi, ne kadar su kullanıldığı gibi bir rakam var mı? Önceki yılla bu yılın 28 Temmuz-28 Ağustos arası karşılaştırmasını yaptınız mı? Yangınlar su arzı konusundaki planlamalarda büyük bir değişikliğe sebep olmamıştır, ama doğal dengenin bozulması minimum 30 yılımızın kaybolmasına sebep olmuştur. 

Boru hatlarında 2200 arıza

Sizce bu kışı Bodrum nasıl geçirecek? Su kesintileriyle mi? Bodrum yarımadasındaki su kesintilerinin sebeplerini ikiye ayırmak gerekmektedir. Birincisi su arzı yetersizliğidir, ki yukarıda bunun çözümü adına görüşler beyan edilmiştir. Kış aylarında özellikle kasım ayıyla birlikte su arzı yetersizliği sorunu ortadan kalkmakla beraber, DSİ tarafından inşa edilerek 2011 yılında devreye alınan CTP ve HDPE hatlarda 2014 yılından bu yana 2 bin 200’ün üzerinde arızaya sebep olan mevcut sistem su kesintilerinin temel sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. DSİ nezdinde yürütülen idari sürecin HDPE hatlarda tamamlanması ve MUSKİ’nin haklılığı tescil edilmiştir. Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Dr. Osman Gürün’ün talimatları doğrultusunda, HDPE boruların yenilenmesine Turgutreis, Bahçelievler ve Karabağlar Mahallesi’ni besleyen hattan başlanmıştır. 2023 yılına kadar sorunlu hatların tamamı yenilenmiş olacaktır.  CTP borularla ilgili yargı süreci devam etmekte olup sonuçlanması akabinde gerekli yenilemeler yapılarak su kesintileri minimize edilecektir.