Köpeklerimizle konforlu bir ortak yaşam sürdürebilmek adına erken dönemde doğru sosyalleşmenin öneminden her fırsatta bahsediyorum. Tüm dünyayı ve yaşam düzenimizi pozitif bir algı ile tanıtıp doğru ilişkilendirmeler yaparak bunu sağlamamız mümkün. Ancak sosyalleşmenin bazı sınırları olması gerektiğine de değinmek gerekir. Her köpek çevresel uyaranlara karşı aynı toleransa sahip değildir. Kontrolsüz sosyalleşmenin yaratacağı bazı durumları yönetemeyen köpeklerin gösterdiği duygusal ve davranışsal tepkiler, onlara yarardan çok zarar getirebilir. Aylarca emek vermiş olduğunuz çalışmalar da bu gibi durumlara maruz kaldıkça boşa gider. Bu nedenle köpeklerimizin agresif ya da asosyal olmasını tercih etmediğimiz gibi çevresel uyaranlara karşı da pozitif yaklaşımı değil, tarafsız kalmasını hedeflemeliyiz. Aynı sosyalleşme sürecine bire bir dahil olsalar bile her köpekten aynı davranış modelini bekleyemeyiz. Belirli davranışlara veya tepkilere genetik yatkınlığı olan köpekler vardır. Reaktivite eşikleri konuya ve ırka göre farklılık gösterir. Örnek olarak; bazı ırklar için yapılan genellemelerde “çok sosyal” denilirken, bazı ırklar için “fazla korumacı” gibi yakıştırmalar yapılır. Haliyle bu farklı gen aktarımına sahip köpeklerin dezavantaj olarak yorumlanabilecek olan reaktivite eşikleri de çevresel uyaranlar özelinde şekillendirilerek nötralize edilmeye çalışılmalıdır. Demem o ki; kontrolsüz sosyalliğin bir tarafı da aşırı tepkiselliği beraberinde getirir.
11.06.2021 04:30
İşin sırrı ‘nötr’ kalmasında
Apartman kuralı yaşam hakkından üstün olabilir mi?
27 Mayıs 2022
Sıcak çarpmaları ölümcül olabilir
20 Mayıs 2022
Köpek gezdirmenin sorumluluğu büyük
13 Mayıs 2022
Başta tatlı gelen kıskançlık ileride sorun yaratabilir
06 Mayıs 2022
'Üste atlama' krizi nasıl çözülür?
Tüm Yazıları
29 Nisan 2022